21 eylül 2012 balyoz davası kararları
Next (2) - Last Page (26)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

özellikle üst komuta kademesinin uzun süre hapiste tutulmuş olması nedeniyle "aman rövanş alamasınlar" mantığıyla verileceğine inandığım kararlar.
0 favorites - -
1 saat sonra açıklanacaktır.

ancak gelen dedikodular, saat 4e uzayacağı yönünde, daha fazla merakta bırakmasalar bizi...
0 favorites - -
an itibari ile heyecandan kalbimi zorlamaya başlamış kararlardır. annem de silivri'de sözlük, bana bakacak kimsem yok.

dularanızı esirgemeyin ey suserlar!

(bkz: #30275030)
1 favorites - -
açıklanacak karar ne olursa olsun, deniz aşırı unsurların güdümünde açılmış olan davalarda kaybeden türkiye'dir. bu dava da onlardan birisidir.

balyoz adı kullanılan davanın tek tutuklu sivil sanığı olan havelsan genel müdürü ömer faruk yarman ile tutukevinden mektup yoluyla yapılan bir röportajdan kimi bölümleri alıntılıyorum.

********

"başlarken benim ne öğrencilik ne kariyer ne de profesyonel hayatımın odak noktasında siyasetin durduğunu hiç akıldan çıkarmamak gerekir... galatasaray lisesi’ni -zevkle- fen kolunda bitirdikten sonra istanbul teknik üniversitesi’nde elektronik okudum… fiziğe olan merakım ağır basınca yüksek lisans için gittiğim boston'da, mit’den önce nükleer mühendislikten "science master", sonra da nükleer reaktör fiziğinde doktora yaptım… fizik ve mühendislik alanındaki fanatizmimin mahcubiyetiyle teknoloji değerlendirmesi, makroekonomi, uluslararası ilişkiler gibi dersler de aldım; ama hep "lillahına kadar" bir teknokrat olmaktan onur duydum. meslek aşkı işte!

doktoram başlarken amerika’da three miles island nükleer kazası, bittikten sonra da çernobil faciası yaşandı… kendi kendime "nükleer mühendislik buraya kadar! şimdi elektroniğe geri döneyim." dedim... türkiye’ye döndüm; anadolu üniversitesi elektrik fakültesi'nde yardımcı doçent oldum. keyifliydi... eh araştırma, geliştirme ve yayın yapacağız; ama türkiye’den ve dünya standartlarında. iki seçeneğim vardı: tıbbi elektronik, askeri elektronik… tıp fakültesinden arkadaşlarla bir grup kurduk... bir yanda, öte yanda eskişehir. hava ikmal ve bakım merkezi'nde havacı mühendis subaylar ile uçak avionik projeleri... türkiye’de can kıymeti yoktu ya, ikinci grup aldı başını gitti. askeri alanda öğrencilerimizle hızla "yapılmazları yapmaya başladık". savaş uçağı karmaşıktı... dokunulmaz! üstüne elektronik cihazlar takmak -hem de amerikalılardan habersiz- olacak şey değildi! biz yaptık; efsaneyi yıkmış olduk.

------

göreve başlama (havelsan) tarihim 5 mart 2003! "balyoz" davasına konu olan plan semineri’nin yapıldığı günlerde! benim işim başından aşkın. yaşım 50: profesyonel kariyerimin jübilesi olacaktı havelsan. hedef koydum: 10 yıl içinde 1 milyar ciro… avrupa’nın ilk beş bilişim şirketinden biri olmak ve emeklilik! çalışacağım ekip zaten üniversite çevresinden belliydi!

"delirmiş!" dediler. göremedikleri şu idi: türkiye’de nitelikli iş gücü ucuz, fırsat az; pırıl pırıl mühendisler kapasite-altı çalışıyorlar. ankara’da burnumuzun dibi odtü, hacettepe, bilkent, aü, başkent... türkiye’nin en iyi bilgisayar mühendisliği bölümleri. hocalar, öğrenciler çok iyi! yatırımın kilit taşı insan; bir de önüne en iyi ekranı koyarsan bitti! strateji üç aşamalıydı: büyük askeri bilişim projeleri, sonra sivil bilişim (e-devlet projeleri), sonra ihracat. sekiz yıllık hedefler, harfiyen uydu!

-----

önce odtü teknopark'ta, sonra istanbul pendik tersanesi'nde ve amerika’da şubeler açtık!... milyonlarca satır yazılım ürettik. bu başarıların ticari ödülü; artan milli güvenlik, dışa bağımsızlık boyutu yanında hiç kalır!

-----

türkiye ve yurtdışından teknolojik ve yönetimsel dallarda ödül yağıyordu! maalesef meşhur edildik!

zaten savuma sektöründe güvenlik - siyaset - teknoloji (ve hatta ekonomi) iç içe geçer. bu senfonik bir uyumdur. zor olan, küresel rekabet gücü olan orkestrayı kurmak. lidersiz takım, takımsız lider olmaz.

sanırım, "bilişim devi havelsan" serüvenimiz benim de sonumu hazırladı… soğuk savaş günlerinden beri gizli servislerden sakınırım. afrika, asya’da daha kapalı, daha gergin olurdum. amerika ve avrupa’da daha az! vurulmadık çok şükür; ama kendi vatanımızda tutuklandık! bunu beklemezdim!

-----

neden buraya düştüm? hukuk sistemi içinde suç-suçlama-iddia-ispat-hüküm ekseninde hangi mantıkla balyoz davasına girdim, niye tutuklandım, neden ve nasıl çıkarım bilmiyorum!... ama belli ki tüm tutarsız, hatalı, ilişkisiz dijital sahteci kurgulara rağmen bir koca yıl boyunca hakkımda tahliye kararı verilmemesi, yaşadığım dramın hukuki değil siyasi olduğumu gösteriyor… üstelik bu 'siyasi' boyut, hükümetin siyaseti değil. dostlarım beni yanıltmıyorsa bu tezgah ne onaylanıyor ne de bozulabiliyor.

yine de savaşın bir resmi bir de fiili nedeni olduğu gibi; bu traji-komedyanın hukuki sebebini anlayamadım da fiili sebebi bence belli: lideri uçurup takımı dağıtmak. ben bu yılki (2012) havelsan bütçesini 430 milyon tl satış olarak bıraktım. yandaş basın bağırıyordu: "balyozcu genel müdür, hala görevde!". şubatta ayrıldım. yerime içerden biri atansaydı belki trend sürerdi. değişim isteniyor ki dışarıdan, sisteme yabancı bir bürokrat geldi! iki- üç yıla kalmaz; havelsan’ın akıbeti kuşkularımızı çelecek ya da teyit edecektir! göreceğiz. dört ay sonra, 2012 mali performansı ve 2013 planı gelecek. bir de 5 yıllık stratejik plan bıraktım: hedefler belli… ilk performans değerlendirmesi 4, ikincisi 16 ay sonra ortaya dökülür. eğer haklıysam sadece ben ve havelsan değil, tüm türk savunma sektörü hedeftir. hazır olun! benim de sıram gelir diye görevdeki herkes tedirgin olmuştur.

-----

hegemon küresel düzenin ve ülkemizdeki bekçilerinin tüm engellemelerine rağmen açtığımız yoldan, peşimden karşılıklı sevgi, saygı ve güven duyduğum binlerce (evet binlerce öğrenci; meslektaşım, paydaşım) genç türk mühendisi yürüyor. ne mutlu bana! doktoradan sonra tatlı bir amerikan rüyası için gurbette kalıp buraya dönmesem, dönüp de işin kolayına kaçsam, ya da yolun başında mimlenseydim ne kadar acı olurmuş... ama şimdi artık hayatımın başarılı bir serüvenle dolmuş olduğunu -özel yetkili ya da yetkisiz- kimse değiştiremez. yıkılmam için çok geç: ayakta öleceğim!

-----

tek hayıflanmam, değerler ve ideallerimizin yolunda adanmış meslek yaşamımın savunmasız yavrularımı, sevdiklerimi-sevenlerimi, öğrenci, meslektaş ve partönerlerimi derinden yaralamış olması. daha fazla üzülmesinler! yaşadığımız, nedenimiz dışındaki kirli dünyanın bizim mikro-kozmosumuzda kurguladığı bir kahpelikten ibaret. büyütmeyelim. ben çoktan bu kadarını sineye çektim bile; yüreğim müsterih, başım dimdik. baştan beri basına mektuplar göndermediğim bundandır. unutmayın, hayat çok uzun. tarih daha da uzun!"

röportajın tümü için;
`http://www.odatv.com/…nel-muduru-konustu-2109121200`

********

havelsan, bilim ve teknoloji üreten en önemli kurumlarımızdan birisi(ydi). neden hedef alındığını, her gün milliyetçilik naraları atan yöneticiler açıklamalı.

ulusçuluk=milliyetçilik

ne demişti düş işleri bakanı? ulusçuluk tartışılsın! kendilerine oy veren %50, ulusçuluk dendiğinde anlamını bilmediğinden dolayı error vereceğinden ve "tapındıklarımız ne derse doğru der" anlayışından ötürü özellikle ulusçuluk deniyor. cesaretin varsa desene "milliyetçilik tartışılsın".
0 favorites - -
haklarında darbeye eksik teşebbüs suçlamasıyla 15 ila 20 yıl arası hapis istenen sanıkların, istenilen bu cezalara çarptırılacağını düşündüğüm kararlardır.

edit: niyet değil, tahmin.
0 favorites - -
kararları bence bu balyoz iddiasının hükümetin gözünde görevini tamamlayıp tamamlamadığına göre değişecek. kamuoyunu karıştırmak için ortaya atılan bir iddiaydı balyoz, eğer artık o karışıklığa daha fazla ihtiyaç yoksa, ki bence yok zaten bokumuzla kavga ediyoruz, kişilerin beraat etme olasılığı yüksek.

yazık günah amına koyim ne suçu kanıtlanmış, ne suçustü yakalanmış insanları tutuyorlar orada. benim arkadaşlarımdan birisinin babası içeride aylardır, insanlar ölümsüz mü bu soktuğumun dünyasında da babaları çocuklarından sebepsiz yere aylarca uzaklaştırıyorlar, valla yazık günah. suçu varsa gereği yapılır ama eğer beraat ederse o içeride geçirilen ayların, oradaki adamların eşlerinin, çocuklarının yaşadığı sinir harbinin hesabını kimler verecek?
0 favorites - -
balyoz davası, kck davası, oda tv davası gibi konular hakkında tek bir tane bile kitap okumamış,
en ufağından bir araştırma yapmamış,
"ama bunlayın hepsiiii daybeciiii" diyip herkesi bodoslama suçlayan kimi sözlükçülerin ne kadar zeki olduklarını bir kez daha anlamamızı sağlayan,
dava kararlarıdır...

muazzam bir "intikam" savaşıdır var olan ise.

ülke tarihinde bir kez daha güçlüler,
güçsüzleri bir güzel ezeceklerdir..

aslolan ise kitaplardır, delillerdir, elimizde var olanlardır. aslolan adaletin yerini bulmasıdır.

insanları;
yapmadıkları eylemler, yazmadıkları yazılar ve daha neler neler yüzünden bile suçlayabilen dava kararları ise yalandır.
halkı uyutmaktır.
0 favorites - -
balyoz davası, kck davası, oda tv davası vb. tüm cemaat maymunu olmuş davalarının kararları gibi, karar ne olursa olsun adaletle, hukukla alakası olmayacaktır.

rte'nin ben yargıya talimat verdim açıklamaları malum, komutanlar içeride olmamalı açıklaması da keza, zaten şura bitti, içeride tutulmamalarına da karar verilebilir, ki gerek yok artık, verilmek istenen mesaj onlar üzerinden verildi.
bunca sahte delilin (en basidi 2003-2007 font olayı ki iki üç cemaatçiye bu sorulduğundaki kıvırmalarını izlemek olaylar bunca acıklı olmasa çok da keyifli olabilirdi) ispatlı olduğu bir davada bile sırf mağdurları askeriye mensubu diye görmezden gelen göya demokrat gazetecilerin ne bok olduğunu da göstermiştir bu dava, üzerine yapılacak ucuz yorumlarla da ortam daha da iğrençleşecektir.

siz onların uğradığı haksızlığa ordu mensubu oldukları için oh olsun deyin, diğerleri siz kürtsünüz diye sizin uğradığınız haksızlığa oh olsun desin.. sonra bu memleket niye böyle.. sizin adalet, onur, vicdan hiçbir şeyiniz yok ondan böyle.

bu arada vesileyle insanların kalp krizi geçirmesinden bile zevk alan garip yaratıkları da sözlük sayesinde göstermiştir bu kararlar.
ne pis insanlarmışsınız be. umarım bu entryler de fikir önderi sandığınız zeka özürlülerin gazete yazıları gibi geleceğe kalır da, sizlerin ne mal olduğunuzu da tarih yazıldıktan sonra okuyup da suratınıza tükürmeye değer olmadığınızı idrak edebilen nesiller çıkar.
sizlerin genlerinizden çıkamayacak onlar da ne yazık ki..
0 favorites - -
amerikan neo-con'ların yeni ortadoğu oluşturma sürecinde bekledikleri desteği vermeyen tsk'da yapmak istedikleri tasfiye operasyonunun sonucudur. başarılı olup olmadığını biraz sonra göreceğiz.
0 favorites - -
iddia edilen cami bombalama planındaki sokak isimlerinin 2007 ve sonrasında iddianamedeki halini aldıklarını cahil oldukları için araştırıp öğrenemeyen bir takım gerizekalıların ağır cezalar beklediği kararlarmış, bunu görmüş olduk.

adı geçen suçlamadaki hatalar hem istanbul büyükşehir belediyesinden, hem de iddiada geçen caminin bulunduğu belediyeden alınan resmi belgelerle duruşmalarda mahkeme heyetine sunulmuştur.

ayrıca, itin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış.
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (26)