memleketimin çalışan neslidir. bi 30 dakika daha fazla uyumak için kahvaltı hazırlamaktan erinen yüce gönüllü insanlardır.
götü göbeği salmış kitledir.
kruvasan ile filtre kahve içse?
kahvaltıyı bıraktım yıllar önce. 2004ten beri çok nadir kahvaltı yaparım. mutluyum.
poğaça gerçekten sağlık düşmanı ya, ne yağı kullandıkları belli değil..
ülkedeki kapitalist sistemin yansımalarından biridir. serviste/yolda kaybedilen saatlerin, bedavaya yapılan fazla mesailerin ve saçma sapan bir stres altında çalışıp eve gelmenin sonunda gece uykuya bir yarım saat daha fazla ekleyip yeterli bir kahvaltıdan vazgeçmek zorunda kalan kitledir.
aynı zamanda gece uyumak bilmeyen, sabah uyanmak bilmeyen kitleden olduğum için ben de öğrencilik yıllarımdan bu yana bu kitlenin mensubuydum. yıllar içinde bana koca bir göbek, uyuşukluk, halsizlik şeklinde döndü bu alışkanlık. tabi diğer öğünlerde de fast foodları gömüyordum. sonra geçirdiğim sakatlık, uzun süre hareketsizlik sonucu aldığım kilolarla gelen hantallık beni silkeledi. geceden sağlıklı sandviçler hazırlayıp işe götürmeye başladım. sıkıldığımda bunun yerini yulaflı ya da chia tohumlu tarifler aldı. akşamları yavaş yavaş sebze suyu içmeye alıştırdım kendimi. evet hemen eski haline dönemiyor insan, ama çok daha enerjik hissediyorum artık.
öğrencilik zamanlarımda içinde bulunduğum kitleydi bu oluşum.
hakikaten göt göbek salınıyor, sağlıksız bir şeyler yediğin hissediliyor, her geçen hafta poğaçanın miktarı arttırma isteği uyandırıyor. ama özellikle resmen katı yağı midenize indirdiğinizi hissediyorsunuz.
şu anda 5 kg fazlam var poğaçayı kesme öncesi karanlık dönemden kalma. ama bir o kadar da sporla iç içe, sağlıklı ve güzel bir hayatım var. amacım o 5 kg fazlayı kilo olarak vermek yerine doğru egzersiz ve sporla, tabi yanında doğru şeyleri yiyerek yağ kütlesini doğru bir şekilde yok edip kasa dönüştürmek.
işin özü şudur ki; bir an önce vazgeçmesi gereken kitledir. sonrası hep pişmanlık oluyor.