zamanında buradan bir "birinci baskı" kitap aldım. bilenler bilir kitapların "birinci baskı" olmasının özel bir değeri/anlamı vardır. satın aldığım sahaf kitap tanıtımında birinci baskı demesine rağmen kitabın ikinci baskısını gönderdi. ben de yorum yaptım birinci baskı aldığım kitap yerine ikinci baskı kitap gönderdi diye. sahaf siteye girdiğim numaradan beni arayıp bana küfretti, yorumu silmem için tehdit etti. durumu nadirkitap'a aktardım adam hem bana yanlış bilgi verip başka baskı gönderdi hem arayıp beni tehdit etti diye isterseniz kitabı iade edin dışında hiçbir şey önermediler. sahaftan yana tutum içerisinde olduklarını açıkça gösterdiler. madem öyle hesabımı silin dedim hesabı da sildiler. uzun zamandır kullanmıyorum bu yüzden müşterinin bu kadar haklıyken arkasında durmayan bir alışveriş sitesi görmedim.

sahaflık etiğini bilen, müşterisine sahip çıkan site.

akademik bir çalışma için belli konuda kitapları topluyordum. eledim, inceledim, kitapların tamamını almak için minimum (2) kargoya bölecek şekilde ayarladım. ilk sahafın kargosu hemen geldi. ikinci sahaf (x sahaf diyelim) mesaj attı: falanca kitap yok. yine de gönderelim mi?

kitabın eksik olması kötü çünkü tematik bir sipariş veriyorum. sonradan o kitabı tek başına sipariş etmek zor. üstelik bu kitabın yokluğu nedeniyle kargo ücretsiz olmaktan çıkacakmış, kargo ücreti de ödemem gerekecekmiş. ya da aynı fiyata başka bir kitap alacakmışım.

x sahaf'a, aldığım şeyin elma, armut olmadığını, kitap olduğunu (aynen bu şekilde) ifade ettim. cevap gelmedi.

bunun üzerine nadirkitap yetkilisine ulaştım. hemen döndüler. sahaf adına özür dilediler. eksik kalan kitabımı başka bir sahaftan (y sahaf diyelim) bulmuşlar. onu da ücretsiz elime ulaştıracaklarını söylediler.

üstelik, üstüne para verecek oldular. kitap, y sahafta x sahaftakinden daha ucuzmuş. aradaki farkı iade edebiliriz dediler.

teşekkür ettim. gerek yok dedim. donanımhaber ölücüsü değiliz. o paraya o kitapları alacaktım ve almış oldum.

sahaf dendiği zaman genellikle pozitif duygular hisseden insanlardık. sıfır kitap fiyatına; 4-5 adet ikinci el kitap alabileceğimiz, hiçbir yerde bulamadığımız kitapları cüzi miktara bulabildiğimiz, sadece stres atmak için bile girip alışveriş yaptığımız bir yerdi. içini gezmek bile, sahil ya da ormanlık alanda gezercesine mutlu ederdi.

bu sahaf dediğimiz şeyin, dijital ortamda var olması bu duyguları yaşamamıza engel değildi. nadir kitap, ilk açıldığı zaman yaptığım alışverişin haddi hesabı yoktu. liste fiyatının 1/4 fiyatına sıfıra yakın kitaplar satın alırdım.

şimdi baktığımda canlı bomba patladığı zaman taksimetresini 10 kat fiyatına açan taksiciden bir farklarının kaldığını görmüyorum. liste fiyatı 150 lira olan bir kitabın baskısı mı bitti ?

hemen 10-15 kat yükselt abi durma. en az 1500 liraya ilanlar açılıyor. sıfır da olmuyor ha bunlar ikinci el. aynı kitaba sahip başka sahaf olunca o da diğerine uyup 50-100 lira düşük fiyatına koyuyor. böylelikle birkaç sahaf bir araya gelerek baskısı biten bir kitabın piyasasını belirlemiş oluyorlar.

kitabın baskısı bitmiş. bir daha basarlar mı allah bilir. sizin gidip sike sike o kitabı alacağınızı biliyorlar. sahafa mesaj atıyorsun. hadi baskısı bitmiş, kimse temin edemiyor. adamın hakkı var diyorsun, 750 lira teklif yapıyorsun. teklifini beğenmiyor. altın sanki her geçen gün değerlenecek. kitap yeni baskı yapınca götünde patlıyor. fiyatı bile değiştirmiyor andaval. hâlâ alıcının çıkmasını bekliyor.

ayrıca burada sahafların sattığı sıfır kitapların çoğunu, kitapyurdu ya da amazon'da %20 daha ucuza bulabilirsiniz. nadirkitap'tan aldığınızda pahalıya almanın yanında kitap başına(2 kitap=2 kargo) 100-120 lira kargo ödüyorsunuz. adamlardaki motivasyona bak. tamamen kerizleme üzerine odaklı.

buradaki sahaflara ek iş önerim var. fırsatçılık konusunda taksicileri geçtiniz. onlara özel ders vermeye ne dersiniz ?

not: işini, dürüstçe yapan sahafları tenzih ediyorum. ^*

eskiden çok sevdiğim ve sürekli alışveriş ettiğim e-sahaftı. ama bünyelerinde barındırdıkları esnaf zihniyetli değil yavşak zihniyetli bazı satıcılardan dolayı artık buradan kitap almıyorum. şöyle ki en son alışverişimde 1971 basım bir çizgi romanı aldım ve onun yanında 6 adet kitap daha . sipariş verdikten sonra satıcı beni aradı ve " kusura bakmayın o kitabı bulamadım muhtemelen satmışım ama sistemden düşmemişim " dedi. hafiza-i beşer nisyan ile maluldür diyerek pek önemsemedim ve diğer kitapları yollamasini rica ettim. geri kalan kitapların da 3 tanesi gelmemişti ama enteresan bir şekilde ben kitap gelmedi diye beyan etmeme rağmen para satıcının hesabına aktarıldı... her neyse bunu dert etmedim , benim üzüntüm o çok istediğim kitapların gelmemesiydi. başka satıcıdan bulacağımın ümidiyle yine aynı sitede dolanırken aynı çizgi romanı sadece 5 gün sonra aratinca buldum , ha tamam buradan alayım deyip sepete attıktan sonra bakayım satıcı kimmiş dedim ve aa evet aynı satıcı . bana " onu satmışım kusura bakmayın" diyen adam bu sefer aynı kitabı benim ilk baktığım zamanki fiyatın 8 katına satıyordu. aynı kitap . bu şark kurnazlığı filan değil bu bildiğin alçaklık .

benim de aralarında olduğum binlerce sahafın/eski kitapçının gelir kaynağının önemli bir kısmını sağlayan oluşum.

yine ancak türkiye'de görülebilecek bir yöntemle, bir tebligat dahi gönderilmeden, gerekçe gösterilmeden, kimseye haber dahi vermeden site erişime kapatılmış. anlaşılabilir bir durum değil!

hadi benim dükkan aynı zamanda cafe olduğu ve işlek bir yerde bulunduğu için bir şekilde idare edebilirim; peki tüm geliri bu siteye bağlı olan yüzlerce sahafa, onların ailelerine ne olacak?

ya da başka bir perspektiften konuşacak olursak, bir araştırmacı, baskısı olmayan eski kitaplara artık nasıl ulaşacak? bir kitapçı bile olmayan iç anadolu karadeniz ve doğu anadolu kentlerindeki okurlar, kitapyurdu ve d&r gibi sitelere mi mahkum olacak?

gerçekten korkunç bir hukuk katliamı var! umarım yarın nadirkitap avukatları durumu çözüme kavuşturabilir.

edit: tahmin edildiği üzere "sehven" erişime kapatılmış. yani avukatların çabası sonuç verdi, kısa zamanda yeniden açılacak. bir halt et, sonra sehven yapılmış deyip işin içinden sıyrıl. ne ceza ne yaptırım var nasıl olsa.

fark ettim ki yky yeni bir kitap çıkardığında toplu olarak alım yapıp direkt satışa koyan sahaflar mevcut. yky da sağolsun sınırlı sayıda baskı yapıyor ve bizi bu çakallara muhtaç ediyor. "bologna'nın kırmızı tenteleri" isimli kitabı satın almak istedim, başlıca mağazalarda kalmamış, google direkt nadirkitap'a yönlendiriyor. nadirkitap'ta aynı sahafta birden fazla bu kitaptan var. baskı tarihi ocak 2022 olan kitap, nisan 2022'de bir sahafta birden fazla ve "yeni durumda" nasıl olabilir? hadi inandık bunlar gerçekten 2. el, neden aslından daha pahalıya satılıyor? ve kitap piyasada bulunmamaya başlayınca fiyatları bunlar da iyice abartacak biliyorum. ben artık nadirkitap'taki hiçbir satıcıyı iyi niyetli bulmuyorum ve mecbur kalsam da buradan alışveriş yapmıyorum. "ikinci el kitap" bu değil...

içindeki "esnafların" %90'ının sahaf değil kitap perakendecisi/hurdacısı olduğu, kaderin bir oyunu olarak kendilerini kitap odaklı bir işte bulduğu ve bugün sektör değiştirip kendiinsaatinikendinyap.gen.tr'de dış cephe sıvası ve toptan çivi satsalar hayatlarında hiçbir değişikliğin olmayacağı sitedir nadir kitap...

(peşin peşin yazayım %10'luk gerçek bir sahaf grubu nadirde var. sadece bulmanız lazım. onlar kendilerini biliyor. sonra kimse gaza gelip beni linçlemesin.)

bu %90'lık kesim;

- 5 liralık kitaba 2000 lira yazar, "sen hayırdır bu fiyat ne?" diye sorarsanız "tek ben satıyorum", "internetten baktım yok o yüzden fiyat bu", "kalktım istanbul'a gittim, oradan 12. kattaki evden indirdim sırtımda" ya da "kitap hiç ellenmemiş, hatasız, sıfır gibi" şeklinde saçma sapan cevaplar verir. (bunların hepsi bana söylendi)

- "ben bu kitabı hurdadan kilosu 5 liraya aldım ama dünyada tek kalmış o nedenle 12000'e satıyorum" der utanmadan yüzünüze karşı. (bu da dendi bana)

- ilgilendiğiniz ve daha yeni listelenmeye başlayan bir kitap için telefonda "hocam uygun fiyat yapın hemen aybene (bkz: gibi (dizi)) paraya göndereyim" dersiniz, "aaa olmaz, sizden az önce 10 kişi sordu kitabı, çok değerliymiş, hiçbir yerde yok" diye zerre fiyat indirmez, telefonu kapattıktan sonra da kitabın fiyatını x10 yapar sonra 4 yıl kitapla birbirine bakaaaar bakar durur. (ben sorduğumda kitap 2500 liraydı ki o tarihte asgari ücret 2324 tl idi. telefonu kapadım kitabın fiyatı 10dk sonra 27000tl oldu! şu anda kitap hala aynı fiyatta ve o ibiş hala kitabı satamadı, bakışıyorlar rafta birbirleriyle. bende ağır ruh hastasıyım takarım böyle şeylere, her gün kontrol ediyorum kitabı. tatilde aklıma geldi 3 sene önce dükkanına gidecektim kavga etmeye hanım engelledi manyak mısın diye. şimdi her tatile gittiğimizde allah aşkına şu ibneye gidelim konuşayım şunla diyorum hanım ters ters bakınca susuyorum)

- hocam allah aşkına abartı fiyat koymuşsunuz bakın şurda burda kitap, fotoğraf fiyatı bu, piyasa bu seviyede, el insaf gelin anlaşalım siz de kazanın biz de kazanalım dersiniz suratınıza küt diye telefon kapatır. (izmir'deki bir lavuk yaptı bunu bana, 5 sene önce tek fotoya 200 lira çekti, oha dedim anında yüzüme kapandı telefon. anasına sövmek için yeniden aradım açmadı piç korkusunda. o fotoyu bu sene başka bir müzayededen 100 liraya aldım)

velhasıl kelam bu %90'lık tiplerin hepsi de istisnasız ticaret bilmeyen, hesap kitap bilmeyen ve her şeyden önemlisi sahaflık nedir bilmeyen dingillerden oluşur. hemen satıp paraya çevirebileceği malı 5 sene dükkanda tutar, leş gibi tişörtler giyip 2 karış sakal koyverir sonra da amerikalı istifçiler gibi dükkanlarının içine tavanlara kadar kitap, dergi, efemera yığarlar. aralarında geçebilecekleri karınca tünelleri açar ve bu "dükkanların" bir köşesine koydukları uyduruk laptoplarla habire nadir kitaba yeni envanter kaydederler. kalkıp ayaklarına gidersiniz, "nerden çıktın sen amk senle mi uğraşacaz, ne güzel yuvamda rahattım ben" bakışı atarlar, bir kitap sorsanız öfler pöfler, ya bulamaz ya yarım saat bekletir sizi. şansınıza kitabı bulursa da kitabı suratınıza fırlatıp "alacaksan al almayacaksan ne uğraştırdın beni s*kik" bakışıyla sizi süzer dururlar. gaza gelip "dükkana" bakayım, belki ilgimi çekecek birşey bulurum dersiniz, o tasnif edilmemiş kitap, dergi yığını öyle bir karmaşa ve toz, pislik içindedir maksimum 10 dakika içinde pes eder bırakırsınız. e bunların finali belli tabi, ultra fukaralık içinde yaşayıp koydukları kazık fiyatlara düşecek bir tane keklik beklerler de beklerler, sonra ölüp gittiklerinde de yakınları mallarını bir diğer %90 mensubuna 3 kuruşa satar ve bu döngü tekrarlanır...

bu işlerin nasıl işlediğini çok yakından bilen birisi olarak size tavsiyem şu;

- aradığınız bir kitabı en azından 4-5 kaynaktan aramadan almayın. zaten yukarda bazı yazar arkadaşlar paylaşmış, güncel eserler buradaki %90'lık ultra zeki! tacirlerden daha uyguna bulunabiliyor. hiç olmazsa facebook'da falan kitap gruplarına girin, birinden mutlaka çıkar.

- tez yazıyorum, doktora yapıyorum kitaba mutlaka ihtiyacım var derseniz ve bunu satan %90'na mensup vampirlerle aynı şehirdeyseniz üşenmeyin kalkın gidin dükkanına ve kitabı inceliyor ayağına telefonu elinize alıp çatır çutur fotoğraf çekin geçin. zaten bunların kitapla, bilgiyle, içindekinin bir şekilde kopyalanmasıyla falan işi yok. malı kendinden dursun da isterseniz aşk yaşayın kitapla, her gün gelin gidin okuyun 5-10 sayfa, sevin okşayın umurlarında olmaz. yeter ki aman malı rafında kalsın, koyduğu 5000 lira fiyatı bir enayi versin falan filan...baktınız çok tatava yaptı al dayı 200 lira foto çekme parası veriyorum hem bak kitabın da sende zaten deyin, hiç utanmayın pazarlığı yapın geçin. mutlaka kabul ederler.

- kesinlikle bir kitap için ısrar etmeyin. ısrar ettiğinizi anladıklarında o kitabı s*kseniz uygun fiyata alamazsınız. uzaktan takip edin, aciliyet yoksa indirim vs. denk gelirse alırsınız. ticaret bilmediklerinden salak salak indirim yapıyor bunların çoğu arada sırada, aç falan kalıyorlar sanırım.

- kitap koleksiyonu yapıyorsanız, bulabilirseniz esnaf mezatlarına katılan gerçek sahaflardan dost edinmeye bakın. esnaf mezatları değerli kitapların alınıp satıldığı ve sadece sahaf esnafının alındığı özel mezatlar. buraya sen, ben giremiyoruz. orada bir adamınız olursa daha bu vampirlerin eline düşmeden kitaba uygun fiyata ulaşırsınız. yalnız bu adamlar nakit çalışır ve istedikleri anda eft yapmanız lazım.

- hurda kağıt alım satımı yapanlardan arkadaş edinmeye bakın. bu tipler acayip koleksiyonlara ulaşabiliyor.

- gerçek sahaf olan %10'a ulaşmalısınız. bu dayıların ortak özellikleri belli konularda derin bilgiye sahip olmaları, müşteriye insan gibi davranmaları, efendi efendi konuşmaları ve sizinle güzel sohbetlere girebilmeleridir. ayrıca "abi şu konuda araştırmam var", "şuna meraklıyım, koleksiyona yardımcı olur musunuz" diye insanca ricalara karşı ilgili yaklaşırlar, konuyu sorarlar, şuna git buna git derler veya sen 3 gün sonra bir uğra elime bir kitap gelecek ona bakarsın derler. kısacası ilgili olurlar. diğer %90'nın hemen hepsinde kesinlikle böyle özellikler yoktur, dükkanlarına insan değil de davar girmiş gibi bakarlar size bak gene sinir oldum bunları hatırladıkça...

- belli bir konuda uzmanlaşan sahaflar var nadir'de ve bunlar genelde %10'luk kesimdir. mesela adam sadece spor tarihi ve osmanlı tarihi kitabı satıyor. onları bulmak işinize yarar, en azından yardım istersiniz.

- instagram sahafları var. bunların çoğu sadece instagram'da çalışıyor ve nadire dükkan açmıyor. sipariş üzerine de çalışırlar, sadece nakit alışveriş yaparlar ama bu adamlar toplayıcılara (toplayıcı nedir şuradan okuyabilirsiniz (bkz: #176112711)) ulaşabilir ve esnaf mezatlarına girebilir. vampirler erişmeden kitaplara ulaşma şansınız olur.

- yabancı dildeki kitaplar için eğer pdf bulma şansınız varsa ve illa orijinal olsun takıntınız yoksa, indirin çıktı alın ciltletin, geçin. yok illa elimde fiziki kitap olsun dediniz ve aslında 5 dolarlık kitap nadir'de 2700 lira. sahafa pdf'inin linkini atıyorsunuz, abi bak şurda pdf'i var bu fiyat olmaz diyorsunuz ve sürpriiiiiz.... sahaf size kitabı kargosuyla birlikte 250 liraya satmaya razı oluyor. (çalışıyor, tarafımca denenmiştir ^*)

ben belli bir konuda kitap ve fotoğraf/efemera toplayan birisiyim ve çok üzülerek söylüyorum ki her aldığım şeyi aslında bu tiplerin elinden kurtarıyorum gözüyle bakıyorum. inşallah arşivimi de değerini bilecek kişilere de açacağım para mara istemeden, zamanı gelince çünkü bilgiyi parayla satmaya çalışan bu tiplere kızdığım kadar koleksiyon adı altında alıp köşe bucak saklayanlara da çok sinir oluyorum...

daha dun yasadigim bir olayin icinde dolayli yoldan ismi gecen site

oncelikle sitenin verdigi hizmetin faydali oldugunu ve para kazanmayi hak ettiklerini soylemeliyim.

aradigim bir kitabi, ikamet ettigim sehirdeki bir sahafta buldum. bildigim, siklikla yaya olarak onunden gectigim bir konum oldugu icin neden hem kargo parasi vereyim hem de neden urun paketlensin, kargoya verilsin, ben evde kargo ne zaman gelecek diye zamanimi ayarlayayim diye dusundum.

sahafa gittim kitabi sordum. duzensiz raflarinda kitap bulunamadi. sonra sitedeki linki gosterdim bazi sahaflar aciklamalara kendi dukkanlarinda kitabin nerede olduguyla ilgili notlar birakabiliyor diye. sahaf ile birlikte linki kontrol ettik bu arada tabi ilandaki fiyati goruyoruz. depoya gidip bakacagini soyledi ancak kitabin fiyatinin iki kati oldugunu soyledi.

burada sunu dusunebiliriz ilana koyduklari tarihteki fiyat ile gunumuzdeki degeri farkli olabilir ancak durum soyle:

birincisi kitap hala baskisi olan, sifiri magazalarda bulunabilen bir kitap ancak ben de tasarruf yapmak istedim kullanilmis kitap alarak, ilandakinin iki kati seklinde aldigim fiyat zaten sifir kitaba yakin bir fiyat.

ikincisi ben bu gorusmeyi hic yapmadan nadirkitaptan siparis versem, muhtemelen ilandaki fiyatin hepsi saticiya gecmeyecek komisyon da kesilecek bu durumda aslinda yuzyuze aldigim fiyat 2 katindan da fazlaya denk geliyor.

sonuc ne oldu, ben amazon.com.tr'den sifir kitaplarimi siparis ettim. artik yeni kurbanlarini beklesinler.

şöyle bir uygulamaları varmış, hoşuma gitti:

aylardır tek bir kitap almak için bakınıyorum. ama hazır kargo için para verecekken başka ilgimi çekecek kitaplar da alayım ki kargo ücretine değsin diye düşünüyordum. sonunda bir sahafta alacağım kitap dışında da işime yarayacak kitaplar buldum; temelde o kitabın hatrına siparişi verdim ki ertesi gün sahaf arayıp o kitabın olmadığını, istersem siparişimi iptal edebileceğini söyledi. o kadar uğraştıktan sonra böyle olmasında bir hayır vardır deyip yine de yollamasını istedim.

akşamına nadirkitap'tan mail geldi. bana başka bir sahaftan kitabın alternatifini bulmuşlar; hiçbir ek ücret almadan (kitabın ekstra ücreti ve kargo ücreti) bunu yollayabileceklerini yazmışlar. benim aldığım kitabın durumu epey iyiyken bu yolladıkları biraz daha hırpaniydi. ben de zaten daha çok istediğim, daha eski basım olan (fiyatı benim aldığımla aynıydı; sadece o sahafta bana uygun pek kitap yoktu) bir kitabı yollayıp imkân varsa onu tercih edeceğimi söyledim. hemen akabinde "siparişiniz onaylanmıştır" diye bir mail geldi.

bu kadar anlatmaya değer miydi diyebilirsiniz ama hem uygulamalarını sevdim hem de nasipliliğime mutlu oldum.

orijinal behçet necatigil fotoğraf diye çakma fotoğraf satan site. bi çuval da para verdim.

aldığım ürünün linkini de koyuyorum:

https://www.nadirkitap.com/…inde-kitap30393592.html

merhum necatigilin kızının uyarısıyla gerçeği
anladım. iade etmek istedim. tüketici kanunları gereği 14 gün içinde iade etme hakkım varmış!
14 günü geçtiği için alamazlarmış. ulan başkasının fotoğrafını bana behçet necatigil diye sattınız. bu nasıl esnaflıktır?
gerek satıcı, gerekse nadirkitap.com yönetimi ilgisiz ve kaba tutumları ile beni çileden çıkardılar. zehir zıkkım olsun.bir daha da işim olmaz.
kimseye de tavsiye etmem. böyle zamanlarda kurumun kalitesi ortaya çıkar.
not: şikayetvar.com'da da kurumla ilgili onlarca şikayet var ve hiç birine cevap dahi vermeye tenezzül etmemişler.görsel