hayat bazen ikilemler arasında karar vermeyi gerektirir. bu karar başkalarınca tartışılmadığında da vicdanen rahat ederiz. her devrin zaman içinde şekillenen ve topluma etki eden doğruları vardır, o doğrular da bir zaman sonra toplumdaki herkes için meşrulaşır. vicdan lüzumsuz bir teferruat ve romantik bir lakırdı olarak geçer gider…
toplum kurallarına uyan kararların adil olduğunu varsayarız, peki ya kararı vicdanımız verseydi? vicdanla verilen her karar adil olur muydu?
not: çaylak entry’leri bir günlüğüne bu başlık altında görünür olacak.