maalesef ülkemizde sendikacılık akp-mhp'nin ajanlığı/işbirlikçiliği haline gelmiştir. gerek işçi gerekse memur sendikaları (bir kaç tane gerçekten etkili muhalefet yapabilen sendikayı muaf tutuyorum, gerçi onlarda da iç çekişmeler, sendika ağalığı, pozisyon kavgaları, fraksiyon çekişmeleri nedeniyle ortaya bir katma değer çıkmamakta) dibine kadar iktidarın yanında saf tutmaya çalışan, sendika ağalarının/ayak takımının elindedir.
bunlar ne işçinin ne memurun, ne emeklinin en ufak hakkı bile savunmamaktadır. tek dertleri o lüks koltuklarını çok uzun süre muhafaza etmek ve bu muhafaza için her gelen iktidara domalmaktır.
sendika ağaları ve yönetimlerdeki, ayak takımları 50-200 bin arasında aylık gelirlere, son model lüks alman arabalarına ve yedi sülalelerini zenginleştirecek/rahat ettirecek networklere sahiptir.
iki yakın örnekle bu sendikaların ne mal olduklarını size göstermek isterim. geçen hafta belirlenecek
asgari ücret zammı için yetkili sendika, en fazla üyeye sahip olan
türk-iş idi.
bu sendika asgari ücret görüşmeleri öncesinde 4 kişilik bir ailenin
açlık sınırını: 6300 tl
yoksulluk sınırını: 20000 küsür olarak açıkladı.
sonrasında yapılan asgari ücret görüşmeleri neticesinde asgari ücret %30 zam ile 5500 lira belirlendi. enag'ın 4 temmuz 2022 tarihinde açıklanan enflasyon verilerinde 6 aylık tüketici enflasyonu ise %78 civarında çıktı. yani asgari ücretli yaklaşık %50 gelir/alım gücü kaybına uğradı.
rte asgari ücrete yapılan eksi zammı müjde diye açıklarken, yanında oturan yaklaşık 1 milyon üyeye sahip bok sarısı sendika olan
türk-iş başkanı ergün atalay'a zamda mutabık mıyız diye sordu. geçen hafta 6300 açlık sınırı diye hesap yaptıran adam, dikkat edin "mutabıkız" bile demedi, işçisini açlıktan öldürecek rakama "hayırlı olsun" dedi.
işte o utanç manzarası aşağıdaki karelerde.
utanmazlık pozuyine diğer bir bok sarısı ötesi memurların yaklaşık 1 milyon üyeye sahip sendikası olan
memur-sen başkanı ali yalçın (nam-ı diğer
üç buçuk ali), 4 temmuz 2022 tüik enflasyon açıklaması sonrasında, toplu sözleşmelerde memuru enflasyona %100 boğdurduğu, bu nedenle memurun gecikmeli/eksik enflasyon farkı almak zorunda kalmasına, dostlar alışverişte görsün minvalinde ses çıkardı. senelerdir memuru ve memur emeklisini eksi zamlara ezdiren, alım gücünü diplere indiren, açlıkla sınayan sendika başkanı, millet vekilliği için takla atmaya devam ediyor. normal zammını alamamış seyyanen zam istiyor.
utanmaz arlanmaz adamsonuç olarak, bu ayak takımı/cahil/kötü niyetli/oportünist adamlardan müteşekkil sendikalara üye olmaya devam eden geri zekalı işçi ve memurlar bunu sonuna kadar hak ediyorlar. umarım daha beter olurlar.
modern toplumlarda sendikalar, en önemli sivil toplum örgütü/muhalefet odaklarından biridir. normalde işçinin/emekçilerin haklarını, gelirlerini ve hukuklarını ne pahasına olursa olsun savunmalıdır. ama bizim gibi geri kalmış toplumlarda, sendikaların çok büyük kısmı halkın daha fazla sömürülmesine vesile olan, iktidarlara her şeraitte yamanan, oradan çıkar elde eden ayak takımının elinde son derece ilkel kurumlardır.
bu ilkel sarı sendikalar nedeniyle ve tüik manipülasyonlarıyla işçi, memur ve emekliler her ay/her sene daha fazla gelir kaybına uğramakta ve alım gücünü yitirmektedir.
bu vesile ile akp rejiminde, emekçi/çalışan kesimlerden/alt düzey gruplarından (yaklaşık %90), aylak sınıfa/toplumun en yüksek gelire sahip %5-8'ine "b i l i n ç l i " şekilde servet transferi yapılmaktadır. türkiye'deki sendikalar üyelerini yoksullaştırmakta aç bırakmaktadır. bu sendikal yapı değişmeden, toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı, demokratik, adil bir sendikal sistem ortaya çıkmadan bu ülkede hiçbir şey değişmez.
(bkz:
memur-sen ve kamu-sen'den istifa kampanyası)