dünya bu kadar

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

hayat çoklukla neden-sonuç ilişkileri üzerinden şekillenir. birilerinin başrolünü oynadığı hayat filminde figüran olanlar, aslında aynı zamanda kendi filmlerinin başrolünü oynarlar.

hikâyeleriyle adından söz ettiren mahir ünsal eriş'in ilk romanı "dünya bu kadar", birbirinden farklı hayatların farklı yer ve zamanlarda birbiriyle kesişmeleri üzerine kurulu. romandaki her karakter başlı başına bir hikâye. bütün bu hikâyeler niğde'de bir meyve bahçesinde sonuçlanacak nedenler zincirinin birer halkası.

yazarın hikâyecilikten gelen karakter yaratma ve betimleme becerisi ifade gücüyle birleşince ortaya zevkle okunan bir eser çıkmış.

bir karakterden başkasına atlayan kurgusunun okuru biraz yorması ve hikâyesi verilen bazı karakterlerin sonuca bağlanmaması dışında oldukça başarılı bir ilk roman.
0 favorites - -
kurgusu nedeniyle başka kitaplara benzetilmesi her şeyden önce emeğe saygısızlık olan kitap. binlerce yıllık yazılı tarihte hiç ama hiç denememiş bir kurgu olması neredeyse imkansızdır; en fazla o zamana kadar denk gelinmemiş ve dikkat çekmemiş olabilir.

sıklıkla verilen ayfer tunç ve mahir ünsal eriş örneklerinden önce orhan hançerlioğlu'nun büyük balıklar'ı var misal. bu gerçek bahsi geçen iki kitabı replika yapmıyorsa, dünya bu kadar'ı da yapmaz.

roman keyifle ilerleyen, ince dokunmuş insan hikayeleri içeren güzel bir çalışma olmuş. tek anlamadığım kontrolsüzce ve sıklıkla türkçe kurallarına aykırı biçimde saçılmış virgüller oldu. yazarın bir denemesi midir yoksa editoryal bir hata mıdır bilemiyorum ancak benim için okumayı zorlaştırdığı kesin. kitaba yapacağım yegane eleştiri de bu olabilir.
0 favorites - -
karakterler arası geçiş çok sık olduğu için ellinci sayfasından sonra devam edip etmemek hususunda kararsız kaldığım kitap. bende mi bir problem var çözemedim ama ne bırakabiliyorum ne de devam edebiliyorum.
dipnot olarak; derdimle ilgili buton şuralarda bir yerlerde elbette.
0 favorites - -
mahir ünsal eriş kitaplarından biri daha, okurken birçok yazarı okur gibiydim. mesela olayların akışı kesinlikle yeni şehirde bir öğle vakti idi.

her nasılsa bu adam karakterleri hep aynı durağanlıkta bırakabiliyor, bir tık kaysa bizim büyük çaresizliğimiz olacak, iki tık kaysa korkuyu beklerken olacak hikaye, hep olduğu kadar güzeldik kalabiliyor .
üslup dedikleri şey de bu sanırım. bu çizgiyi seviyorsanız bekleneceksiniz demektir.
0 favorites - -
sayfalarca tek bir harf yazsa her sayfayı aynı heyecanla okuyacağım mahir ünsal eriş kitabı.
sudoku çözmüş kadar zihin geliştirici. zincirleme hayat hikayelerinde kim kimin nesiydi diye aklımda tutarken beynimin ısındığını farkediyorum.
1 favorites - -
sevemedim. kafam çok karıştı. ayrıca bu kadar ilmek ilmek anlatılan onlarca karakter sonunda bir yere bağlanır dedim fakat havada kaldı. o da yetmezmiş gibi en hareketsiz karakter üzerinden gidildi. bana hitap etmedi.
0 favorites - -
bir düzine kadar 'ayrı dünyalar' insanının hikayesini sarmal halinde anlatan, akıcı ve güzel mahir ünsal eriş romanıdır. detayları aktarılan tüm karakterler, bu satırları okurken yan masanızda oturan insanlarmış hissiyatı yaratır. hikayeleri sıradandır.

amaç tüm karakterleri sırayla anlatıp kaotik bir ortamda bir sonuca bağlayarak okuyucuyu şaşırtmak veya ters köşe yapmak değil, tam aksine bu hayatların, romanın ilk cümlesinden önce başladığını ve son cümlesinden sonra da devam ettiğini, sıradan insanların hayatlarından sıradan ve kısa kesitler sunarak anlatmaktır.

bence çok güzeldir, okunmalıdır.
0 favorites - -
çok güzel çok.. ama keşke dinlemek yerine okusaydım dedim, karakterlerin birbiriyle bağını daha iyi takip edebilirdim.

bir minare gölgesi olmasa da, ona yakınsayan nadir kitaplardan biri.

bir de öyle bir denk gelişler ki, hayatımda önemi olan bütün şehirleri bir araya toplamış nasıl olduysa.
0 favorites - -
roman ya da parçalı hikayedeki karakterler sanki mutlak bir elimsende oyunu oynar gibi birbirlerine temas ederek ilerliyorlar. bundan önce sarıyaz'ı okumuştum orada da böyle birbirine değen sekiz ayrı hikaye vardı. bir çocuğu alıp elde büyütüp hikayede bir yere getirip başkasına dokunduğu yerden kesiyorsun sanki böyle yedili sekizli bir ip var onu ritmik örüyor gibisin. açıkçası güneşin hikayesini anladım ama bazı bağ kuramadığım kopuk yerler oldu. onları da tekrar okurken bir tablo yaparak çözmeyi planlıyorum. dili sade, sırf yazmak için değil farklı bir hissi benzer bir üslupla yazma kaygısı görüyorum genelde mahir ünsal eriş'te örneğin bangır bangır ferdi çalışıyordu evde hikayelerinde kokular geliyordu ortam kokuları burnuma. sarıyaz'da görüntüler; olduğu kadar güzeldik'te müzikler bu kitapta henüz bir şey gelmedi bakalım ikinci okumamda edit olarak düzenlemeyi düşünüyorum.
0 favorites - -
sol framede gorunce maziye daldim birden.
okuyanin damaginda unutulmayacak tad birakan kitap.
0 favorites - -