yaşlıların telefonunda bir şeyleri düzeltmeyi; isim kaydetme/silme, yer kaplayan onca sms, güncellemeler ve whatsapp'tan gelen cuma/kandil mesajlarına gönderenlerden teşekkür etmeyi ve aynı temennileri de kendilerine ilettikten sonra yüzlerinde oluşan anlık gülümsemeleri seviyorum.

bir bankta oturdum diyelim "kızım şuna bir bakıversene" deyip, sohbet devam eder, ki ben bunu çok severim. konu illa geçmişe dayanır.. hüzün dolu bakışlarla anlatır ve ben bunu genelde hep anneannemin bakışına benzetirim. hüzün dolu bir mutluluk yaşar, can kulağıyla dinlerim tam bir anadolu kadını olan cevher teyzemi/teyzelerimi.

çok severim bu yüzden yaşlılarla muhabbet kurmayı. mutlaka bir hayat tavsiyesi verirler, hüzün dolu bakışları arasında ve bir kez daha içim cız ederek dinlerim.

ve sonra ayrılmaya yakın; ettikleri dualar mı dersin, allah senin gibi birisini çıkarsın karşına demeler mi dersin, onca ardı arkası kesilmiyen gülücükler mi dersin. dersin mi dersin.^*

bu sabah otoparkta 70 yaşının üstünde bir büyüğüme denk geldim. beni görünce arabasından inip yanıma geldi. hocam günaydın, hayata çok güzel bakıyorsun, sadece bunu söylemek için geldim dedi gülümseyerek. teşekkür ettim. yaklaşık üç saattir ifade etiği şeyin neşesi var üstümde. bana sorsalar aslında hayata kara bir yerden baktığımı düşünürüm. bıraktığım intiba tersi demek ki. belki de kıymetli büyüğüm haklıdır. insan bazen kendisini başkasıyla tanıyor.

bu sıcak havalarda tüm camlar açık bir şekilde trafikte adım adım ilerlerken, gittikçe size doğru yaklaşan ve sesi yükselen bir metallica şarkısı ^* duymaktır.

duyduğum haz beni ergenliğime götürdüğünden, suratımda ebleh bir gülüşle yolcuları dikizledim hemen.

arabamla yan yana geldiklerinde içindekilerin metallica tişörtlü 17-20 yaş aralığında ergenler olduğunu, o sıkışık trafikte herkes oflayıp poflayıp kornaya basarken, gençlerin hep bir ağızdan şarkıyı böğürdüğünü ( evet, böğürmek. ) ve direksiyonun bateri olarak kullanıldığını görmek beni o yaşlarıma geri götürmüştü.

suratımdaki ebleh ifade gitmiş ve gururdan gözleri dolmuş bir baba, bir abi oluvermiştim o anda. kendi ergenliğimi dışardan gözlemliyor gibiydim adeta.
hey gidi..
çok çok basit, ama beni inanılmaz mutlu eden bir şeydi bu.

metal müzik ölmeyecek lan!

var mısınız böğürmeye?
(bkz: cehennem evet)
\m/

--- spoiler ---

darkness imprisoning me
all that i see
absolute horror
i cannot live
i cannot die
trapped in myself
body my holding cell
--- spoiler ---

huzurlu, mutlu, neşeli bir aile olarak yaşanan evde, mutfak radyosunda daimi olarak açık olan trt 3 radyo
^*

pencerenin önünde salyangoz görmek, yumuşamış tek bir kedi maması tanesine doğru hareket etmesi, bize göre bir parmak hareketi ona göre çok uzun bir yol olması.
mamayı alıp tam önüne koymak ve onun antenleriyle mamaya sarılıp yemesini seyretmek. sonra bir mama tanesini daha suya batırıp önüne koymak.

küçük iyilikler görmek, küçük sevgi sözcükleri duymak mutlu ediyor. samimi hislerle söylenmiş övgüler gururlandıryor, birinin hayatında fark yarattığımı hissetmek güzel.
özellikle "hiç acımadı!" sözü beni çok mutlu ediyor.

french pressin tepesine basıp aşağı itmek.

para çar çur etmek.

78. dudak balmı, oradan bir kokulu silgi, buradan bir fincan, zibilyon tane kurşun kalem varken bir tane de ucunda tüy olandan, bir iki lastik toka, kediye top, sabun, biraz dübel ve çeşitli çiviler, saksıda menekşe, bir külot, sakız...
almasam da olur şeyler ama şuursuzca 100-200 lira harcamak ruhuma iyi geliyor.

-bir espri yaptığınızda ya da laf arası bir gönderme, referans çaktığınızda karşı tarafın göndermeyi havada bırakmayıp yakalaması, reaksiyon vermesi.
-salçalı/soslu makarna yemek -spagetti ya da penne-
-tok karnına sigara içmek.
-birinin bir işini halletmek, pratik bir çözüm üretmek.
-kızarmış ekmeğe tereyağı sürmek.
-anı, hikâye dinlemek.
-sokakta, bir mekanda vs. samimi şekilde eğlenen insanlar görmek.
-çayın yanında kemirmek için bir şeyler ararken evde bisküvi falan gibi bir şey bulmak.
-radyoda güzel bir türküye denk gelmek.
-bir şey anlatmaya çalışırken karşı tarafın sizi tam anlamıyla anladığını o kişinin gözlerinde görmek.
-güzel bir bal yemek.
-estetik bir şeylere bakmak. eşya, insan, yapı vb... canlı ya da cansız herhangi bir şey.

şimdilik bunlar geldi aklıma.
öyle işte.

alarm kurmadan uyumak.