bırakalım anadolu irfanının anlamını, irfan kelimesinin anlamını dahi bilmeyenlerin boş keseden yirmibeş salladığı başlık.

bir kadının kocasını açıkça aldatmasını ve öldürmesini irfan kelimesiyle ifade edebilmek için zırcahil olmak lazım. hayatında bu kelimeyi hiç duymamış, hiçbir kitapta okumamış olmak lazım. hele anadolu irfanı sözünü bu tarz pisliklerden bahsetmek amacıyla kullanmak için açıkça türk düşmanı olmak lazım, eğer zırcahil değilse.

kadının gittiği kişi de şifacı değil medyumdur, cinci hocadır, şarlatandır. şifacılığın ne olduğundan haber olmamak da böyle bir şey işte. canları isteyince şamanlık mamanlık dillerine dolarlar ama...

ben o kadının yaptıklarını eleştirecek değilim, kendi tercih etmiş, öldürmüş, aldatmış, bol bol vebal almış, bol bol negatif karmalar yapmış kendine. allah onun çocuklarına acısın, öldürdüğü kocasının durumunu bilmediğimden herhangi bir yorum yapamam. kadının ise bu kadar afişe olması başlangıç olarak gayet güzel bir ceza. bana göre.

ama şu ekşi sözlük kullanıcı profili var ya... bunlar kadar zehir saçan, yılan dilli akrep dilli bir profil daha görmedim ben. o kadının ettiğinden çok daha büyüğünü ettiğinizi size anlatmak bile çok büyük bir insanlık hizmeti olur ama sizde bunu anlayacak kafa yok. vicdan hiç yok. allah size bir zekâ vermiş, önünüze gelene saydırmaya yarıyor bir tek. bu kadarsınız. olup olabileceğiniz bu. yazıklar olsun size.

gerçekten evlenmek isteyen insanın sözler ağzında bekler, çıkmak için can atar.

uygun bir ortamda birden o sözlerin fiyongunu çözüverin çıksın. sizin samimiyetiniz önemli, samimiyetsiz ilişkiyi kim ne yapsın.

konuşurken de yazarken de, resmî yazışmalarda da gündelik harcıâlem yazışmalarda da anadiline îtinâ etmeyi önemsemeyen, umursamayan, ikaz (aslında îkâz) edildiğinde saçma sapan savunmalar geliştirerek sağa sola çemkirmeyi marifet sanan herkes işinde de hayatın her alanında da yarımdır, özensizdir, sorumsuzdur.

inanmayan gözlemlesin.

az önce baktığımda gördüm ki 6,25 ve 3,125 mg'lık olarak iki doz daha üretilmiş. ben 6,25'i kullanmıştım, 3,125 çıkarmışlar bir de.

(bkz: dilatrend)

erkeğine, kadınına, aralarındaki ilişkiye ve olaylara göre değişir. bunu tartışmayı anlamlı bulmuyorum.

yok ben eski sevgilimi özlüyorum. ondan önce daha yumuşaktım.

"evinizi seviyosunuz, sigortalıyosunuz
arabanızı seviyosunuz, sigortalıyosunuz
bizi sevmiyo musunuz??"

diye bir reklam vardı.

aklıma arabasına deli gibi titizlenen her gün yıkayıp veya yıkatıp temizleyen/temizleten erkekler geliyor da...

arabaya sahibi olmak için ödenen ve sahibi olduktan sonra ihtiyaçları için sıklıkla ödemeye devam edilen parayı eşine evlenirken ve evlilik içinde itina ve sevgi gösterisi olarak verseydi o erkek o kadından hem bedensel hem sosyal olarak çok iyi karşılık görürdü.

erkekler kadınlara itina etmeleri gerektiğini, kadınların tatlı güzel kelimeler ve cümlelerle çalıştığını, ses tonundaki bakışlardaki kalpteki o en ufak bir olumsuzluğu kadınların gözleriyle görmüş gibi net bildiğini erkekler anlasalar keşke.

kadından kaçamazsınız. kadınla anlaşmayı öğrenmeniz lazım. siz bütün vicdani rahatlığınızla "üstüme düşeni hakkıyla yaptım" diyebilin ki suç kadının olsun. bi öğrenemediniz şunu.

hayır evlensen de yaşlılıkta ne yapacaksın, ya vatandaş senden önce ölürse? ya görece daha genç yaşta yalnız kalırsan? hani ne değişti??

evladın torunun yoksa ayrı dert varsa ayrı dert. ne değişti?

neleri sorun ediyonuz ya. kendinize iyi bakın, yaşlılığa hem bedenen hem paraca hem de ruhen yatırım yapın tamam.

van minüt de demiş mi? deseymiş.

ooo başlık hortlatmaç.