erkeğin daha çok sevmesi.net
çok duygusal olmayın
duygusallık çok güzeldir, ta ki size zarar vermeye başlayana kadar. özellikle yeni başlayan ilişkilerde fazla duygusal olmayın. ilişkilerde mutlu olmak kadar acı çekme ihtimali de vardır. kendinizi hemen kaptırmayın, anı yaşayın.
durumu kabul edin
hayatta daima açık fikirli olmalısınız. açık fikirlilikle flört ederseniz, sizin için her şey daha kolay olur. eğer sizin ve flörtünüzün birlikte olması gerekiyorsa bu zaman alır. ve eğer gerçekleşmezse durumu kabul etmelisiniz böylece kendinizi kalp kırıklığından kurtarmış olursunuz.
ne istediğinizi bilin
ne istediğinizden emin olup olmadığınızı biliyorsanız, hayatınızda hiçbir kalp kırıklığı yaşamayacaksınız. gerçekten neyi ve kimi istediğinizi bilin. aklınızdaki şeyler net olduğunda kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
aranızdaki benzerliklere bakın
flörtünüzün hayattaki sevdiği ve sevmediği şeyleri kendi sevdikleriniz ve sevmediklerinizle karşılaştırın. eğer ortak noktalarınız varsa, birlikte iyi bir geleceğiniz olabilir.
kırmızı çizgilere dikkat
ilişkide çıkara dayalı hareketler veya saygısızlık gibi kırmızı çizgiler, ilişkinin geleceğini size bildirir. sevgililik ilişkisi aşk, arkadaşlık ve anlayış ile ilgilidir. bunlara dikkat edin.
kendiniz olun
hayatınızdaki hiç kimse için değişmeyin. eğer işler yolunda gitmezse, siz yine de doğru olanı yapıyor olacaksınız. ve eğer işler yolunda giderse, aşkta kesinlikle şanslısınız demektir.
hiçbir şeyin sırrını bilmediğim gibi bunu da bilmiyorum. zaten insana 30, hatta 35 yaşından sonra gelen bir ihtiyaç bu, ya da bana öyle oldu. ondan öncesinde büyük yükselmeler, ani bitişler daha normal geliyordu bana ve hayır bağlanma problemim yok, o zaman da yoktu. belki sadece ne kadar genç olduğumun farkındaydım ve hiçbir ilişkim 3 yılı bulmadı. yalnız başıma daha mutlu olduğumu düşünüp ilişkilenmek istemediğim de oldu, mutsuzluktan öleceğimi sandığım da. ama epi topu 2,5 yıl. sonra herkes yoluna baktı.
35 yaşımın ilk günlerinde başlamış olan ilişkimde 8 yılım dolmak üzere. tabi ki karşımdakiyle de ilgili bir durum bu ama en az onun kadar uyumlu ve anlayışlı birilerini daha sevmiştim geçmiş yıllarda, onlarla da uzun sürmemişti.
birinci yılımızı yeni doldurmuş olmalıydık tam emin değilim. bir şey üzerine konuşurken, "şimdi mutlu bir ilişkin olduğu için..." gibi birşey söylemişti. aaaa doğru ya mutlu bir ilişkim var benim, demiştim. o kadar tartmamışım ki mutluluğumu. mutlu bir ilişkideyim cümlesi aklımdan geçmemişti. hatta ona da sormuştum, "sen de mutlusun değil mi?" diye o da şaşırmış olmalı.
sonra yıllar geçti, geçen gün yine birşey üzerine konuşuyorduk. tam hatırlamıyorum ama ayrılığı kaldıramayan bir arkadaşımızla ilgiliydi galiba konu. "ben napardım acaba?" dedi. ben de ona yanıt verirken bir ara "güzel bir hayatımız var " dedim. "aaa doğru diyosun ya güzel bir hayatımız var" dedi. o da bunu hiç tartmamış.
balıkların deryayı bilmemesi gibi galiba bu durumlar. mutsuzluğun ve kötü hayatların adı koyuluyor. öbür türlü üzerine düşünmüyorsun. belki daha gençken düşünüp de mutsuz olunacak, hayatından memnun olmamanı sağlayacak birşeyler bulup duruyorsundur kendine bilemedim. belki de bir sırrı varsa, o sır yaşlanmaktır. yaşlanmak rocks.
ilişkinin planlardan, stratejilerden, kötülüklerden arınıp saygı ve sevgi çerçevesinde her şeyin paylaşılabildiği bir noktada olması. bu uyum dahilinde gözlerinden kalp çıkan emojiye dönüştüm.
*
paylaşabilmektir. sadece elinde olanı da değil. iyiyi, kötüyü, badireleri, gündelik hayatı, sevgiyi ve saygıyı paylaşabilmektir. eğer bir insanla ortak yönleriniz yoksa aranızdaki çekim ne kadar büyük olursa olsun mutlu bir ilişki boyutuna geçmeyecektir.
eğer karşınızdaki sizin derdinize de sevginize ortak olduğu kadar ortak oluyorsa onu asla incitmemeye özen gösterin.