yolda yururken melabaa bise soluyebilirmiyim acaba? naber bakarmisin bi dakka? gibi laflarla adami bi anda noluyo ne dicek acaba dedirten sora ya biseler kakalamaya calisan yada anket yapmaya kasan kisiler.bunlarda kafa skerler nitekim. (bkz:
ota boka imza toplayan zihniyet)
bunlarin bir de askeri kislalara giden yollar uzerinde,
mehmetciklere 15 sene oncesinin
hulya avsar,
sibel can,
harika avci resimlerinin basili oldugu kartpostallari kakalamayanlara calisanlari mevcuttur.
bu adamlar besiktas, taksim ve kadikoy caddelerinde gezinirler. genelde bir grup tabiri caizse yavsak heriften olsur. aralarinda nadiren de olsa kiza rastladim. ellerinde tuttuklari kartpostallarla siritarak yuruyen iki kisiye yanasir
-merhaba, biz marmara universitesindeniz, losemi arkadasimizin tedavisi icin, yardim edin
-hadi ya ben de marmara universitesindenim hic haberim yok hangi bolumden arkadas?
(universiteler ve bolumleri adina bir tek destekli atis isabet ettiremeyecek kadar anlamsiz olduklarindan)
-eeoo ben marmaradanim, arkadas itü'den..
-peki itude hangi bolum, ben de ituluyum
-eee siz de ne akilli ne guzel bayanlarsiniz tanisalim mi??
burada pi$kin pis siriti$i mide bulantisiyla karsilar, kendinize niye ugrasiyorum lan dersiniz... bunlara verilecek favori cevap
"allah 'size' sifa versin"dir..
bu türden üniversiteli stajyer dolandırıcıların yanlarından geçerken bir bakı$ atarım ki bana kesinlikle yanaşamzlar. ve geçtiğim sırada " iyi ezberlemi$siniz" türünden laf ta sokarım ki apı$ıp kalırlar bazen.
bunlara elini kaptıranlar kolunu kurtaramaz..
bir başlarlar makineli tüfek gibi konuşmaya,we bırakmazlar yakanızı,
ve sanıyorum ben,en doğru taktiği uyguluyorum kendilerine karşı,
tam bir görmezden gelme durumu şöyleki; bakmıyor,konuşmuyor,yokmuş gibi davranıp geçip gidiyorum..
bravo bana,kahrolsun bütün yılışanlara..
çapraz köşelere sotelenirler ki kıvrak bir manevrayla birini atlattığınız anda karşı köşeden diğeri yakalayabilsin sizi. ankarada kızılay civarında çok görülen kimselerdir
"merhaba lösemili hastalar için/unicef için/altı nokta körler derneği için kartpostal alır mıydınız"
beşiktaş'taki bir kısmı ise biraz daha salaş, hopla zıpla tiplere yaklaşırlar: "ya meraba bizim bi müzik grubumuz var ve davul alıcaz ama paramız vs..." diye devam ederler.
kadıköy mevkiinde de konuşlanmışlardır.yok arkadaşları lösemiymiş de yok bilmeneymiş.eroin parası kotarmaya çalışan bu insanların karşılarındakinin gözünün içine baka baka ve karşı tarafın yalan söylediklerini anladığını anlaya anlaya utanmadan etmeden..hay yarabbim!
(bkz:
kart sensin postal da sana girsin)
postalın kartı mı olurmuş yahu ! diye cevap verilsede müthiş cazibe işe koyulmuştur gözlerin derinliklerine bakarak ki hepsi olmasa da çoğu böyledir,hadi al bir tane hadi al diye tuttururlar.al gitsin ne olacak bir milyon paramı...denmez tabi yüz-burun başka tarafa çevirirler yürürler her zaman acelesi olan kart insanlar.
yolda kartpostal satanlar deyince nedense aklıma tek bir kişi geliyor..sanrım kendisiyle çok defalar karşılaşmak durumunda kaldığımdan olacak beşiktaş barbaros bulvarı üzerinde ulusoy yazıhanesinin oralarda mevzilenen upuzun saçlı,salaş çocuk..hoş,heralde pek hedef kitlesinine girmediğimden (neyseki) beni pek tınlamasa da bu işi uzun zamandır yaptığı,işini
ciddiye aldığı(!) her halinden belli..eğer bu satırları okuyorsa kendisine selam ediyorum buradan..