çocukken zenginlik belirtisi sanılan olgular
Next (2) - Last Page (273)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

magnum dondurma yiyen çocuklar görünce annesi babası ne iş yapıyor acaba diye düşünmek.

biz hep algida max yediğimiz için.

bunun bir benzeri de action man'i olan çocuklar için geçerli.

biz yine babanın çakmağını alıp erittiğimiz, kolunu bacağını kopardığımız dandik plastik haki yeşili asker adamlar ile idare ediyorduk.
283 favorites - -
80'lerin ortası ve sonunda, kayseri'de öyle daha lcw, koton, tövbe haşa hele yurtdışı markaları satılan mağazalar yoktu daha. urba diye lüks sayılan 2-3 katlı bir mağaza vardı bir de pasaj içlerinde, hanlarda ya da apartman altlarında adı butik olan ama butik olmayan giyim dükkanları vardı.

bize urba'dan bir şey alınmazdı, çok pahalıydı, babamın tanıdığı olan giyim dükkanlarından alınırdı kıyafetlerimiz, çok kısıtlı model ve beden vardı ve illa oradan alınacaktı çünkü babam taksitle öderdi, ne de olsa dükkan sahibi arkadaşı. bazen bir halı verirdi, karşılığında giysi alırdık. halıcıydı babam, aralarında aklımızın ermediği bir alışveriş hukuku vardı.

ayakkabılarımız, kunduracı refik'ten alınırdı. orada da modeller ve bedenler kısıtlıydı. illa oradan alacaksın ayakkabıyı, beğenmiyorsan ya da numaran yoksa başka yere bakılmazdı, eski ayakkabını giymeye devam ederdin. kardeşim isteği dışında yumurta topuk kundura giydi bir dönem, adam daha ortaokula gidiyordu.

işte urba'dan giyen çocuklar zengindi bize göre. düşünsene, koca mağazaya giriyorsun ve istediğin modelde ayakkabı ve kendi bedeninde pantolon, bluz alabiliyorsun, bir beden küçüğüne sığmak ya da kolları uzunsa kıvırmak ya da sırf bedeni uydu diye gün teyzesi elbisesi almak zorunda değilsin. daha 17'sin.

hatırlıyorum, lise sonda babam urba'dan bir kaban aldı bana, allahım, ne havalı hissettim, lisede herkes sordu, urba'dan aldık diyordum gururla.

babam senelerce sizi urba'dan giydirdim diye kafa skti o bir tek balıksırtı yün kabandan dolayı. onu da çürüyene kadar giydim zaten.

sonraları büyüdükçe öğrendik, urba aslında öyle çok da süper zenginlerin giyindiği bir yer değilmiş, babamın sevgilisi varmış, parayı ona yedirdiği için bize kısmak zorunda kalıyormuş. kadına izmir'den ev almış. o kabanı aldığı sırada da kadın bunu şutlamış mı babam onu başkasıyla mı basmış ne olmuş tam hatırlamıyorum artık.
nereden nereye gene.
81 favorites - -
48'li monami pastel boya.
493 favorites - -
rıdvan dilmen’inki gibi, ortadan ikiye ayrılmış, sürekli kenarlardan amerikan tıraşı ile kesildiği için, ipek gibi dalgalanan, savrulan erkek çocuk saçıdır. böyle çocuklar hep zengin olurdu ua da zenginlerin çocuklarını böyle traş ettirdiklerini sanırdım. hele bazen, bir tutam kuyruk saç olurdu bu arkadaşlarda, direkt uçardı gözümde.

ben berbere gittiğimde makine girmezdi saçıma. koyun kırpma makinesi gibi manuel bir şeyle traş ederdi berber. işlem sonunda tostoparlak çıkan 3 numara kafama bakarken ben, fakir olduğumu anlardım.
130 favorites - -
hamburger yemek ya hamburger yiyenleri çok zengin olarak görürdüm.
359 favorites - -
küçüklüğünün kameraya kayıtlı olması, sanılasından öte gerçekten öyledir.
294 favorites - -
lcw'nin maymun dönemleri. benim hiç olmadı. :(
281 favorites - -
46 yaşımdayım, benim çocukluğuma göre;
yazın köy yerine, sahile tatile gidilmesi.
beslenmede ya da yerli malı haftasında muz ve kivi yenilmesi.
ailesinin arabası olması.
140 favorites - -
muz abi muz! anam hatta bi ara her şeyi muza endekslemişti, onu alana kadar eve iki kilo muz alsaydın, şuna para verene kadar 3 kilo muz alırdın...
ulan muz ne acayip bişeydi yaa
188 favorites - -
akülü arabadır net
280 favorites - -
Next (2) - Last Page (273)