on altı yaşında cezaevine girip, işkencelere maruz kalan demirkubuz, on yedi yaşında üniversiteli genç nbc.
cezaevinden sonra işportadan para kazanmaya çalışan demirkubuz, fotoğraf yarışmalarında türkiye’yi temsil eden nbc.
demirkubuz’un yaşam öyküsü var, nbc’nin hayatı.
nbc, londra’da gezerken, demirkubuz, zeki ökten’in yardımcısıydı.
hayatınızın dibindeyseniz, demirkubuz izleyin, umut arıyorsanız nbc.
ikisine de saygılarımı sunuyorum.
esaretin bedeli çok iyi yea diyen sinema fakiri tayfayla, beşiktaşlı olduğu için futbolcu tayfanın nuri'ye saldırdığını görünce lan siz hayırdır deyip yumruğumu sıkmaya başlamıştım zaten. üstüne bir de erşan kuneri filan çeken cem yılmaz'ın ve içmekten iki lafı bir araya getiremeyen nejat işler'in zeki'ciyiz açıklamalarından sonra masaya yumruğumu vurdum. hele nejat'ın olum adam hapiste yatmış lan daha ne olsun laflarını görünce kan beynime sıçradı. bak nejat'çım zamanında işportacılık yaptığın için zeki'yi kendine yakın hissedebilirsin ama zeki'nin hapse girdiği yıllarda nuri elinde fotoğraf makinesiyle avrupa'yı gezip sinematografisinin temellilerini atıyordu. eğer zeki hapse girip sıkıntıdan dostoyevski'ye sarmasaydı muhtemelen şu an el arabasını itmeye devam edecekti.
sedat peker'in bile hapiste okumaktan filozofa döndüğü ülkede hapiste yıllarca okuyan ortalama bir insan da filozof olup çıkar zaten. o yüzden bana zeki hapse girmiş, samimi adam, kral adam muhabbeti yapmayın. zeki saf bir şekilde hissettiklerini filme aktarabilen bir adam ancak asla nuri kadar entelektüel değil. zeki arabeskten, saplantılardan, hastalıklı duygulardan besleniyor ve sinemasına aktarıyor. normal şartlarda burun kıvıracağınız şeyler bunlar sizin.
zeki'nin sevilmesinin nedeni halka yakın ve onlar kadar düz bir insan olmasından kaynaklanıyor. aynı sonuca malum kişinin neden bu kadar çok sevildiğini sorgulayarak da ulaşabilirsiniz. ama nuri o mertebeden ödün vermediği ve soğuk imajını korumaya devam ettiği için itilip kakılıyor. bu durum da keko tayfanın sinirlerini bozup zeki ile daha yakınlaşmasını sağlıyor. nuri'yi sizin ilkel duygularınıza yedirmeyiz. ikisi de tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmiş yönetmenler. o yüzden şu popülist nuri nefretinizden vazgeçin de önce adam gibi film izleyin. ondan sonra konuşuruz.
zeki demirkubuz ve nuri bilge ceylan, her ikisi de turk sinemasının en önemli yönetmenlerinden olsada, sinema anlayışları ve anlatım biçimleri bence farklıdır bi karsilastirma yaparsak daha once yaptigim gibi
- zeki demirkubuz, genellikle bireysel trajedilere, karakterlerin iç dünyalarına ve psikolojik gerilimlere odaklanır. onun filmlerinde dostoyevski etkisi yoğundur; suç, vicdan azabı, ihanet, kıskançlık gibi insani zaafları derinlemesine işler. hikayeleri daha çok alt sınıf insanlarının dünyasında geçer ve karakterleri çoğu zaman toplumun kıyısında yaşayan insanlardır.
- nuri bilge ceylan ise daha varoluşsal ve felsefi temalara yönelir. onun sineması bireyin yalnızlığını, doğa ile olan ilişkisini, hayata ve sanata dair sorgulamalarını ön plana çıkarır. filmlerinde uzun diyaloglar, edebi referanslar ve görsel bir şiirsellik vardır. karakterleri genellikle orta veya üst sınıftan entelektüel insanlardır.
- zeki demirkubuz, daha gerçekçi ve minimal bir sinema anlayışına sahiptir. görüntü yönetimi çok öne çıkmaz, sahneleri genellikle doğal ışıkla çeker. sabit kamera kullanımı, dar mekânlar ve karakterlerin iç dünyasını doğrudan aktaran çerçeveler tercih eder.
- nuri bilge ceylan, görüntü yönetimine büyük önem verir. filmleri adeta birer fotoğraf serisi gibidir. uzun plan sekanslar, doğa manzaraları ve geniş açılar kullanarak görsel anlamda daha şiirsel bir anlatım sunar.
- zeki demirkubuz’un diyalogları keskin, doğal ve sokak diline yakındır. karakterler konuşurken doğrudan ve serttir, bu da sahneleri daha gerçekçi kılar. tempo genellikle daha hızlıdır.
- nuri bilge ceylan ise uzun, edebi ve felsefi diyaloglarla öne çıkar. karakterler, hayatı sorgulayan derin konuşmalar yapar ve bu konuşmalar bazen sahnelerin önüne geçer. onun filmleri daha ağır tempoludur ve sabır gerektirir.
- zeki demirkubuz, dostoyevski, camus ve kara film türünden etkilenmiştir. sineması genellikle suç, ahlaki çöküş ve insan psikolojisi üzerine yoğunlaşır.
- nuri bilge ceylan, çehov, tarkovski ve bergman gibi isimlerden etkilenmiştir. onun filmleri daha varoluşçu ve felsefi bir arka plana sahiptir.
- zeki demirkubuz, seyirciyi hikâyeye doğrudan çeker ve onlara çarpıcı bir deneyim yaşatır. dramatik yapıyı güçlü tutar, filmleri daha sert ve duygusal anlamda yıpratıcı olabilir.
- nuri bilge ceylan ise izleyiciyi düşündürmeyi, uzun uzun sorgulatmayı sever. filmleri bazen bir sanat eseri gibi izlenmeli, sindirilmelidir. sonuca gelirsek
- zeki demirkubuz karanlık, psikolojik derinliği olan, karakter odaklı, sade ve gerçekçi bir sinema dili kullanir.
- nuri bilge ceylan ise daha estetik, felsefi, görsel olarak büyüleyici, edebi bir sinema dili kullanir.
tabiki ikisi de ustadır ama izleyiciye sundukları deneyim çok farklıdır.
demirkubuz denk getirdiğinde iyi bir öykücüdür; ceylan ise usta bir sinemacı. az daha açayım: demirkubuz'un dili sinemayı kullanır; ceylan ise sinema dili yaratır. hadi bir örnek daha: demirkubuz o'henry'dir; nuri proust. bak bir tane daha: demirkubuz'un 'imza'sı çok rahat taklit edilir (kendisi de sık sık kendi imzasını taklit eder, demirkubuz filmleri çeker), ama ceylan'ınkini kendisi bile taklit edemez. yani, demirkubuz'un filmlerini kağıt üstünde, demirkubuz da dahil olmak üzere, herkes aynı şekilde okuyup ve çekebilir; ceylan'ınkileri ise ceylan'dan başka kimse ceylan gibi okuyamaz. demirkubuz aynı ekiple aynı filmi iki kere üst üste aynı şekilde çekebilir; ceylan istese de çekemez. özetle ceylan ile demirkubuz'un mukayese edilebiliyor olması dil, kültür ve coğrafya birliğinin demirkubuz'a kıyağıdır. ben demirkubuz olsam ceylan ile her mukayese edildiğimde sevinçten kendimi tokatlarım.
zeki demirkubuz'u yolda görsen "zeki abi" dersin,
nuri bilge ceylan'ı yolda görsen ise "nuri bey" dersin.
zeki demirkubuz ağacın gölgesini,
nuri bilge ceylan gölgenin karanlığını sever. (ağacı seven de
semih kaplanoğlu'dur.)
demirkubuz filmlerini gözünü kapat dinle; nbc filmlerini kulağını tıka izle. bir $ey kaybetmezsiniz.
o derece yani.
zeki demirkubuz gözüne gözüne sokar, nuri bilge ceylan sen gör ister.
bu iki yönetmenin tüm filmlerinin toplam gişesi,
togan gökbakar'ın
şahan gökbakarlı bir tek filminin gişesinin çeyreği kadar olamayışı, beni hayattan bir miktar soğutuyor. sonra buzdolabının üstünde 2 paket probis kaldığını hatırlıyorum. yine ısınıyorum hayata. oh mis gibi dünya lan, daha ne olsun.
zeki demirkubuz kapanmayan kapılara takıntılıdır, nuri bilge ceylan zamansız çalan çirkin telefon melodilerine.
edit:(bkz:
demirkubuz filmlerindeki kapanmayan kapılar)