kesin çizgilerle ayıramayız.her ilişki farklı gelişir.bazen arkadaş olarak başlarsın hiç birşey hissetmiyorsundur zamanla seversin ilgini çeker ve yakınlaşırsın bir bakmışsın harika bir ilişkin olmuş.bazen ilk bakışta etkilenirsin( karşılıklı olarak)neler oluyor diye düşünmeden cumburlop dalarsın ilişkiye ve olaylar gelişir:)
bunun bir formülü,öylesi böylesi yok bana göre.şartlar ve kişiler dolayısı ile olaylar değişkenlik gösterir.bu nedenle ben şu şekilde aşık olurum arkadaş diyemezsiniz.
ilk görüşte aşk kumardır hem de büyük kumar. çünkü fiziğe bağlıdır yani çekici gelmiştir.bu işlerden pek anlamam ama anladığım bişey bu işler öyle olmuyor. zaten kadın erkek ilişkilerinde nasıl genellme yapıla bilir anlamıyorum. 2 kızla cıkıp 2 bisey okuyan cat cat konuşmaya başlıyor. (bkz:
film izleyip entry girmek)
işin içinde aşk ve sevgi yoksa "zamanın" sadece pişmanlık olarak aktığı durumdur.
insanları birbirine çeken kıvılcım olmadığında ilişki yürümüyor. kıvılcım derken, bu sevgili olanlar için de geçerli görücü usulü ile evlenenler için de geçerli. sonuçta görücü usulünde bile ilk bakış ve kıvılcım tutuyorsa sorun çıkmıyor. işte o ilk anda, yani ilk bakışta, mahcup bir şekilde göz kaçırışta içinde bir şey yuvalanacak. eğer bu olmadıysa kalbine nükleer reaktör kablosu çekip 100 ton uranyumda bassan olmuyor. adın sadece sevgili kalıyor. sevgi ise ayrı bir yerde kalıyor. taşıma suyla değirmen dönmediği içinde ayrılıyorsun...
aşkın tek şartı ilk görüştür. tanıdığınız birine asla aşık olamazsınız, tanımak bir nevi aşkı öldüren bir durumdur. erkek olarak konuşayım; ben hiç tanıdığım ismini bildiğim birine aşık olmadım. ilk görüşteki o saniyelik zaman diliminde gerçekleşti herşey, tesadüfen başını çevirirsin onu görürsün ve olay biter o andan itibaren aşıksın...
aşık olduktan sonra zaten aşık olduğunuz zatı tanımaya imkanınız yok, insanın ağzına sıçsa bile ne güzel sıçıyor diye düşünürsünüz. çünkü onu tanımak istemiyorsunuz, ona olan aşkınız onu tanımanız için en büyük engeldir. yaptığı her hareket, söylediği her söz sizin için bir şah eserdir.
aşk'ın bu gizemli perdesi yavaş yavaş aralandığında onu yavaş yavaş tanımaya başlarsınız, zaman sizi ondan uzaklaştırır veya yakınlaştırır. ben aşık olduğum kız için aha işte bu hareketi yanlıştır diyebildiysem o günden itibaren onu tanımaya başlamışımdır.
tanıdıkça alışmaya başlarsınız eğer alışabilirseniz zaten o "zaman" kavramı sizi aşktan sevmeye doğru bir yolculuğa çıkartır. aksi takdirde tanımaya bile fırsat vermez "zaman" denilen kavram
zamanla sevmek, iki şişe bira alıp usul usul takılmaktır. ilk görüşte aşk ise, üç dakikada üç shot tekiladır.
ilk görüşte "aşk" (inananlar için tabi), hızlı başlar ve hızlı biter. sonu geldiğinde biraz yas tutarsın, üzülebildiğin kadar üzüldüğünde yaran iyileşmeye başlar. bir süre sonra da konu kapanmıştır.
zamanla sevdiğin insan, üstünde etkisini yavaş yavaş gösterir - birden kırılma noktası gerçekleşir (bir olay, bir jest, bir söz aracılığıyla) ve hislerinin adını sevgi koyarsın - her geçen gün katlanarak artar ve ne sebeple olursa olsun bittiğinde iç kanama etkisi yaratır. tabi ki konu henüz kapanmamıştır, kalbine yavaş yavaş giren insanın çıkışı da yavaş olacaktır. bir kerede olabildiğince üzülüp konuyu kapatmak gibi bir seçenek yoktur, uzun bir süre acısı ve anısıyla başa çıkabilmeyi gerektirir.
zamanla sevmek, bu karşılaşmayı kesinlikle alır. ve belirtilenlerin aksine, zamanla sevmenin karşındaki kişinin kendisini sevdirmesiyle alakalı olduğuna inanmıyorum. ilk görüşte aşkın aksine daha derindir, seven kişi karşısındakinin iyi - kötü her yanını bilmekte ve bu sebeple & buna rağmen sevmektedir onu.
ilk görüşte aşka inanmayan ve hiç yaşamamış biri olarak anlamsız bulduğum karşılaştırma. özeniyorum bazen bu ilk görüşte aşk olayına ama olmadı, olmuyor. tanımadan sevemem kimseyi ben. ha sonuç olarak ikisi de aynı kapıya çıkıyor o ayrı.
ahah güldüğüm karşılaştırma. aşk dediğimiz şey sevmek ise bir kere gördüğün insanını nesini neden seversin? biri bana bunu açıklamasın, dur ben açıklıyorum. onun adı aşk değil bebeğim, halk arasında biz ona azmak, kızgınlık dönemi filan diyoruz. utanılacak bir şey değil, her genç insanın başına geliyor. ha aldatmak için kılıf mıdır, değildir bence. gider paşa paşa dersin ben tatmin olmuyorum, yeni tenler sıkı kalçalar arıyorum, uuuuuu beybi filan. karşıdaki gene hoş karşılamaz da en azından ön bilgi vermiş olursun, aldatmış olmazsın.
zamanla sevme ağırlık kazanabilir bu kapışmada. ancak birbirini iyice tanıdıktan sonra daha kötü olma ihtimali var bu durumun.
ilk görüşte aşık olmakla, zamanla göze batacak şeyler daha kolay görmezden gelinebilir.
ancak o da karşılıklı iki taraf içinde bir birikmeye sebep olabilir.
bence hislere güvenilmeli burada.
ilk görüşte aşk heyecan doludur bunun yanında, zamanla sevmek daha kalıcı daha derindir, toz olup uçmaz hemen.