belli bir konu, düşünce ve sorun üzerinde halkın inanışı, kaanatidir. siyasal alanda ilk defa
fransız ihtilalinden önce jean jaques rousseau tarafından ortaya koyulmuştur. türkiye' de efkar-ı ümumiye, amme efkarı, halk efkarı ve halkoyu olarak da kullanılmıştır. fakat 1961 ve 1982 anayasalarında
halkoyu kelimesi için
referandum karşılığı kullanıldığından anlam farklılığı kazanmıştır.
halkla ilişkiler,
reklamcılık ve
propaganda alanlarında önemi çok büyüktür. mesajın doğru iletilip, tutum kazanıldığına ya da başarısız olunduğuna dair bir geri bildirim niteliği taşır. kendi içinde ikiye ayrılır. biri kar amacı güden firmaların yaptığı ve çoğunlukla
pazar araştırması denilendir. diğeri ise kamusal olaylarda halkın görüşünü ortaya çıkarmaya yöneliktir.
lakin türkiye' de yapılan araştırmaların sağlıksız olduğu su götürmez bir gerçektir. özellikle de siyasi alanda yapılanlar... çünkü kamuoyu oluşturmanın temel adımı; halkı öncelikle o konuda bilgilendirme ve bilinçlendirmedir. bu aşamadan sonra konu hakkında halkın görüşü alınır ve bir nevi gidişat görülür. türkiye'de uygulaması ise
bodoslama olarak direkt sormaktan geçer. konu hakkında bilgi sahibi olmayan halkın tercihleri doğrultusunda gelinen nokta da bellidir. siyasi boyutta bakarsak bu eksiklik; halkla ilişkiler reklamcılığının eksikliğinden kaynaklanmaktadır. siyasiler genelde propagandaya yöneldiklerinden halkı sağlıklı biçimde bilgilendirmemektedirler. propagandada esas, doğruyu söylemekten öte karşındakini inandırmaktır. etik kısmı elbette tartışılır... oysa halkla ilişkiler ve halkla ilişkiler reklamcılığında esas, doğruları söyleyerek halkı o konuda aydınlatmaktır. bu temel basamağı, işimize gelmediğinden ya da zora kaçtığından atladığımız için kamuoyu araştırmaları tabanından çatlaktır. sağlıksız olması, başarısız olmasını gerektirmediğinden, araştırmalar sonuca yansığı için medya, kurum ve kuruluşlar tebrikleri büyük bir zevkle kabul etmektedir.