bu dallamaların, çok çocuk dogurarak fazla para alan verimli çalışmayan, alman toplumunu bozan türkler için "turken raus" diyen arkadaşları var. aynı kafa, efendim biz faşist değiliz sadece onlar sunu yapmasın onlar sole onlar bole. lan gerizekalı onlar dediğin 1 milyon kişi yaşlısı cocugu genci var hırsızı var katili var mazlumu var garibi var. öküzmüsün de sen koca bir kitleyi düşman belliyorsun adi. sen ucuz suriyeli çalıştırırken, evine temizliğe gelen suriyeliye diğer temizlikcilerin yarısı para verirken, işçi suriyeli diye tarlada fabrikada 10 saat ölümüne ve yarı fiyatına çalıştırırken çok mu iyisin.
iki yüzlü olanlar kesinlikle suçludur. suriyelilerin iş gücünden çok düşük maaşlar ödeyerek faydalanırken ses çıkarmayanlar üniversite söz konusu olduğunda bağırmaya başlamakta. sokaklarda yatıp dilenci olmalarına herkes gibi ben de karşıyım ancak savaş tarafından ülkelerinden edilmiş bu insanlara insan gibi davranmak hepimizin görevi. aynı coğrafyanın insanlarıyız, hangimiz ülkenin yarın suriye gibi olmayacağından emin olabiliriz? onları aşağılamak yerine haklarını savunup ne bizim ne de onların hakkının yenmeyeceği ortak bir çözüm üretmek, onlara yardımcı olmaya çalışmak neden bu kadar zor geliyor? hırsızlar, pislikler diye suriyelileri dışlayacağınıza haklarını savunun ki onlar da birer birey olduklarını, normal koşullarda yaşayabileceklerini görsünler.
suriyelerin ülkede olmasından değil kaldırım veya yol kenarlarında yaşayarak, insanın kollarından çekerek dilenmelerinden rahatsız olan topluluktur..
not: faşist değildirler, çünkü aksi halde bununla yaşamak zorundasınız diye dayatanlar daha faşist bir durum oluşturur...
-anası bacısı tacize, tecavüze uğradığında
-trafikte, aracından telefonu cüzdanı çalındığında
dal taşşak koşa koşa aralarına katılacak olan sefil gerçek müslümanları rahatsız eden insanlar topluluğudur. komşun tok yatarken görüşelim bi de senle delikanlı!
daha anasına babasına, kardeşine, dedesine,nenesine kendi evinde bakmaktan aciz kancıkların insanları suriyeli kaçakları evlerine almayan insanları yermesine dayanak olan bir durumu gözler önüne seren tabir
türkiye'nin problemi olmaması gereken insanların türkiye'ye problem olmasından ötürü istenilen bir durumdur, faşizm değildir, faşizm kavramınında şu ara harbiden içine edildi. bu tip aslen pragmatik bir durum bile faşizm olarak tanımlanıyor. ne faşizm imiş arkadaş, mussolini ve dostları bu fikri oluştururken bu kadar baskıcı yönetimlerle birleşeceğini hayal etmezdi de pragmatik bir gerçek durumunda bile faşist adının çıkması... adam bir hitler olmasa da hatırlanacak bir kelime çıkarttı insanlığa bir türlü unutulmayan. faşizm ya da faşistlik falan yok ortada gençler, tamamen pragmatik durumlar. onun ülkesinde savaş olması beni ilgilendirmiyor, ben ilgilenmiyorum, ölmesi ya da acı çekmesi canımı sıkmıyor, yetkim olsa sınırıma geçmeye çalışana vur emri verdirecek kadar da çılgın fikirlere sahibim çünkü beni tek alakadar eden türkiye. ne suriye ne filistin ne doğu türkistan ne rusya ne bosna ne gürcistan ne almanya ne fransa ne de ingiltere'de ki sorun beni ilgilendirir. bir gün buradan gidersem burası da beni ilgilendirmez gerçi ama türkiye nezdinde bakarsak suriyeliler bizim problemimiz değil. o açıdan evet, istemiyorum o insanları. ve ölüme gideceklerini biliyorum, yine de istemiyorum.
avrupalı ya da hristiyanları da istemeyendir, en azından ben istemiyorum. bugün yunanistan'da iç savaş çıksın ve yunanlı buraya gelmek istesin, ben onu da istemem. derdim araba ve müslümana özel değil yani. bu ülkeyi ilgilendirmiyor o yunanistandır arabistandır hatta al ırkdaşın doğu türkistandır. bu ülkenin tek sorunu türkiyedir ve türkiye insanıdır ırkı ne olursa olsun ama bu kadar. ben öyle bakıyorum en azından, sizi bilmem.
ankara'da son zamanlardaki kaldırım görüntülerinden bihaber olan kişice açılmış başlıktır.
faşistlik derseniz faşitlik ama, kovmak değil bu... gitmelerini can-ı gönülden istiyorum; benim bu kişi.
ankara'da adım başı ayakları çıplak, çocuklarda saçlar karışmış, berbat halde, türkçe de bilmeyen, zavallı insanlar görüyoruz. yazık günah bu insanlara. iyi de bunun yazık günahını bizler çekmek zorunda değiliz. bizde dilenen, fakir-fukara az gibi komşu ülkeninkini de doldurursan bu görüntüleri zibilyon defa da görürüz.
konu şu ki, bu kişileri ülkeye dolduran kişi/kişilerdir bu insanların böyle sefil olma sorumlusu. sen önce kendi ülkendeki aynı durum insanlarının belini doğrultmadan gelmiş bir de suriyelileri doldurmuşsun. adım başı dilenci, adım başı sefalet yemin ediyorum.
çok uzağa değil gidin kızılay'a, bulvar boyunca oturup dilenen zavallı suriyelileri gözlemleyin. kovmak değil benim isteğim ama gitsinler istiyorum elbette... bunun çözümü türkiye'ye doluşturup sefalet çekmelerine çanak tutmak değildir çünkü.