roman yazmak

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ilk romanımı yazmak için yaptığım araştırmalar rayından çıkıp bambaşka bir gizemciliğe sürüklenince aldığım uyarı:

görsel
https://cdn.eksisozluk.com/2025/9/1/r/rjsba0uk.jpg
2 favorites - -
yıllarca yapmak istediğin ama ertelediğin, ötelediğin, bir kenarda beklemeye aldığın ama günü geldiğinde, "keşke" diye iç geçirdiğin uğraş.

profesyonel bir disiplinle, ilk romanımı yazmaya başladım, memlekete hayırlı olması dileğimle. yalnız, buradan 103 olarak paylaşır mıyım yoksa anonimlikten sıyrılarak 103'ü perdeler miyim, şu an için bilemiyorum.

nobel ödülü için falan da değil bu arada, keyiften yazıyorum.
8 favorites - -
valla kısmet olursa hali hazırda kafamın içinde biten romanı kağıda dökmek istiyorum . çok zor gerçekten . kafada olduğu gibi hızlı ilerleyemiyorsun . çalışmadan yemeden içmeden o masaya oturman lazım . günümüz dünyasında , özellikle amerika'da yaşıyorsan vakitsizlikten vakit vermemediğim küçük gözüken ama içimde yara bırakan bir hobim . bir gün bitirmek dileği ile …
0 favorites - -
ne kadar ciddi uğraş olduğunu anlamanız için uğraşmanız gereken eylemdir. bilmem kaç sayfa yazı yazmaktan bahsetmiyorum. o işin en kolay kısmı 300-350 sayfa yazmakta bir şey yok. bu süreçte cidden en kolay kısım o.

asıl mesele ne yazacaksınız? bunu nasıl anlatacaksınız? bu eserle ilgili nasıl bir dünyanız var? bu dünyayla ilgili okumanız gereken kaynaklar, kitaplar, araştırmanız gereken konular, izlemeniz gereken şeyler ne? konunuzla ilgili tüketmeniz gereken şeyler ne? hangi sahne ne kadar ve ne zaman anlatılacak?

sadece şunları düşünerek bir ömür tüketebilirsiniz benden söylemesi. yıllardır aklımda bir roman fikri var benim. daha önce denemelerim oldu ama devam etmedi. yüksek ihtimalle o roman denemelerini eserlerimde kullanırım ama devam eder miyim bilmiyorum. hepsi başlangıç seviyesinde kaldı. bir tanesi çok özel belki devam ederim ona ama diğerleri ne olacak bilmiyorum. değişirler belki.

roman yazmadım hiç. denemiş oldum ve bu konuda az çok birilerini okudum ve söylenenleri dinledim sadece. bitirdiğim bir romanım yok.

roman yazma süreci ciddi bir disiplin gerektiren şey ve o disiplini en azından hayatınızda bir şeyler yapmadan kazanmak zor.

roman işi ciddiyet ister. öyle iki cümleyle bitecek iş değil. en basitinden benim kafamda bir evren var ve onu yaratmak için okumam gereken kitap sayısı serileri tek kitap üzerinden değerlendirirsek 100 tane. düşün serileri tek kitap üzerinden değerlendiriyorum ve bunlar sadece aynı tür kitaplardan oluşan kitaplar. daha farklı türleri de okumam gerekiyor ki sayı 500 falan oluyor. bu da en iyi ihtimalle 5 yıl demek. evet bir evreni kurmak 5 yıl alacak bir şey.

elbette evren kurmak zorunda değilsiniz. karakterleriniz kimler olacak? tipleri nasıl? huyları ne? belli bir alışkanlığı, onun kişiliğini gösterecek bir tarzı ya da davranışı var mı? yaşları kaç olacak? kaç kişi olacak romanda?

düşünme süreci bile uzun bunları. ciddi bir iş roman yazmak. herkesin harcı değil.
0 favorites - -
şu zamanda yapabileni tebrik ettiğim aktivite. sahi nasıl sıkılmadan yapıyorsunuz.
0 favorites - -
fabrikada çalışırken roman yazan beden işçisi bir adam kitabı bitirdiğinde alacağı hazla yaşamayı kendisine kafi görebilir.
1 favorites - -
bugüne dek editör davetiyle üç kolektif kitapta öykülerim yayımlandı. bunun yazarlık yolundaki ilk adımlarım olacağını düşündüm. her biri için olumlu geri dönüşler aldım, belli bir tanınırlık da kazandım. ancak beklediğim ölçüde bir fayda sağlamadı. öncelikle yayınevi kitapları yeterince tanıtmadı, satışı için de çaba göstermedi. kitapta yer alan diğer yazarların özenle seçildiğini de pek sanmıyorum.

bu konuda yayıncıyla ve editörle görüştüm. aşırı övgüleriyle beni yumuşatmaya çalıştılar, tek başıma bana ait bir kitap basmayı teklif ettiler.

fakat ben bu yayınevinden soğudum ve vaatlerinin arkasını aramadım. bu arada yayınevi istanbul’da.

benim için sorun yalnızca kitabın basılması değil; dağıtımı ve pazarlanması asıl mesele. burada özellikle belirtmeliyim: hiçbir maddi beklentim yok, yeter ki insanlar okusun.

öğrencilerime kitap çalışmalarımı anlattığımda hemen, “hocam, biz alırız kitabınızı.” diyorlar — sağ olsunlar. ama bunu da ahlakî bulmuyorum.

şu an basılmaya hazır bir öykü kitabım ve iki şiir kitabım var. bunun için yayınevleriyle görüşmem gerekiyor. izmir bu konuda yeterli değil; istanbul’a gitmek en doğrusu. benim için bu da ancak yazın mümkün olabilir. bakacağım artık...

geçtiğimiz yaz, ilber ortaylı ve tomris uyar başta olmak üzere birçok türk yazarın eserlerini almancaya çeviren dünyaca ünlü türkolog beatriks caner’in eşi beni kuşadası’nda yemeğe davet etti.

çok güzel bir görüşme oldu. bana, almanya’ya her gelişinde evlerinde kalan tomris uyar’ın onlar için imzaladığı bir kitabını hediye etti. ayrıca almanya’daki yayınevlerinin türkiye’deki etkinlikleri için işbirliği teklif ettiler, sağ olsunlar.

öte yandan, zamanında milli eğitim müdürlüğü beni resmi kutlamalarda sunucu olmam için trt’ye spikerlik kursuna yollamıştı. uzun süre il düzeyinde törenlerde görev aldığım için beyefendi bana kendi yayınevlerinde basılan bazı kitaplar için sesli kitap teklifinde de bulundu.

buraya kadar her şey güzeldi; ancak sosyal medya videolarında okuyucu olmamı istediklerinde tereddüt ettim. bu, çok zaman alacak bir işti. görüşmemiz şimdilik askıda kaldı.

ayrıca, şiirlerimi youtube’da klip çekerek okumak isteyen ünlü sayılabilecek bir hanım bana ulaşıp teklifte bulundu. bu beni çok memnun etti ve hatta, “size birkaç tane yollayayım, siz seçin.” dedim. hiçbir ücret de talep etmedim.

bir süre sonra hanımefendi, ciddi sağlık sorunları nedeniyle bu işe hemen başlayamayacağını söyledi. ben de bekliyorum.

görsel : çok değerli büyüğüm , dostum rahmetli hanri benazus ile ebediyete intikälinden kısa bir süre önce ...
9 favorites - -
ilk romanım bilim kurgu türünde olacak, bilim okuryazarlığı olan okurlara daha çok hitap edecek.
0 favorites - -
kendi yöntemimden yola çıkarak net bir şekilde söyleyebilirim ki roman yazarken yapacağınız ilk iş -temayı ve konuyu belirlemiş olduğunuzu varsayarak- biyografi yazmaktır.

başkarakteriniz kimdir! en önemli soru budur. ne zaman nerede doğdu, nasıl bir ailede büyüdü, sosyoekonomik ve sosyokültürel durumu nasıldı, eğitim aldı mı! mesleği ne! hobileri fobileri takıntıları… hepsini yazmanız gerekir. bunları yapmanızdaki neden çok basit. karakterinizi gerçekleştirmek. hakiki bir insan olarak yaratıp önce onu bir yazar olarak kendinize inandırmak. sen haritayı açar karakteri orada bir yere çakarsan, bir anda onunla ilgili temel özellikleri bir çerçeveye oturtmuş olursun. aidiyetleri, değer yargıları, aksanı, dinlediği müzik hatta damak zevki bile kafanda yerleşiverir. hikayedeki temel karakterleri bu şekilde sabitlediğinde kendiliğinden özgün figürler yaratmış olursun. hikaye boyunca yazdığın biyografi referans olacağından tutarlılık sorunun da ortadan kalkacak.

okuduğumuz veya izlediğimiz işlerde gördüğümüz; ya hu bu adam/kadın böyle davranır mı, o öyle der mi, onun karakterine o hareket oldu mu gibi eleştirilerden paçanı kurtarırsın.
bir hikayede inandırıcılığın mekanla zamanla bir ilgisi yoktur. sen gerçek bir karakter inşa et, sonra istersen m.ö. 3000 yılına gitsin. başka bir galakside yaşasın veya süper güçleri olsun. okur inanır, kabul eder.
ha biyografi sadece insan karakterler için değil, hikayedeki hayvanı da sürekli gidilen veya bahsedilen bir mekanı da bir ağacı da kapsar. çok teferruata girmene gerek yok. kabaca kimdir nedir diye not alabilirsin.

bunlar ön hazırlıktır ve illa hikayende bu bilgilerin geçmesi de gerekmez. yazar olarak senin bilmen önemli. okurun soracağı tüm soruları önceden çalışıp, hiçbirini es geçmeden kendi içinde cevaplamış olman gerekir. birkaç sorunun es geçildiği işlerde söylenen ‘’’tam olacakken olmamış, aceleye mi gelmiş, ne olmuş buna bir şey olmuş anlamadım’’ eleştirilerine maruz kalmamak için.
roman dediğin puzzle gibi. önce resmi tüm detaylarıyla çizer sonra parçalara bölüp okurun önüne koyarsın. ha istersen bazı parçaları yollamazsın, kendi çözsün tamamlasın kafasında diye. ama onlar sendedir, çizilmiştir en baştan. okur da onu anlar, bütüne bakınca her şey yerli yerine oturur.

diğer mesele sabır.
3 günde, 1 haftada, 2 ayda roman yazılmaz. sadece ön hazırlığı günler sürer. acele etmemelisin. hele gerçek mekân, tarihi yer, gerçek olay, belge, bilgi referansları varsa hikayende işin daha da uzun. akabinde tema, konu, karakterler ve taslak. sonrası işçilik. başlarsın ilmek ilmek örmeye.

başlıkta sık sık birilerine okutun diyenler olmuş. çok katılmıyorum bu fikre. 2 editör okumasını geçirmemenizi salık veririm. eş dost zaten moraliniz bozulmasın diye kötüyse bile iyi der. zaman kaybı. yazdığınız türü çok okuyan insanlara gösterirsiniz, onlar da sırf eleştirmek için ayarsızca hevesinizi kırabilir. okumak başka yazmak bambaşka. teknik değerlendirme de yapacak potansiyel yoksa şahsi yani öznel yönlendirmeleriyle sizi olmadık yollara sokabilirler. o da zaman kaybı. bunlara gerek yok.
önce kendine karşı dürüst ol. potansiyeline inanıyor musun! o yazdığın kitabı bir başkası yazsa, para verir saatlerce zaman harcar okur sonra da değdi ya hu der misin! öyleyse önüne gelene okutup da ele ayağa düşürme emeğini. oraya buraya çekiştirmelerine, üstünde tepinmelerine, yalandan övmelerine yahut acımasızca yermelerine izin verme. dağ taş yayınevi. parayla basan da var bedava yapan da. şansını dene.
66 favorites - -
0 favorites - -