çevrecilerin, eşekle cinsel münasebete giren çomarların hedefinde olmasından dolayıdır.
türkiye'de özal döneminden beri çevre konusunu dile getirenler hemen aptal, hain, terörist yerine konmuştur.
akp döneminde bu iş gelenek halini almış, ''bunların derdi tanrımız tayyip'i devirmek!'' diyerek havlayan it sürülerinin güçlenmesine yol açmıştır.
özal'ın köylü kızın itirazına cevabı, olayı açıklar nitelikte:
link
tarihsel süreçte avrupa sol'u 1950'lerde sovyetler birliği'nde hruşçev'in başa gelmesi ve destalinizasyon döneminin bir parçası olarak özgün, bağımsız bir işçi sınıfı hareketi örgütleme yoluna gidiyor. postmodern ideolojik sapmalar ve liberalizmin etkisiyle bu özgün ve bağımsız yol arayışı avrupa solunu anti sovyetizme ve sınıf uzlaşmacılığına götürdü. ve nihayet 90'lardaki çözülme ile avrupa'nın çoğu ülkesinde komünist partiler yasaklanarak kapatıldı. bugünün yeşiller partisi avrupa solunun komünist hareketinden geriye kalan halidir. tabi buradan bizim anladığımız şekliyle bağımsız işçi sınıfı hareketinin örgütlü gücü anlaşılmasın. köken olarak marksist harekete dayanmasını rağmen liberal tezlerle avrupa kapitalizminin devamlılığını sağlayan birdiğimiz sosyal demokrat parti görevindeler. uzatmadan söyleyelim türkiye'de bu alanı chp ve hdp dolduruyor.
çünkü bu ülkede yeşil deyince akla elbise ya da islam rengi olarak geliyor. başka türlü tinne 404 not found
son olarak 21 eylülde kuruluşu için başvuru yapılmış, eksik olduğu söylenen belgeler bile tamamlanmış.
ancak içişleri bakanlığı 6 aydır tüzel kişilik kazanmaları için gerekli evrakları vermiyor, resmi yazışmaları cevaplamıyor, telefonlara çıkmıyor, avukatlar kapıya gidince ilgili memurlar yok deyip oyalamaya çalışıyorlar gibi görünüyor.
22 martta kamuoyu açıklaması yapıp hukuki sürecin başlatıldığı bildirilmiş.
yani şu dönemdeki türkiye için bunun sebebi içişleri bakanlığının tüzel kişilik kazanmaları için gerekli belgeleri vermemesi.
herhalde seçim vb yapılırsa giremesinler diye ertelenmeye çalışılıyor.
memlekette yeşillik mi kaldı her yer beton her yer plaza avm
yeşiller partisi 2008de vardı sonra ufuk uras ve tayfası gelip partiyi ele geçirdi, yeşiller ve sol gelecek diye bir ucubeye dönüştü. ilk zamanlarında ben de ankarada üyeydim partiye, ufuk uras tayfası gelirken çok aradılar üyeliğiniz tamamlanmadı, seçim olacak lütfen üyeliğinizi tamamlayın oy kullanın diye ama çok saçma bir sebeple partiyle bağımı koparmıştım, gitmedim. şimdi o sol gelecekli parti yeşil sol parti olmuş. sonra bir baktım bizim lisanstan biri çok aktif olmuş, şimdi de yeni bir yeşil parti kuruyorlarmış, kursunlar güzel.
işin yeşil mevzusuna gelince, yeşiller sol bir yaklaşım değildir, yeşil ve sol olunabilir ama yeşillerin ekonomik politikaya getirdiği tek yaklaşım sürdürülebilir ve doğa dostu olmadır, paylaşım politikalarına takılmaz, parti içinde hakim paylaşım politikası yaklaşımı da yoktur, alman yeşiller bugün liberal dün sol bir yaklaşıma sahipti. parti her şart altında antimilitaristtir ki alman yeşillerini ve sol yönetimini sorun yaşamaya iten afganistan savaşına destek karşılığında nükleer santral kapattırma meselesi olmuştu.
antimilitarizm yahut pasifizm bir sol yaklaşım değildir, benzer şekilde eşit haklar ve eşit vatandaşlık da bu partilerin ortak paydasıdır, bu da her ne kadar yeni sol yaklaşımlarda hep karşılaşılan bir yaklaşım olsa da yine temelde sol bir görüş değil, liberal bir yaklaşımdır. yeşil ve sağ olunur, yeşil ve muhafazakar ve hatta yeşil ve islamcı da olunur. umalım yeni yeşil parti de her yeşile kucak aça ve türkiyede yeşil fikrin, düşünüşün yayılmasını katkı sağlayabilir.
keşke 2008 yılına dönebilsek ve dönem yeşillerinin internet kafeci abisini, örgü kazak ören ve elinden geldiğince yeşil olmaya çalışan vegan elemanı, avcı abileri ve diğer insanları tanıyabilseydiniz. avcı abileri almadılar diye hatırlıyorum ama eğlenceliydi onların gelmesi de. sitcom gibiydi. geçen 10 yılda ülkede yeşillere merak salan yeni insanlar kim bilmiyorum ama sol gelecekten daha keyifli olacağından eminim.
memleket partisine dün onay veren içişleri bakanlığı'nın yeşiller partisi'nden korkması nedeni,
aslında net olarak bilinememektedir. içişleri bakanlığı'nın sığındığı bahane partinin açtığı davadır fakat dava 6. ayın sonunda açılmıştır. bu yüzden ortada bir neden yoktur.