normalde kirmiziyi her gun beyaza tercih eden bendenizi beyaz saraplariyla mest etmis bolgedir, ayrica gezmesi de cok zevklidir, cok sevimli minik restoranlari, guzel dogasi, icindeki fransizlar bile genelgecere gore daha bir sevimli sanki.
*
tam bir kac gunde bitirilecek, bir adet baska
eat the rich temasi kokulu dizi. hafif
white lotus'u hatirlatti ama onun kadar iyi degil.
gene de izlenir, akil dagitilir.
yazik, bu 'guguk' devletinde kendilerinden alinan kan ve sac orneklerine neler yapilabilecegi o kadar ortada ki...
haberlerin altinda pislik trolleri nefret kusuyor devletin gucunu gorun diye.
devlet deyince bir gulme geldi.
bisiklete binen en cok islaniyor, kesin bilgi.
(bkz:
cografya kaderdir)
*
hayirlara vesile amansiz bir yazci olarak bu sene mutluyum ya.
ne bileyim, hem yazin kisa kisa da olsa bolca gezdim, artik cok da disari cikasim yok, cok guzel diziler / filmler var oturup izlemek istedigim, keza video oyunlari da.
yasla birlikte insanlarla gorusme istegim de her sene azicik azicik azaliyor sanki.
valla belki de ilk kez sevincle karsiliyorum kisi.
hic duymamisim ne kadar guzel bir parca ya. hikayesini dinleyince daha da etkilendim.
proje yoneticisinin kaderidir, bazen gotunuzde ayi bagirir, bazen de bayarsiniz. su ofise 3 gun donme zirvasi olmayaydi iyiydi.
gercekten belli kafalarda izlenince muhtesem oluyor, liam neeson cok yakismis, pamela anderson da yas aldikca guzellesmis mi ne?
neyse gercekten ozellikle sakiz gibi uzatilan sahneler cok guldurdu, bundan daha da absurd hale gelemez derken, daha da geldi.
tam anlamiyla iyi vakit gecirmek icin dort dortluk film.
konularini, konuklarini, bakis acilarini, peltek 's'lerini, bazen yerini bulmayan esprilerini seviyorum kendisinin, ha bir de izlemeyi de pek seviyorum.
vardir elbette kusuru ama uzaktan bakinca ideal adamdir kendisi.