istenmemek
Next (2) - Last Page (9)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

hep karşı cinsle ilişkiler bağlamında değerlendirilmiş.
fakat dram dozu aslında ebeveynler tarafından istenmemekle maksimuma ulaşır.

bir arkadaşımın arkadaşı kocasıyla ayrılık aşamasında. 4 yaşındaki oğullarını kesinlikle babası istemiyor. öyle haftasonu filan da dahil.
annesi de kalpten istemiyor. babasının çocuğa biraz, minicik bir sevgisi olsa hemen babaya iteleyecek çocuğu.
"hayatını yaşamak" istiyor kadın. kendi ifadesi bu..
ama zorla gönderdiği tatillerde baba çocuğa öyle zalim davranıyor ki, vicdan dayanmaz yani çocuğu buna rağmen babaya itelemeyi...
kadın "mecburen" bakıyor çocuğa.

ben bunun daha zorunu yaşadım çocukluğumda. annem de babam da pek sevmezdi beni. kendimi onlar nezdinde hep "fazlalik" hissettim. gün aşırı, hatta kimi zaman her gün fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldım. o kadar büyük bir sevgisizlik cehenneminden, sonraki ergenlik cehenneminden filan nasıl tek başıma ve bi şekilde ayakta ciktim; hala hayret ederim...

bu koşullar altında yetişen insan için, karşı cins tarafından istenmemek (4. ayda ya da 14. yılda olması bisey değiştirmiyor) olayı tamamen ve dram dozu daha makul seviyelerde kalmak kaydıyla bitiriyor.

partner tarafından istenmediğini anlayan/öğrenen, bu koşullar altında yetişmiş bir birey için öyle tanıdık ki bu his...
tabii ki belli bir yas dönemi de var ama biraz içgörü sahibi olan insan, aslında o yasın enerjisinin büyük çoğunluğunu geçmişten; istenmediği çocukluk yıllarından aldığını biliyor.

istemediğini kabullenmek, çocukluğunda annesinden ya da babasından bu durumu (his bazında da olsa) tanıyan birey için çok daha kolay, çok daha pazarlıksız...
böyle insanlar, aralarına partnerleri tarafından örülen hiçbir duvara kafa atmaz. tırmanmaya ya da yıkmaya çalışmaz.

bu insanlar zaten öyle bir duvarın önüne doğmuş ve orada büyümüşlerdir... tüm çocukluk ve gençlik yılları, bunun yasıyla geçmiştir zaten...
bunu kabullenmeyi, o duvarın önünde uzun yıllar boyunca uluya uluya, ağlaya ağlaya öğrenmişlerdir...

bi noktadan sonra nasır tutmuştur artık "neden/nasıl beni sevmediniz, istemediniz" sorusunun çıktığı yer...
60 favorites - -
genelde söylenmez, hissettirilir efenim. cümleler eksilir, ses tonları kısılır, sohbetler zorunlu hale gelir. insan anlar aslında… açık bir “istemiyorum” duymasa da, o sessizlik yeterince gürültülüdür.

şu sıralar bana da hissettirilen bir durum bu. açık bir reddediş değil belki ama, iletişim kurmaya çalıştığım her an havada asılı kalıyor. bir şey söylüyorum, karşılığı gelmiyor. soruyorum, cevap değil geçiştiriliş alıyorum. belki tepkilerim, kırgınlıklarım etkili oldu ama öncesinde erteleyip durdukları, şimdi sıra hesabı ödemeye gelince bana böyle davranmaları… işte orası can yakıyor.

insanın en iyi anladığı şeydir istenmemek çünkü o anda, varlığının fazla geldiğini hissedersin.
63 favorites - -
tercih edilmemektir. yerinize başkasının, başkalarının tercih edilmesidir. istemeyenin gözünden düştüğünüzü, belki de hiç gözüne giremediğinizi gösterir. hatta istenmeyince kendi gözünüzden bile düşebilirsiniz, kendinizi sorgulamaya başlayabilirsiniz. insanın ego balonunu patlatan,* özgüvenini parçalayan,* kendini istetmek için gururunu ayaklar altına aldıran* bir durum.
15 favorites - -
dünyanın en kolay şeyi sandığımız nefes almanın aslında hiç de kolay olmadığını öğrendiğiniz andır
24 favorites - -
yalnızlığı bu kadar çok severken ilk kez yalnız hissetmektir.

yırtılmış kitap sayfaları gibi o bölümü yok oluverir içinizin, kopartılır ve alınır sizden.

ne okuyabilirsiniz artık, ne de yürüyebilir o sayfaları. sessiz şiirler olur içinizde asla sorulamayacak olanlar ki müebbettirler...

çok acıtır.
20 favorites - -
görmemek için gözlerinizi, duymamak için kulaklarınızı, anlamamak için zihninizi de kapatsanız hissetmemek için kalbinize ambargo koyamazsınız.
zira oradadır
duvar gibidir
iter.

gidilmez, dönülmez, konuşulmaz durumdur.
acıtır.
29 favorites - -
herkesin aklına farklı şeyler gelebilse de, aslında ezelden beri insanoğlunun en büyük korkulu rüyası olan yegâne durum budur. insan her şeyi kabul edebilir, her duruma göğüs gerebilir belki; ama istenmeme haline bir tosladı mı meşrebine göre ya yıkılır kalır ya da bir irili ufaklı bir parçasını kaybedip yola devam eder. bu süreçten yaralanmadan kurtulan hiç görülmemiş, duyulmamıştır.
13 favorites - -
sudan çıkmış balık gibi olmak, suya geri dönebilmek için kıpırdamak, nefes almaya uğraşmak, sonra kabullenmek ve hareketsiz sonu beklemek gibi.
8 favorites - -
istek, irade sahibine bağlı bir kavramdır.
öznenin deneyimleri, ihtiyaçları, arzuları, saplantıları, tekrarları, arayışları, denemeleri, alışkanlıkları, özentileri, günahları, sevapları... kapsamında gelişir.

zamanla değişir; azalır, çoğalır, ekseni kayar, yönelir, beşer şaşar, yok olur...
dolayısıyla istenmek/istenmemek nesnenin inisiyatifinde değildir. (yani senin suçun değil. üzme kendini, yorma da.)
zaten mesele istenmemekten ziyade “isteme” halinin karşılığını bulamamasındadır. (istemediğin birinin seni istememesi çok da umrunda olmazdı di mi?)
istersin ki istesin
istesin ki istensin
istensin ki isteyesin
...
ki gönlün doysun
...
ama dedim ya, elinde değil. manipülasyon da sağlıklı bir yol değil.

sen ne istediğinin farkında mısın, yani "isteme"lerinin?
yoksa istek parçasına mı dönüşüyor her istediğin (bkz: #25544117)

bir zamanlar hep istediğin şeyler
sonra çoğunu edindiğin şeyler
burnunun dibinde, elinin altında
hepsi senin olduktan sonra*
neredeler şimdi?
...
sahi bir cazibe vardı, ne oldu ona?

hem nereden bileceksin:
istesen de istemesen de

öz-ne-bilir?
5 favorites - -
istenilmeme durumu.

istenmiyorsanız, istenmiyorsunuzdur. sizi istemeyen kişilerden, en yakınlarınız olsa bile uzaklaşın. yakınlık kurmaya çabalamanın anlamı yoktur.. daha çok üzülürsünüz. onlar sizi kafalarından silmişlerdir çünkü. siz de silin.
2 favorites - -
Next (2) - Last Page (9)