bildiğiniz üzere alınan bir karar ile 22 euro altındaki ürünlere uygulanan vergi muafiyeti mayıs ayı itibariyle kaldırılmıştı. bu düzenleme ile kitap ve benzeri basılı yayınlar hariç tüm ürünler gümrük vergisine tabi tutulur hale gelmişti. kitap ve basılı yayınları için muafiyet 150 dolara kadar geçerli bu arada.

yurt dışından yapılan alışverişe yeni bir düzenleme daha yürürlüğe giriyor ve artık aylık yurt dışı alışverişlere kota uygulaması getiriliyor. 14 temmuzda yürürlüğe girecek yeni uygulamaya göre; (ki buna kısıtlama, hak ihlali, özgürlüğe müdahale demek yanlış olmaz ) kişiler posta ve hızlı kargo yoluyla 5 ürün sipariş edebilecek. şirketler ise en fazla 5 numune ürün talep edebilecek.

haber linki

çok bile olmuş dediğim sınır.
yurt dışından alışveriş yapanlar tek tek tespit edilip taksim meydanında 100 kırbaç cezası verilse de ülke olarak bi rahatlasak.

(bkz: sikerler kamil hepimizi sikerler)

bir ayda en fazla 5 kalem dildo siparis edebilme durumu.

şirketimi şu mantıkla yönetmeye kalkacak genel müdürü tazminatsız kovardım.

ama gel gör ki bir vatandaş olarak yönetildiğim mantık bu.

insan gerçekten hayret ediyor...

bu başlıktaki bazı entrylerdeki geri zeka belirtileri gösteren insanlar herhalde bu ülkede yaşamıyor veya yaşıyorsa da bir ölüden farksız. ya böyle salakça uygulamalar ile ithalatı düzenleyemezsin. bir mal alacaksın iç piyasada fahiş fiyatlarla uğraşmaktansa yurtdışından daha uyguna almayı tercih ederim. kimi zaman iç piyasada bulamadığım ürünler de oldu aldım yaptım alışverişimi. ekonomi dediğiniz olgu da bu. bir malı en uygun en iyi kalitede temin etme çabasıdır bu. büyük şirketler için de bireysel tüketici için de aynı durum. yıllardır yurtdışından ürün alırım çünkü iç piyasada muadili yok veya daha pahalı. ve gerçekten bu uygulamalar ile kar veya fayda bekleniyorsa cidden çok kötü durumdayız.

düzeltme ile ekleme yapma ihtiyacı duydum.
diyeceksiniz ki ee yapsalar veya yapsan aynı ürünleri iç piyasada sen sunsan falan vs. buradaki asıl sorun katma değerli ürün üretebilmek. atıyorum a ürünü yok ithal etmeliyim, öyle bir ürün olmalı ki benim b ürünüm bende onu ihraç edip dengeyi sağlamalıyım. almanların yüksek kalite üretimleri, çinlilerin de ucuz iş gücü ve ürün çeşitliliği gibi ön plana çıkan yönlerine benzeyecek ürünler veya uygulamalar ile global pazarda yer almalıyız. bunları gerçekleştirirken sabır, azim, iyi niyet lazım. zamanla olacak şeylerde malesef pek de başarılı değiliz bende dahil.

devlet içerisinde "nerelerden vergi alabiliriz" konusunu araştıran bir birim olduğunu öğrendiğiniz için bana teşekkür etmelisiniz.

5 yüzük mü alabilecez şimdi? salıncak mı alsam yüzük mü? çok az olmuş bu kota.

damat çık "yurt dışına dolar çıkaranın anasını avradını sikeyim" de rahatla

durgunlukla baş gösteren ekonomik krizin daha da derinleşmesine yol açacaktır.

belki yurt dışından o mal getiren adam onları türkiye pazarında satacak iç pazarı hareketlendirecekti. para akışı artacaktı, sirkülasyon olacaktı.
o adam evine para götürecekti. ailesinin faturalarını ödeyebilecekti.

belki o parça bir bütünde ara-mamül teşkil ediyordu. ihracata hizmet edecekti.

hiç bunları düşünüyor musun?

3 kuruş akılla 80 ıq ile politika kararları alınmaz.

o adamı da engelleyin, o da iflas etsin. ülkece herkes batsın.

istediğiniz bu mu?

ithalatı kısıp ihracatı güçlendirmek istiyorsan devalüasyon yapmalısın, ya da kamu bankalarının birbiri arasında döviz satışı yoluyla dövizi düşük tutmasını bırakacaksın. o serbest piyasa "serbest" koşullarla kendi dengesini bulacak. döviz geçici olarak çıkacak, sonra zamanla inecek.

ekonomi kuralları bunu gerektirir.