kaçak et ve at eti skandallarına bir yenisi daha eklenmiştir.

öncelikle mehmetçiğe yağı yedirilen küspe'nin tanımını hatırlayalım: hayvan yemi, gübre ya da yakacak olarak kullanılan, yağı ya da suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı.

"milli savunma bakanlığı (msb) tedarik hizmetleri genel müdürlüğü 8 ay önce ankara, istanbul, izmir, istanbul, erzurum ve niğde bor’da 1.100 ton (bin yüz ton) riviera zeytinyağı ihalesi yaptı. ihaleyi 5 ayrı firma kazandı.

riviera zeytinyağları kısa süre sonra bu illerdeki msb tedarik bölge başkanlıklarına teslim edildi ve kara kuvvetleri komutanlığının askeri birliklerine dağıtımı yapıldı.

bazı birliklerde sağlık sorunları yaşanması ve yapılan ihbarlar neticesinde 2 ay önce 5 ilde kalan riviera zeytinyağlarından alınan örnekler gıda tarım ve hayvancılık bakanlığının uzman laboratuvarlarına gönderildi.

çıkan sonuç isyan ettirdi. yaklaşık yarısı tüketilen ürünlerin riviera zeytinyağı vasfında değil `hayvan küspesi`nde kullanılan yağ olduğu iddia edildi. kaynak - kaynak 2"

(bkz: eren tabldot kaçak et rezaleti)

(bkz: tsk'ya ihale edilen 4050 kg at eti)

(bkz: rota yemek genel müdürü'nün tahliye edilmesi) ^{* * * *}

(bkz: gıda zehirlenmesi davasında tutuklu sanık kalmadı)

akp iktidarı tamamen liyakat sisteminin ortadan kalkıp biat sisteminin oturtulduğu bir dönem oldu. işte bunların sonuçları da böyle ortaya çıkıyor. ihaleyi alan firmanın yandaş olması, turgev'e bağış yapması ya da bir yerlerden korunuyor olması denetlenmemesi için yeterli. sonucunda raydan çıkan trenler, çöken kayak pistleri, zehirlenen askerler ve daha nicesi.

bütün şu söylediklerimin yalan olduğunu iddia edebilecek bir akp'li varsa buyursun anlatsın, biz de doğrusu neymiş bilelim.

kendimde askeri depolarda çalıştığım için biliyorum.tsk'ya mal alınırken teknik şartname diye bir şey vardır.mal gelince ürünün cinsine göre değişen şartname (bazen tuğla kalınlığında bile olur.) çıkartılır ve orada yazanlara göre detaylı denetleme yapılır.bir keresinde kazan malzemesi alınmıştı.başçavuş bütün parçaları tek tek inceledi,ölçtü,tarttı vs..
şartnameye uymayan hiç bir ürün alınmadı,reddedildi.

bu işi zaten tsk'da sadece ikmal,lojistik,ordu donatım gibi sınıflara ait subay-astsubay 'lar yapar ve çok iyi bilirler nerede ne yapacaklarını.

bu iş içinse ; içinde kesinlikle bir şerefsiz akp'li ve şerefsiz subaylar var.1.100 ton yağın yarısını yedirmişler.şimdiye kadar 550 ton yağ yenirken hiç mi dikkat çekmedi.tabii ki çekti fakat soruşturmadılar.çünkü içinde akp vardı,para vardı rant vardı...

ihalenin şartnamesi yandaş bir firmaya hazırlatılır. öyle sikimsonik maddeler eklenir ki, okuduğun an bunun bilinçli yapıldığını anlarsın. atıyorum tekstil malzemeleri alınacaktır. 40 küsür kalem farklı mal için birbirinden destansı şartlar istenir. hemen hepsinde saçmalamış olsalar bile, ne alakaysa 5 liralık yastık için üretim yeterlilik belgesi, tse belgesi ve iso 9001 belgesi (utanmasalar yastık için iso 27001bilgi güvenliği belgesi de isterler) şart koşulur.

skerim böyle işi der, ihaleye girmezsin. öyle ya, konu mankeni olmaya ne gerek var. yandaşımızın eşi dostu da ihaleye girer. aralarında fiyatta ve komisyonda anlaşırlar.

bu madalyonun bir yüzü. öteki yüzünde ise şu olaylar gelişir.

işini düzgün yapan satın almacı da vardır. şartname oluşturur. fiyatlar alınır, numuneler toplanır. yalnız devlet burada en düşük fiyatlı ürünü alma yoluna gider. piyasası 20 liralık ürünü 7 liraya alırlar. almak zorundadırlar. öyle ya hem fiyat düşüktür, hem de numune şartnameye uymaktadır.

yani satın almacı bu işte bi kıllık var deyip de pahalı ürünü seçerse devleti zarar ettirmekten hakkında işlem yapılır, işini kaybeder.

çomar tüccarımız hem piyasayı siker atar, hem de numune olarak verdiği ürün yerine düşük kalite ürünü devlete teslim eder. çomar için bu bi kumardır. %70-80 asker önüne koyan ne varsa yiyecektir. %20 - 30 ihtimalle ürün geri döner.

ürün geri dönse ne olur ki? en fazla çomarın firması 1-2 yıl ihalelerden men edilir. aldığı ürün bedelini iade eder. ee amca oğlu ne güne durur? amca oğlunun üstüne bi firma daha kurar, ihalelerde yardırırsın olay biter.

tanım: yalnızca akp dönemi icraati değildir. hiç mi 80'lerde 90'larda levazımdan emekli subay, gümrükten emekli memur, köy hizmetlerinden emekli satın almacı görmedi gözünüz. bu milletin kanında var bu olaylar.

(bkz: mutlu musun hulusi)

başlıkta daha önce de yazdım ancak sanırım yeterince ikna edici olmamış. hala askeriyede düzgünce analiz ve test yapılıyor zannedenler için haziran ayındaki türk tabipler birliği açıklamasından alıntılıyorum:

“gata’nın ortadan kaldırılmasıyla gıda güvenliği hizmetinin hangi kurum tarafından yürütüldüğü ya da bu hizmetin olup olmadığı da belli değildir. bunun ötesinde, yemek hizmetinin dışarıdan alınmasıyla askeri birlikleri biyolojik ve kimyasal saldırılara açık hale getirmekte, bu nedenle de daha sıkı bir denetim gerekmektedir.”

sorun denetimsizlik ve devletin ihaleyi en ucuza verme sorumsuzluğu.

ek bir not olarak bir çok birlikteki mutfaklar artık kullanılmadığı için depoya dönüştürüldü. yani bu askeriyede yemeği özelleştirme mantığı tsk'nın kendi kendine yetme ve acil durum senaryolarına da ciddi darbe vurmuş durumda. çanakkale savaşı'na dair hemen herkesin bildiği sadece bir kase hoşaf ya da yarım somun ekmek yemek zorunda kalan askerler de aslında orduda erzak olmadığı için değil, cephe hattına ulaştırılamadığı için bunları yemek zorunda kaldı. askeriyede o "ocak"ın tecrübe, mobilizasyon ve alarm durumları için tütmesi ya da tütmeye hazır olması lazım. böylesine kritik bir konu nasıl özelleştirilir lan? ingiltere, fransa, abd gelişmiş lojistik altyapısıyla bunu yapabilir ve savaşta en uçtaki askerine 5 çayını ulaştırabilir de sen eksik demiryolun, yetersiz kargo altyapın, alternatifsiz ve sabotaja açık karayolu altyapınla nasıl kendi ordu mutfaklarını tamamen kapatarak özelleştiriyorsun?

ordunun başkomutanı bu konuda ne düşünüyor acaba diye bizi meraklar içinde bırakan olay.

yaparlar, çünkü bu orospu evlatlarının çocukları askere gitmez. çünkü çevirdikleri hile ve dolaplarla bedelini ödeyebilirler.
skandallar birbiri ardına patlıyor. oralı olan yok. kim kardeşim! bu ordunun sahibi. sahipsiz mi kaldı peygamber ocağı.
cami yaptırarak, mescid yaptırarak mı örteceksiniz bu skandalların üzerini.?
örtecekler, çünkü onlar en hakiki müslümanlar.

öncelikle: #72995314

yanlışlık olabilir, ancak askerde bazı başçavuşlardan duyduğum şekliyle olay şöyle gelişiyor.

askeri hastahaneler kapatılıyor. askeri mutfaklar da birliklerde kapatılarak iş özel firmalara veriliyor. önceden ihalelerde asker veterinerler tarafından askeri tesis ve hastahanelerde yapılan analizler ve tahlilleri yapma işi gıda tarım ve hayvancılık bakanlığına kalıyor. ancak sivil memurların askeri alanlarda denetleme yapma yetkisi olmuyor. dolayısıyla bu ürünler eskisi gibi denetlenmeden ve ihalede en az fiyatı verenlere ihale edilerek alınmaya başlanıyor. bilin bakalım ne oluyor? patır patır zehirlenme vakaları başlıyor.

önceden de belki kalite yoktu ancak en azından asker mutfakta kendi yaptığı yemeği yiyordu. şimdiyse dışarıdan nasıl hazırlandığı belli olmayan, denetlemeden denetlemeye hijyene uyulan bir yöntem izleniyor.

(bkz: kontrol teşkilatı)

tuz bile analize girer. yemeğe giren tuz 1gr ise 2gr atamazsın.

stok malzemelerin hiçbiri analizden olumlu sonuç gelmeden yemeğe giremez. zeytinyağı da stok malzemedir.

sebze meyve, yumurta tavuk gibi ürünler günlük malzeme sayılır, yedirildikten sonra analize girer.

sözü geçen analizler teşkilatın kontrolünde önce askeri laboratuvara, orada analiz mümkün değilse de gıda tarık ve hayvancılık bakanlığının laboratuvarında analize girer.

zeytinyağı tübitakta bile analiz ediliyor olabilir.

askeri laboratuvarın yaptığı analizi yapmıyor zannedip kazayla bile başka yere yollarsan laboratuvar müdürü olan komutandan sana hesap sorar, altında art niyet arar.

bu kadar analiz varken nasıl olup da onca denetleme mekanizmasını delip geçebilirler? rüşvet versen 1 yıllık tüm analizler ortalama 1 milyon. analiz daha ucuz. (ihaleler en az 20 milyon yıllık)

hadi hepsini geçtik. gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı süs için duruyor resmen. normal şartlar altında fabrikalardan sık sık numune alıp taklit tahşiş kontrolü yapması gerekirken yan gelip yatıyor. bahsi geçen tüm analizlerin normal şartlar altında herhangi bir teşkilata gerek duymadan yapılıyor olması gerek.

askeriyeye hazır yemek işletmesi malzeme satın alırken analizden geçebilecek kadar yüksek kalitede özel üretim yaptırıyor.

bunca kontrol varken onca askeri zehirlemeyi beceren zihniyet bize ne yapmaz.