yıllıktan anlaşılıyor ki o dönemlerde çağdaş üniversite öğrencileri siyasi baskılara sadece sözlü olarak ve başlangıç seviyesinde maruz kalıyorlar ve bu baskıları sadece tiye alıyorlarmış.

o insanları değil, tüm insanları kastederek söylüyorum ki; bu tiye alma tavrının bedelini çok ağır ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz.

yapamazlar denilen her şeyi yaptılar ve yapılamaz denilen diğer tüm şeyleri de yapmaya devam edecekler.

yobazlar yıkmadan, yok etmeden pes etmezler. binlerce yıl kin güder ama yine de yakıp yıkmak için örgütlenir, geri gelir, kaldıkları yerden devam ederler.

tiye alıp eğlenirken unutulan şey de bu olsa gerek...

95 senesinde, birçok üniversitelinin şu an bile arayıp bulamadığı üniversite hayatını yaşamış bir neslin olduğunu gösteren yıllık.

dilerim 20-25 yıl sonra da birileri bugünkü duruma bakıp "insanlar ne kadar özgürmüş resmen medeniyet varmış" demez. zira siyasal islamla yapılan yolculukta düşmenin sınırı yok. bırak onlu yılları, her geçen yıl bir öncekinden daha kötü hissini vermeyi harika başarıyorlar.

o dönemlerin estetiğini, türkiye'sini çok iyi yansıtan yıllık. iyi ki paylaşılmış.

takmayacaksın tak açacaksın'dan tutun ufuk bigay'ın tango şarkısının sözlerine kadar şu 3-5 sayfalık paylaşımda bile ne çok tanıdık şey var.

bir sürü kişi kıskanmış etmiş. demek ki sözlüğün demografisi sahiden değişti.
75-85 arası doğanlar böyle üniversite okudu evet. boğaziçi havalıydı, ingilizceydi şuydu buydu da, odtü de böyleydi, itü de kısmen böyleydi, marmara, istanbul, yıldız bunların hepsinin kampüsü (odtü hariç hiç biri boğaziçi kadar güzel değilse de ) böyleydi. yerlere yayılınır, öpüşülür, bahar şenliğinde konser izlenir, bira içilir, bir şeyler yapılırdı.

"ne var cinsellik modernlik mi?" tayfası çok değil ama biraz damlamış. evet, yetişkin insanların cinselliğinin ayıp ve yasak olmaması modernliktir. ortaçağda yaşamıyoruz, nesini beğenmedin? kaldı ki cinsellik dışında da bin tane şey var paylaşılan sayfalarda. okulda aktivite var, polis yok, gerginlik yok (o dönem türkiyesi gerginlikten azade değil elbette o ayrı), atanmış rektör yok, bahar şenliklerine karışılan bir sosyal ortam yok. güler yüzlü, sağlıklı genç insanlar var.

ben size daha farklı bir yöntem önereceğim. ekşi sözlüğün ilk yıllarına gidin, random bir tarih arayın. o zamanlar günde maksimum 1000 başlık falan oluyordu. onlara bir bakın, altında neler konuşuluyor, nasıl konuşuluyor, nasıl tartışılıyor diye. sonra sözlüğün bugünkü tarzına bakın. işte orada haşlanmış kurbağayı, tepesine kapak kapatıldıktan sonra zıplamayı unutmuş pireyi göreceksiniz: pısırık, otosansürcü, vizyonu kalmamış ve en dandiğe razı olmuş bir nesil.

şu an ki yilliklar halaydan geçilmiyor..kermesin ötesine gecemiyor

çok güzel. ama şöyle bir yorum tam oturmuş fotoğrafların altına; "bundan 25 sene önce 50 yıl ilerideymişiz".

95 e gitmeyin ya :) 2000-2010 arasi bizde boyle okuduk. ne olduysa son 11-12 senede hersey bozuldu.

2011 yılında mezun oldum diye kendimi avuturken 1995 yılında mezun olamadığıma imrendiren yıllıktır.

bu ülkede insanlar istiyor ki herkes onlar gibi yaşasın. alkolün olması medeniyet değil, alkolün olabilmesi medeniyet bunu hiçbir zaman anlayamayacaklar. olabilmesini engellemek mümkün ama kültürel iktidar olmak imkansız bunu da anlamayacaklar.

sene 2002 cukurova universitesi
-cafesinde alkollu icki satilir
-yonca markette alkollu icki satilir
-bahar senliklerinde efes/tuborg devasa standlar kurardi

alkolu bir medeniyet gostergesi olarak sunmuyorum fakat suan ne kadar uzak geliyor bu durum insanlara, nereden nereye geldik.

cehaletin kutsandigi, cahil olanin sesinin hic olmadigi kadar gur ciktigi, 18 yilda ak denilene kara sonra tekrar ak sonra tekrar kara denildigi omurgasiz bir duzen

koca evrende bu zamana denk gelmek, ne biliyim