japoncada bir kelime grubu var: koi no yokan. türkçe karşılığı aşkın önsezisi demek.

bir insanı görüyorsunuz, tanışıyorsunuz. ve o anda, bir gün ona deli gibi aşık olacağınız hissiyatı oluşuyor içinizde. aşk tesadüfleri sever’de diyordu hani “bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. bazen bir ömür ararsın, bulunmaz.”

ilk görüşte aşk değil bu ama onun sezgisini taşımak, sonra da zamanla sevmek. bu başlıktaki iki seçeneğin birleşimi. belki de kaderin kırmızı ipi ile birbirine bağlanmak.

nedense aklıma nazım hikmetin bir dizesini getiren karşılaştırmadır.

“önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil,
‘zamanla bırakmamak’tir..”

ilk goruste asik olup, zamanla severek de ustune kat cikiyorsaniz, dunyada cenneti yasamak boyle bir seydir bence.

zamanla sevmek gerçekçiliktir, ilk görüşte aşk hayalcilik
zamanla sevmek daha mantıklıdır, ilk görüşte aşk daha çocuksu
zamanla sevmek karşı tarafa güven verir, ilk görüşte aşk aşık olana heyecan verir
zamanla sevmek uzun ömürlüdür, ilk görüşte aşk elbette kısa ömürlüdür
zamanla sevmek kadınların işidir, ilk görüşte aşk içindeki çocuğu öldürmeyen erkeklerin
zamanla sevmek evliliktir, ilk görüşte aşk kaçamaktır, meydan okumadır, risktir,
zamanla sevmek dengedir, ilk görüşte aşk dengenin şirazesinin kaymasıdır
zamanla sevmek geleceği görmektir, ilk görüşte aşk geleceği yaşamaktır
zamanla sevmenin bir karizması vardır, ilk görüşte aşk zaten karizmadır
zamanla sevmek razı olmaktır, ilk görüşte aşk fedakarlık

zamanla sevmek aşkın bir parçasıdır, ilk görüşte aşk aşkın ta kendisi

edit:imla

ilki süreçtir. temeller daha sağlam atılır.

ikincisi öngörüdür. yanlışsan üzülürsün.

ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur. olsa olsa bir aşka ilk kez bakmaktır o...

aşkın tek şartı ilk görüştür. tanıdığınız birine asla aşık olamazsınız, tanımak bir nevi aşkı öldüren bir durumdur. erkek olarak konuşayım; ben hiç tanıdığım ismini bildiğim birine aşık olmadım. ilk görüşteki o saniyelik zaman diliminde gerçekleşti herşey, tesadüfen başını çevirirsin onu görürsün ve olay biter o andan itibaren aşıksın...

aşık olduktan sonra zaten aşık olduğunuz zatı tanımaya imkanınız yok, insanın ağzına sıçsa bile ne güzel sıçıyor diye düşünürsünüz. çünkü onu tanımak istemiyorsunuz, ona olan aşkınız onu tanımanız için en büyük engeldir. yaptığı her hareket, söylediği her söz sizin için bir şah eserdir.

aşk'ın bu gizemli perdesi yavaş yavaş aralandığında onu yavaş yavaş tanımaya başlarsınız, zaman sizi ondan uzaklaştırır veya yakınlaştırır. ben aşık olduğum kız için aha işte bu hareketi yanlıştır diyebildiysem o günden itibaren onu tanımaya başlamışımdır.

tanıdıkça alışmaya başlarsınız eğer alışabilirseniz zaten o "zaman" kavramı sizi aşktan sevmeye doğru bir yolculuğa çıkartır. aksi takdirde tanımaya bile fırsat vermez "zaman" denilen kavram

zamanla sevdiğinde, aklını başından alan şey onun görüntüsü değildir. hani derler ya, önemli olan iç güzelliği, işte zamanla sevenler bunu iyi yaşarlar. zaman geçtikçe, karşındakinin güzelliği ile daha da bağlanırlar ona...insanın içi güzel olunca görünüşü de güzel gelmeye başlar.

zamanla sevdiğinde, yavaş yavaş işlersin sevgiyi. temelleri sağlam olur, bina yavaş yavaş ama sağlam yükselir. istediğin gibi şekillendirirsin, çünkü acelen yoktur. nihayetinde altyapısı sağlam, bağları kuvvetli bir sevgin olur.

zamanla sevdiğinde, alışırsın ona. kendin de şekillenmeye başlarsın ona göre... zıtlıklarınız azalır. bazen tek ruh gibi olursunuz...aynı şeylerden zevk alırsınız, aynı şeyleri aynı filmleri aynı dizileri aynı müzikleri takip etmeye başladığınızı farkedersiniz...bu sizi daha da bağlar birbirinize..

zamanla sevdiğinde, onunla ilk başlarda arkadaş olarak geçirebildiğin vakitleri de bilirsin...sevginin en temelinde yatan şeyi; iyi bir arkadaş olabilmeyi öğrenirsiniz beraber...

fakat zamanla sevdiğin vakit, bir gün gelip bir rüyada yaşadığını farkedersen eğer, bir gün gelir seni terkederse, işte acıların en büyüğünü de o zaman yaşarsın...yılardır biriktirdiğin sevginin yok olması yine yılların geçmesini gerektirecektir...

özetle, ben böyle aşkın ızdırabını...

sonuç odaklı bakarsak bünyeye aynı etkiyi yapan durumların mukayesesidir. kanser vs kalp krizi kıyaslamasına benzer.zamanla sevdiğinizde yanılma ihtimaliniz düşük olur.

ilk görüşte aşk gittikçe zayıflayıp hayal kırıklıklarıyla dolarken zamanla sevmek dediğimiz gittikçe güçlenir, tanıdıkça mutlu ettirir.

ilk görüşte aşk önce heyecan sonra da duruma göre mutluluk ya da ayrılık getirir. zamanla seversen başta zorluk çekeceğin kesin ama sonunda huzuru bulmak kaçınılmaz.