insan karşısındaki insandan vazgeçmez, ona yüklediği manadan vazgeçer.
bir insanı bırakamama sebebi çoğu zaman sevdiğiniz için değildir, ilişkiye bir anlam kattığınıza, gelecek vaat ettiğinize inanmak istersiniz, kendinize ilişkide terkedilecek taraf olmadığınızı kanıtlamak istersiniz. insan başarısız bir ilişki yaşamış olmaktan korkar.
ilişkinin bir anlamı olmadığını ilk gören kişi, geleceğe bakar. orada da umut ışığı yoksa, bir şeylerin değişeceğine inanmıyorsa diğerinden gitmek ister. böylelikle gitmek isteyen kişi kendince vazgeçmiş, aslında o kişinin hayatındaki görevini tamamlamış olur.
kalan kişiye düşen ise dersini çıkarıp, gitme kararı alan kişide pişmanlık yaratacak derecede başarılı olmaktır. kendine dönüp, bunu yapabilen insan küllerinden yeniden doğar. ders almayıp aynı hataları yapmaya devam ediyorsa, hayat ona aynı şeyleri yaşatmaktan yorulmaz. hayat ile kavga edemezsiniz. daha çok vazgeçeniniz olur.
doğru sebeplerle bir insandan vazgeçmek bir zorunluluk ve kişinin kendine yapacağı en büyük iyiliktir. yoksa esir olursunuz, mutsuz olursunuz. hatanın neresinden dönülürse kardır.
özür dilemek, efendi gibi gitmek gerekir bazen.
franz kafka'nın dediği gibi,
ki sen bu isen, özür dilerim. bilmeden sevdim.
edit: imla.