valla bilmiyorum da, yaşlılık ilerli yıllarında baya net büyük bir yalnızlık getiriyor gözlemlediğim kadarıyla. erken ölmeyeninden, iyi bir eş şart sanki. yoksa cidden zor olacak gibi geliyor bana.
çevrenizde sizi "seven" "sevdiğini söyleyen" birileri belki kalabilir arada hatirinizi soran ama sizi "en çok seven" kimse kalmayabilir ve pişmanlık yasatabilir, biraz acı verici olabilir. ıyi bir eş gibisi yoktur.
yaşlanmayarak kolayca çözülebilecek sorunsaldır...
deli misiniz oğlum, niye yaşlanıyorsunuz? yaşlanıp da ne yapacaksınız?
okyanusya turu ve gurmelik yapacağım, malvarlığımı tatlı tatlı harcayacağım.
eski sevgilim fuckbuddysiyle takılacakmış, mezara kadar :))) asla araya girmem bekleme yapmam, işimi görüp çıkarım;))
kedi alacağız kediler bir sürü kedi .)
gider bir huzurevine takılırım yaşıtlarla, ne yapacağım...
bakalım elden ayaktan düşene kadar yaşayacak mısın?
birçok insan genç sayılabilecek yaşta kalp krizi, trafik kazası, doğal afet gibi sebeplerden ölüyor. hayatın neler getireceğini asla tam olarak kestiremezsin.
ancak en kötü senaryo için benim planım, ötenaziden bile daha kolay olan tabancayla acısız bir şekilde ayrılmak. çünkü aciz düşen bedenimi acımasız insanlara teslim etmektense ölmeyi tercih ederim. eminim gerçek bir denetleme sonucu yaşlı ve engelli insanlara karşı yapılan istismarlar ortaya çıksa insanlıktan tiksinirdiniz. maalesef insan acımasız bir canlı, ve bence sağlık sektöründe olanların psikolojisiyse bambaşka bir boyutta.
hiçbir zevk, süreğen bir mental ve fiziksel acıdan önemli değildir. bir şekilde hayata getirildik ve çoğumuz bazı acıları yaşamaya mecbur bırakılıyoruz. ancak bu acılara karşı isyankar bir tepki verebilmek kişinin kendi inisiyatifinde.
evlilik konusuysa sizler için idealleştirilmiş, ütopik bir konu gibi geliyor olabilir. ama pratikte kaçı o mutlu hayatı yaşıyor, kaçı beraber 80'lerine kadar yaşayabiliyor, kaçının çocuğu gerçekten faydalı olabiliyor... alın size akademik bir tez konusu.