the social dilemma
Next (2) - Last Page (19)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

"this documentary-drama hybrid explores the dangerous human impact of social networking, with tech experts sounding the alarm on their own creations."

https://www.netflix.com/title/81254224

telling people to delete facebook won’t fix the internet
14 favorites - -
sosyal medyanın son yıllarda gösterilen öteki yüzünün belgeseli. insanların sosyal medya aracılığıyla nasıl bir ürün olarak kullanıldığının detayına iniyor.

belgeseli genel olarak beğendim ve faydalı buldum fakat en başta sövüp sayılan şirketler arasında neden bu belgeselin de yayınlandığı netflix ve apple yok anlayamadım. zaten bu şirketler de diğerleriyle aynı kampta değil mi? sonuçta netflix’te reklam olmasa bile o da kullanıcıların ilgisini olabildiğince uzun süre kendinde tutmaya çalışıyor.
38 favorites - -
beğendiğim bir belgesel oldu aslında biraz sarsıcı idi. bildiğim veyahut tahmin ettiğim algoritmalardan ziyade her gün nasıl görmüyorlar diye suçladığım insanlar ile farklı haber akışına maruz bırakıldığımı fark ettim. hepimizin birbirimizi kendi pencereleri dışında görmemiz gerekiyor. acilen.
46 favorites - -
netflix'te bugün yayınlanmaya başlanan belgesel.

sosyal medyanın insanlar üzerindeki olumsuz etkisini ele alan belgeselde facebook, twitter, pinterest, google vs gibi uygulamaların eski çalışanları ile röportajlar var. yani zamanında sektörün içinde (silikon vadisi) bulunmuş ama tükenmiş insanlar.

"klişe olacak ama satılan sizsiniz" diyor biri. tek amacımız sizin ekran başında kalmanızı sağlamak, sizi meşgul etmek. buna da gözetim kapitalizmi diyoruz. trilyonlarca dolarlık yeni bir pazar türü bu...neye ne kadar süre baktığınız bile kaydediliyor. tüm bu veriler ile hareketlerinizi öngören bir model oluşturuluyor. tıpkı bir avatar gibi.

"reddit okuma bağımlılığımı kırmak için bir yazılım hazırladım"

bir tür black mirror'ın belgesel hali olmuş. netflix'e hiç değinilmemesi ayrı bir komedi ama.

edit: "vuuu süper bir aydınlanma geldi bana, ürün aslında benmişim lan" demiyorum. sadece belgesel hakkında bilgi verdim. zaten yarısında da bıraktım.
15 favorites - -
lan oğlumm salak mıyız lan biz. farkında değil miyiz her bokumuz biliniyor, biri bizi gözetliyor. tamam artık olmuşuz bağımlı... eniştem beni niye likelamadı diye aile kavgası çıkıyor artık. niye takipçim az ya da beğenmiyorlar diye intihar ediyorlar.

çok güzel bir gavur sözü vardır: "get a life bro" yani diyor ki evlen çoluğa çocuğa karış da gerçek dert edin.

vasat bir belgesel ama bazı salak bireyler için zihin açıcı olha da bilür....
9 favorites - -
şimdi başlangıç için yine netflix yapımı, connected in özellikle ilk bölümünü izlemenizi öneririm.

ana yemek için bunu izlemek daha makbul.

genel olarak başarılı bir yapım olsa da sosyal medya ve teknolojiye aşina olanları, açıkladıklarıyla çok da fazla şaşırtmayan belgesel. şöyle ki:

--- spoiler ---
sosyal medya uygulamaları ile teknolojik ayak izi bırakmamiz neticesinde uygulamaların bizim hal ve hareketlerimizi inceleyip duygu durumsal değişiklikleri yapay zeka ile değerlendirmeye almasını çoğumuz biliyorduk.
birisiyle özellikle de yazışırken mesela foça, foça ya gidelim gibi şeyler yazdiktan sonra foça ile ilgili otel tekne tanıtım vb reklamlar çıkması olağan instagram facebook gibi yerlerde.

onun dışında komplo teorilerine değinmesi gayet güzel olmuş.

(bkz: pizzagate)
korona virüs ve 5g baz istasyonu muhabbeti gibi teknolojinin sürüklediği kaosa örnek..

son olarak şunu da söyleyeyim:
komplo teorilerini bizim yazdığımız uygulamalar sayesinde teknolojiye ve insanlığa biz yön veriyoruz diyen eski büyük şirketlerde çalışıp ayrılan ve açıklama yapan kişiler yine kendi tutarsızligi ile 20 seneye boku yeriz insanlığın sonu gelecek cehalet vs diye alametli öngörüler sunuyor.

--- spoiler ---
4 favorites - -
netflix'in sosyal medya platformlarının, teknoloji devlerinin insanları nasıl yönlendirdiğini anlatan belgeseli. eğer ki bu konu hakkında daha önce araştırma yaptıysanız, sosyal medya platformlarının reklam stratejilerini, insanların platformda daha çok tutmak için neler yaptıklarını araştırdıysanız bunlara ekstra olarak bir bilgi bulunmuyor; bir çoğunu zaten biliyorsunuzdur.

belgeseli izlerken bende "haaaaa" hissi yaratan şey, günümüzdeki komplo teorilerinin daha çabuk ve daha çok kişiye yayılmasıyla ilgili olan kısmı oldu. türkiye'de son dönemlerde aşı karşıtlarının, düz dünyacıların bir anda nasıl çoğaldığını daha açık bir şekilde anladım.
6 favorites - -
sanırım insta,facebook,twitter alayını kapatacağım veya kullanmayı bırakacağım.
1 favorites - -
bir takım süper zekaları tatmin etmemiş olan belgeseldir. adam büyük şirketlerin kirli çamaşırlarının deşifre edilmesini filan bekliyordu herhalde. kimsenin bi yeri yemez öyle açık açık konuşmaya. bir miktar farkındalık yaratmayı amaçlamış, çoğu yerde konuşmadan önce duraklama ihtiyacı hisseden insanlardan oluşan bir yapım. toplumdaki kontrolsüz sosyal medya kullanımı ve çocukların ne kadar korumasız bir durumda olduğu anlatılıyor. belki sen, ben biliyoruz anlatılan şeyleri ama toplumun büyük bir kısmı farkında değil ve manipülasyona oldukça açık bir kitle var. belki sadece bir miktar düşünüp olaya kafa yormamız istenilen. bir internet sitesi de kurulmuş, www.thesocialdilemma.com adında ve kurdukları sitenin çerez kullanım onayı istemesi de ayrı bir dilemma olmuş yine.
bahsedilmeyen bir çok şey var. olayın biyolojik ve psikososyal yönleri var. insan beyninin bu kadar karmaşık bir bilgi akışı içinde sürekli stresse girmesi, gördüğü imajlara, uyaranlara sağlıklı tepkiler verememesi gibi. sosyal medya kesinlikle ruh sağlığı için zararlı bir mecra. aslında görmemen gereken, bilmemen gereken onlarca şey görüyorsun ve işin en kötü kısmı gördüğün şeylerin büyük oranda gerçek olmaması. beynimiz anlamlı ve sağlıklı tepkiler oluşturamıyor, gerçek ve sahte içerikler arasında karmaşaya uğruyor.
belki de bu konu üzerine daha fazla tartışılmalı ve toplum sağlığı açısından objektif değerlendirilmeler yapılmalıdır. 21. yüzyılda toplum iq'sunun düşmesi, özel hayat gizliliği ihlalleri, sosyal medya üzerinden yapılan linçler, siber zorbalık, çocuklarımızın kolaylıkla ve kontrolsüz bir biçimde uygunsuz içeriklere maruz kalması gibi üzerine kafa yorulması gereken bir çok toplumsal sorun. diğer yandan medya tekelciliği ve sansür gibi sorunsallar.
teknolojinin henüz insan sağlığı ve toplumsal etikle yeterli miktarda optimize edilebildiğini düşünmüyorum. bilmiyorum gelecekte ne olur ancak yakın gelecekte iyi şeyler olacağını düşünmüyorum.
16 favorites - -
muhtemelen hedef kitlesi ben ve benim gibi sosyal medya kullanmayı birkaç seneden beri tamamen veya büyük ölçüde bırakmış insanlar değildi o yüzden de çok çarpıcı olmasını beklememiştim. bu anlamda beklentilerimi karşıladı.

her ne kadar benim sosyal medyayı kullanmayı bırakmam; takip edilmem, hakkımda verilerin toplanması vs. değilse de bu olayın arkasındaki hikayelerin işin içindeki insanlardan dinlemek daha bi başka oldu. belgeselin de ana teması bu şirketlerin bizleri nasıl takip ettiği ve bizlerden toplamış oldukları verilerle bizleri nasıl manipüle ediyor olmaları olsa da bu majör sebebin yanında pek çok minör sebeplerden de bahsediliyor. benim sosyal medyadan çıkmam da büyük ölçüde bu minör sebepler kaynaklıydı.

bence bu belgeselin hedef kitlesi ortaokul ve lise çağındaki gençler olmalı. tabii bunu büyük bir tespit olarak söylemiyorum :d bahsettiğim mevzu bu ve bunun benzeri belgesellerin 12-18 yaş aralığındaki öğrencilere dikkatlice anlatılması izlendirilmesi.
yıllardan beri internet okuryazarlığı diye konuşup duruyoruz ama bunu konuşanlar bugün birer sosyal medya trolüne döndü bile. işin doğrusu, burada hata onların trolleşmesi değil, sosyal medyanın insanları trolleştirme isteği. insanları kutuplara çekmeden, onları birtakım konuların yılmaz savunucuları yapmadan onların ekran sürelerini tatmin edici seviyelere çıkmasını bekleyemezler. dolayısıyla, bu şirketlerin temelde istedikleri şey trollerin gelip kullanmasından ziyade gelen insanların zamanla kendi ilgilendikleri konuların trollerine dönüşmeleri. o yüzden de zamanında sosyal medya okur yazarlığı diye çığırtkanlık yapanların çoğu bugün kendileri birer troll haline geldiler.

burada benim görebildiğim 2 adet çözüm yolu var. bizzat deneğin bendeniz olarak tecrübe ettiğim :d
birincisi komple bu sosyal medya zamazingolarından kurtulamak. en kesin ve etkili yol budur. ama bağımlı kişiler için son derece sancılıdır. ben bu konuda şanslıydım çünkü bu işi habersiz bir şekilde yaptığım için zamana yayarak yapmak durumunda kalmışım. ama günün 4-5 saatini sosyal medyada geçiren insanların bunları komple kapatması son derece zorlu olacaktir.

ikincisi ise iradeyi güçlendirmektir. fakat yine burada ilk seçenekte olduğu gibi büyük bir paradoks yatmaktadır. ilkindeki paradoks hali hazırda bağımlı olmuş insanların bir anda bundan kurtulmaya çalışmalarıydı, ki bu çok çok zor. bundaki paradoks ise iradenin kendisi. çünkü, bu yapıların alayı kullanıcıların iradelerini zayıflatıp daha uzun bir ekran süresi elde etmeyi hedeflemekte, öyle bi fasit daire ki kaydırdıkça kaydırıyorsun. tüm bu kaydırma işlemlerinin içinde durup da ben napıyorum, nasıl bundan kurtulurum, iradem bu kadar zayıf mıymış?, bu kadar vakti nasıl harcıyorum vs. gibi sorgulamaları yapmak imkansız hale geliyor.

dolayısıyla ya bunun bir şekilde farkına varıp gerekli araçlarla ekran süresini sınırlandıracaksınız ya da yine bunun farkına varıp komple sosyal medya denilen çukurdan kendinizi kurtaracaksınız. burada tercih sizin demek isterdim ama ne yazık ki tercih sizin de olmayabilir. ben şanslıydım, beni sosyal medyaya bağlayan herhangi bir unsur yoktu o yüzden çok kolay oldu. ama bu herkes için böyle olmayabiliyor.

bu konu yıllardan beri üstüne kafa yorduğum, okumalar izlemeler yaptığım, ve ciddi bir problem olarak gördüğüm bir konu olduğu için kendimi salsam sayfalarca yazarım. ama bu yazdigim entry'nin bile sonunu getiren kaç kişi olacaktır bilemiyorum. inşallah okuduğunuza değmiştir.
13 favorites - -
Next (2) - Last Page (19)