hani her şeyindim ben senin?
şu sıralar cümleler değil sessizlik kırıyor kalbimi...
no peaceful tomb, no rest... ah...
"iyi olmayı hak ediyorsun"
hiç beklemediğiniz birinden, hiç duymak istemeyeceğiniz türden bir kelime bile yeterlidir bazen. sonrası mı? tuzla buz işte. kırılmak bile hafif kalıyor bazen... insanı sessizlik mezarına gömen, avazı çıktığı kadar susturan, gözle görünen her zerresini bir sisin ardında kalmış gibi yok eden, sonra... sonrası yok işte.
seni seviyorum ama…….
ardından gelen her sözcük kalp kırar
- yaz bitiyor ... bizim hanım ikide bir söyler sağolsun
- "lunapark kapandı" ... (mario levi'nin kitabının ismi tabii)
kalp kırmaktan ziyade, moral bozan cümleler diyeyim.
var aslında da demek ne kadar mantıklı bilemedim. beklenmedik yerden gelince daha çok üzer
"çok tembelsin", ekonomik koşullar nedeniyle çalışmak zorundaydım ilk üniversitemi öyle bıraktım. çalışırken yeniden girdim 2 üniversite bitirdim. bu sırada kardeşlerimi okuttum, mobing yüzünden mesai saatinden fazla çalıştım hep. okuldakiler "çalışıyorsun diye ayrıcalık bekleme" dediler, iştekiler "okuyorsun diye işten kaytarma". iş yerinde tek kelime kitap okuyamadım. perişan geçirdiğim nöbetlerden sonra yüzümü yıkayıp aynaya bakar ve "şimdi öğrencisin" diyerek gülümser mutlu mutlu okula giderdim. bazen elimde olmayarak uyuklardım derste, devam zorunluluğuda yok aslında, ama benim ki okuma sevgisi, sıraları bile seviyordum. yırtındım ortalamamı yüksek tutup yüksek lisans yapayım diye. birgün çok değer verdiğim ve sevdiğim hocam, birinin yüksek lisansa girdiği haberini almış mutlu olmuş bana bunu anlattı. sonra "yaaaa bak herkes senin gibi değil, çok tembelsin, insanlar çalışıyor, hakediyor" dedi. doğruydu bi yerde çalışıyordum ama hak edemiyordum demek ki, böyle olunca da kimsenin gözü görmüyordu. belki başkası söylese bunu "hadi be " der yoluma giderdim. diğer yandan babamı kaybedeli 10 gün ya olmuş ya olmamış duygusallık had safhada.
aşamadım ben, hayatım boyunca uğraşıp didinip, burun kıvırılan olmayı. hala o kadar kırgınım ki ne zaman elime bir kitap alsam gözümden akan yaşlara hakim olamıyorum. ne gerek var diyip koyuyorum bir kenara