türkiye'de ikinci el eşya kültürünün olmaması
Next (2) - Last Page (43)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

sadece doğululukla ve cehaletle açıklayabildiğim bir gerçek. gelir seviyesi çok daha yüksek olan medeni ülkelerde insanlar montlarını bile ikinci el alıp giymekten gocunmazken bizde kullanılmış eşyaya burun kıvrılır, yoksulluk belirtisi olarak görülür. çünkü bir eşyayı yeni almak ve para harcadığını belli etmek güç göstergesidir.

dünya karbon ayak izi, geri dönüşüm, diy gibi meselelere kafa yorarken biz gider bir boka benzemeyen iğrenç koltuklara, kıyafetlere, hatta evlere sırf yeni oldukları için üç katı para verir, sonra hayat çok pahalı diye ağlarız. araştırma, sorgulama, mukayese etme gibi yetiler de olmayınca tabii... ülkede araba ve telefon haricinde neredeyse hiçbir şeyin ikinci el piyasası yok. garaj satışı kavramı yok. ikinci el eşya dükkanı kültürü yok. hatta zamanında bu dükkanlara "bit pazarı" adını verip hor görmüş, aşağılamışız.

bu topraklarda "bir şeyin ilk sahibi olma" kıroluğu ve bencilliği hayatın her alanında baskın gelen tek gaye. şimdi konu dallanıp budaklansın istemiyorum ama ne kastettiğimi anlamışsınızdır. yozluk her yere işlemiş. bu sosyal ilişkileri yürütürken de böyle, koca bir ömrü ev ve araba alma peşinde çürütürken de, iktidar olmayı ölümsüz olmak zennederken de, kıçı kırık bir kanepe alırken de. değişen bir şey yok aslında.

halbuki mesele mikro ölçekte çok basit değil mi? biz bu gezegende yaşayan ve alet kullanabilen canlılarız altı üstü. birkaç on yıl yaşayıp ölüp gidiyoruz. bu aletlerin faturasında adımızın yazıp yazmaması tam olarak neyi değiştiriyor? hadi aletleri biz yapsak bir nebze anlarım, arada emek bağı var derim ama onu da yapmıyoruz. metanın kendisine de yabancıyız. uzun vadede düşündüğümüzde hiçbir zaman bizim de olmuyorlar. e ozaman deli miyiz lan biz? bu neyin sevdası?
44 favorites - -
2016 yılında doğduysanız bir gerçek tabi.

onun dışında benimkileri kardeşim onları kuzenler diye devam eden bir döngünün içerisindeyiz ve bunun gibi bir sürü aile/insan var.
2 favorites - -
(bkz: eskici)

hani şu sokaklarda seyyar araba ile gezip "eskiciyaa" diye bağıran insanlar çok da uzak geçmişte kalmadılar aslında.

arz varsa talep de vardır. annelerimiz, teyzelerimiz 2 mandal ya da bir plastik leğen almak için az mücadele etmedi bu adamlarla. karşılığında da evde kullanılmayan ceketleri, gömlekleri verdiler.

peki ne oldu o giysilere? mutlaka birileri aldı, giydi. arz talep ilişkisi.

son dönemlerde azalmasını da alım gücünün bir nebze olsun artmasına bağlıyorum. eski dönemlerde 2 çorap 1 gömlek ile tüm sene geçirilirmiş. şimdilerde teksttil ürünleri daha ucuz.

bununla birlikte bu kültürü doya doya gençliğimde yaşadım ben. 90'ların başında bol bol topkapı bit pazarına gittim her pazar. bulabildiğim plakları topladım, hoşuma giden pantolonları aldım. aynısını kadıköy'de de yaptım. 2 el kitaplar için sahafları dolaştım. kilisenin arka tarafına her pazar günleri kurulan bit pazarlarını arşınladım. eski vintage elektronik aletler için bol bol tünelden karaköy'e indim.

demem o ki ziyadesiyle var bu kültür. en azından benim için var. eminim ki çok kişi için de var. zira sahibinden com bile bu kültürün bir yansıması. sadece artık insanlar kıçlarını kaldırıp sokak sokak antika, eski eşya, ıvır zıvır aramıyorlar. teknolojiden faydalanıyorlar.

annem vefatına kadar yıllar boyunca çydd için eski eşyalar, kıyafetler topladı. öylesi bir talep vardı ki bunlara, inanamazsınız. hatta çydd kadıköy'ün bunlar için bir dükkanı vardı. senelerce öğrenciler, ihtiyacı olanlar bu dükkandan faydalandı.

biraz geniş bakmak lazım bu olaya. çevremizde yoksa bitmiştir ya da yoktur dememek lazım.

zira bu güzel kültür hala devam ediyor.
1 favorites - -
yeni üretilen ürünlerin aşırı dandikliğinden kaynaklanıyor olabilir. ben mesela abimin ve kuzenlerimin birçok tişörtünü giydim şu zamana kadar ama şimdi giymediğim tişörtler anca temizlik bezi oluyor.

mobilyalar da genel olarak dandik sunta, alsan uzun ömürlü olmuyor.

kaliteli örneklerini de bulmak mümkün tabi, ama bunlar da zor bulunduğu için genelde aşırı pahalı. antika diye uyduruk masanın yenisinden çok daha pahalıya satıldığını görmek mümkün.
3 favorites - -
genel olarak türkiye'mde satılan bir çok eşyanın kalitesiz olmasından veya alınan kaliteli eşyalarında hor kullanılmasından dolayı ikinci elde tercih edilecek duruma gelememeleri baş sebeptir .
0 favorites - -
üniversite öğrencileri dışında pek rağbet görmediği için böyle bir kültürün olmaması da doğaldır.
he ayrıca "hayatım yeni koltuk takımına o kadar para vermeyelim, ikinci elden alalım" desen bir kadına??? bir düşünsene... tüm sülale bir olup tükürük denizinde boğarlar.
montunu nereden aldın diye soran birine "ikinci el" desen... o seni böcek gibi ezen bakışlarla karşılaşmayacak mısın? ay yazık falan diye geçirmeyecekler mi içinden? para her şeydir, paran kadar varsın, araban kadar varsın, elbisenin markası kadar değerin. nasıl bir aşağılık kompleksi içine düştüysek artık... televizyonlarla, reklamlarla böyle böyle kazıdılar bu dünyayı beynimize.
6 favorites - -
güzel olandır..

bu kadar bireysel yaşayıp üstüne başkasının ter kokularıyla evrilmiş ceketleri pantolonları giyen avrupalılar da hata var .

paramı kazanırım, bütçem varsa gider canımın istediğini alırım.
yoksa beklerim, tüketmem.. bütçe olunca alırım..

ülke ve millet böyle kalkınır..
siz devamlı piyasaya çıkmış ve kullanılmış ürünleri kullanıp ortada dolandırırsanız bu sefer üreticiler kalkınamaz.

paran oldukça al, ihtiyacın olmayan mevcut eşyayı da ihtiyacı olana hediye et..
bunu öğrenmeden zor bu işler..
0 favorites - -
yasadigim yer turkiye degil. oturma odam komple ikea, cok lüks vs degil ama gayet yeni duruyor. ebay vb siteler üzerinden fiyatlar normalin %30 ile %10'u arasinda. misal tv altligi dükkanda 99 euro iken, internetten ikinci el 10 euro'ya aldim.

ha birde "yeni gelin evi dizme sapikligi" olmayan bir sevgiliniz varsa, normalde vereceginiz paranin dörtte birine gayet saglam ev dizebilirsiniz.
0 favorites - -
birçok görüşlere katılıyorum, bende paylaşmacı insanım, çocuğum 2 inci el giysilerle büyü ama gerçekten giysiler güzeldi, bizde başkalarına verdik. söylediğiniz kişiler kim bilmiyorum ama etrafımda herkes 2 inci el herşeyi kabul ediyor, bende kabul ediyorum. ülkemizdeki sorun ise bu tür eşyaları satanlar gerçekten çok kötü eşya satıyorlar, gerçekten 2 ici el ve iyi satan çok az mağaza var.
0 favorites - -
gösteriş yapmak güzel geldiği için olmayan kültür.

abim ingilterede yaşıyor, markalı ayakkabılar örneğin orada da yüksek fiyatlı (en azından onlar için) ancak ülkede o kadar güzel bir ikinci el kültürü var ki.

misal, oğlana oyuncak tren alınacak. türkiyede 200 lira civarında, orada mağazada 30 pound civarında oluyor. halbuki kasabanın 2. el pazarında aynısı 3-5 pound arası. neden çünkü onla oynayan çocuk büyümüş artık sıkılmış ondan, evden gitsin. ha derseniz ki "bizde de oyuncaklar çocuk giysileri öyle yapılıyor" olabilir.

burada 15 yaşının üstündeki bebelere sen marka olmayan bir şey ver bakalım ne oluyor? youtubedaki o abiler, ablalar o kadar şişiriyor ki bu çocukları. bir de biz lisedeyken adidas vardı nike vardı sadece. şimdi neler çıkmış, new balance'tan sonrasını ben kaçırmışım. adını ilk kez duyduğum bir ayakkabıya 400-500 tl isteyen markalarla dolmuş ortalık.

bir çanta istiyorlar aman yarabbi.

halbuki bu işler gençlikte başlar, çocukları anne babaları bu marka merakına düşürmese zamanında belki bir ışık olabilir. ancak çocukların kafaları boş, üzerlerindeki giysiler etiketlerle dolu.

avrupalı halklar genelde tutumludur, tasarrufa önem verirler, ekonomik okur yazarlıkları vardır. o nedenle aynı malı 10'a almak dururken, kalkıp 200e almazlar, çünkü eşya en nihayetinde bir işi görmesi için alınır.

öğretmenlerin ve ailelerin çok sorumluluğu çok fazla bu noktada. çocuklarınız bir marka ürün istediğinde gidip sadece parasını veriyorsanız ortadaki bir aile değil bir atım oluyor. (bu konuda bir konuşma videosu vardı ama bulamadım)

üstelik o markalar hem tasarrufumuzu azaltıyor hem de paramızın yurtdışına akmasına sebep oluyor. sonra "törköyö çök görö höç bör şöy örötömöyör" dersiniz.
3 favorites - -
Next (2) - Last Page (43)