şimdilerde ankaralı çılgın gençler (bkz:
cılgınım ben deli gibiyim) tarafından işgal edilmiş olan duvarlar.
ozellikle gunduz vakitlerinde isgal eden genclerin de "asiyim ben" imajini verebilmek icin kastikca kastigi duvarlar..gelip gecene hareket ceker,yoldan gecilmesin diye ayaklarini yola uzatir gecmeye calisana pis pis bakar bu sekilde baslarini goge erdirirler..(bkz:
aferin)
yanlarindan gecerken beni bi suzup sonra da yanina bi firt cekmeye cagiran kizlar gordugum ve derhal sivistigim yer. simdi hayvan gibi yukseltilen duvarlariyla pek bi olayi kalmayan mekan.
duvarların yükseltilmesi ya da parmaklık koyulması buradaki ahalinin kaldırımlara oturmasına neden olmuştur. ayrıca, akşamları içilen biralar sayesinde yerdeki şişeleri bir ayak darbesiyle devirme olasılığı fazladır. gelene gidene pis pis bakan ve tepeden tırnağa süzen ergenlik çağı mağdurlarını ciddiye almam, ben işime bakarım derseniz ara sıra ankara'da hiç yer kalmamış gibi buralarda gidip içmek keyiflidir, ayrıca sonrasında beykoz'a gitmek yakınlığı nedeniyle zor olmayacaktır.
bu duvarlar kendimi bildim bileli, tunalıya yakınlığı ve üniversitelerin otobüs duraklarından mıdır nedir, hep cazibesini korumuştur, niye caziptir bilinmez ancak bir türlü vazgeçilmezdir. bu duvarlar sayesinde nice demirciler zengin olmuştur tahminim, çünkü yıllar önce keyifle sohbetler ettiğimiz tüm alt tunus duvarları demir parmaklıklarla donanmıştır şimdilerde. yeni yetme cıvırlar biraz gürültü yapsalar da, arada hala sakin duvarlar vardır, yaz sıcağının serin ankara akşamlarında, nicky's gibi yerlerin artık varolmayışının da etkisiyle, oturuverirsiniz elinizde leziz bir bira ile bir duvara, insana sükünet verir, ferahlatır kafaları...