herhalde masaya sıçıp kalkmışlar diye düşündüm ama fotoğraf beklediğim kadar kötü çıkmadı. masada bir tane peçete, galiba kese kağıdı ve biraz kül var.
buna bile burada laf ediyor bazi insanlar, kendilerini hakli cikartmak icin de kahveleri kotu diyorlar. ulan senin medeniyet neyine, yallah köyüne o zaman, millet senin çöpün ile mi ugrasacak bir de.
burası türkiye. para verip birde üstüne hizmet edemem. isteyen gidip bu rezilliği avrupa'da yaşayıp paranla rezil olma duygusunu tadabilir. boşları, bana hizmet veren kişi toplar. uzatmanın anlamı yok.
medeniyet o çöpü atmayı gerektirir
her ulkede dinamikler farklidir. burada oyle bi sistem varsa ve yapmiyorlarsa onlar sucludur. boyle bi sistem yok da garson bu isleri yapacaksa bosuna cemkirmektir.
millet istiyor ki herkes kendi işini kendisi yapsın ama ben o iş için istihdam edilip para kazanayım.
kalkarken çöpünü atmak tabi ki hoş bir davranış bunu kimse tartışmaz. ama atmayana da medeniyetsiz derken orada durmak lazım.
bu tavır kargocularda da var. paketi oturduğun kata çıkarmaz, hatta bazen şubeden çıkarmaz, arayıp gel kendin al der.
boş bir isyan, sanki yere atmışlar, masada bırakmışlar işte.
bir çalışan olarak daha da beterlerini gördüğüm,acaba diyorum bunlar evlerinde de mi böyle yemek yiyorlar diye beni düşünceler alıyordu,alıştım artık bişey demiyorum derli toplu bıraksınlar kafi.
ben şahsen fast-food restaurantlarında da tepsimi alıp kendim döküyorum. masada bırakmıyorum. böyle alıştırdım kendime. aksi beni rahatsız ediyor.
ancak bazı restaurantlarda masaları toplayan, silen handikaplı veya down sendromlu çalışan arkadaşları görüyorum. onlar işinden olsun istemem.