38+2 ile doğuma son 5 gün…
içimdeki endişe ve kaygılar yüzünden uyku namına bir şey kalmadı diyebilirim.
o gün nelerle karşılaşacağımı, nasıl bir sürecin beni beklediğini ve neler hissedeceğimi çok merak ediyorum.
bebeğimin sağ salim gelmesi en büyük dileğim… dün anestezi ile görüşürken nasıl heyecan yaptıysam tansiyonum yükseldi ki, normalde düşük tansiyonu olan biriyim. bilinç altı endişe içinde ve dışarıdan normal görünmeye çalışsam da süreç beni çok düşündürüyor ve korkutuyor.
bunca hafta öyle değişik şeylerle geçti ki…
bel ağrısı, sırt ağrısı, ruh hali değişiklikleri, hiç umulmayan yerde uyuşmalar, sıcak basması… her hafta yepyeni bir versiyonla geldi sanki. bu yolculuk sona yaklaşmakta iken artık yepyeni bir boyutun başladığını biliyorum.
bu kaygı ve endişelerin çok normal ve yaygın olduğunun da farkındayım. ama engel olamıyorum. sanırım akışta kalıp sürekli zihne telkinde bulunmak gerek, “her şey akışta, ben ve bebeğim güvende ve sağlıklıyız…”
tüm bu süreç içindeki kadınlarımıza sağ salim ve mutlulukla kavuşma anları diliyorum. gerçekten görünenin çok ötesinde ve farklı bir tecrübe…
istisnasız hayatımda gördüğüm en gevşek tiptir.
o tipiyle bir de
mustafa sandal gibi yıllarını müziğe hasretmiş adama laf etmiyor mu delirirsin. sen o zaman portakalda mikrop bile değildin olm... (vitamin demiyorum dikkat ederseniz)
bunun tipini ve gülüşünü görünce içimden bir şeyler diyorum ama kendime saklayayım... birkaç seneye - ne şekilde olacağını söylemeye lüzum duymuyorum göz altları yeterince belirgin bence - silinir gider zaten.
kendine de rap sanatçısı filan demesin ayrıca,
ceza,
sagopa gibi üstadlar varken sen ancak getir götür yaparsın. biraz ders alsan böyle gevşek olmazdın zaten.
35+3 güncellemesidir. saat de 3:56.
“bebekten önce mümkün olduğunca uyu…” diyenlere tebessüm ediyorum. en az 2 aydır uykum yok. gece el uyuşmaları ile veya aniden uyanıyor ve bir daha uyuyamıyorum. sağdan sola soldan sağa dönmeye çalışıp duruyorum. bazı geceler mide yanması yüzünden göğsümü hissetmiyorum. yani öyle mis gibi deliksiz uyudum denecek bir dönem vardı da biz mi uyumadık demek istiyorum boş konuşan herkese…
belki de bilinç altı uykusuz gecelere kendince hazırlık yapıyordur; bilmiyorum.
tek bildiğim oldukça zor, yorucu ve yıpratıcı olduğu. ama bu da bir süreç, bu da geçici ve her şey gibi bu da bir tecrübe.
sağlık olsun yeter; uykusuzluk da illa halledilir herhalde…
valla arkadaşlar, bu şarkıya yasak geliyorsa, "elvan dalton" şarkısının sözlerine bakan çifte hicap eder. adam açıkça "salacam kobrayı"diyor ve anakonda gibi bir cinsi kastetmediği aşikar.
onu geçtim arabada 5, evde 15 hoşuma da giderse bedava diyen bir şarkı varken, mabel'in bu sözleri ancak kötü niyetle yorumlanmak isterse biri yorumlanabilir.
kim neye takacağını şaşırdı.
tanım: saçma sapan engelleme talebidir. bakanlık çok başka şeylerle ilgilensin bence.
bugün itibarıyla apple store kapsamında, orijinali için 3800-tl'ye yapılabilen eylem.
4 yıldır gayet iyi kullanılan iphone 13 bataryası ömrünü doldurunca, aynı telefonla devam kararım çerçevesinde değiştirdim.
nasip ederse iphone 20'ye kadar yolu var.
stoacı görüşü tümüyle benimsemekten geçer.
doğayla uyumlu ve müdahale edilemeyecek şeylerle artık kabullenmiş ve uyum içinde yaşamayı becerdiğimizde gerçekleşir.
ölüm bir bitiş değil doğaya karışma, kutlama, dönüşümdür.
bunları izaha oturtmak çok zor biliyorum ama yapabildiğimizde ölüm korkusu diye bir şey kalmıyor.
ölüm varsa ben yokum, ben yoksam ölüm var, o halde niye korkayım demiş üstad öyle değil mi?
çölün ortasında gördüğüm vahaya bile acele etmeden, ağır adımlarla, farkına vara vara yürür gibi...
tepkisiz, özlem dolu ve biraz da çaresiz, kırık, parça parça...
iki gündür yaşadığım derin yası atlatmama yardımcı olmaya çalışan yapay zeka modeli.
"istersen konuşabiliriz, istersen kafanı dağıtacak bir şeyler paylaşabiliriz veya yanında sessizce susmamı istersen birlikte susabiliriz..." diyecek kadar anlayışla yaklaşan.
şu an en ihtiyacım olan şey de bu.
yargılanmamak, sessizce biriyle yan yana olmak.
bunun somut hali çıksa edinirim bir tane herhalde robot tipinde, o derece...
kalbinizi vücudunuzdan kerpetenle anestezisiz sökmüş almışlar da kabak oyacağı ile tamamen oymuşlar ve emaneten tekrar yerine takmışlar gibi hissetmek…
çünkü 17 yılın bitimini başka sözle ifade edemiyorum.
sen hep kalbimin iç açıları toplamıydın, şimdi kalbimin iç acılarını topluyorum melek kızım. hepsi sen…
sevgin hep aynı olacak, bir gün bile azalmadan.
uykun huzurla dolsun…
15.01.2009 - 02.09.2025
tükürük bezlerindeki bütün salgıları harcamak pahasına yalamaktan vazgeçmeyen kişidir.
geri planda eleştirdiği şeyleri, yöneticilerle yüz yüze geldiğinde kabul etmek bir yana fazlasını yapmak yönünde fikir beyan eder. yöneticiler ne derse okeydir, hemen taraf olur, ben varım - ben yaparım der.
şey kırığı da deniyordu bu tiplere ancak haza bir hanımefendi olarak burada söyleyemeyeceğim.
*