sakarya üniversitesi deney hayvanları laboratuvarı

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

sanıldığı gibi alternatifleri olduğu halde hayvanlara işkence yapmak üzere kurulan laboratuarlar filan değildir bunlar.

ben bir tıbbi çevirmenim. on yılı aşkın süredir ilaç ruhsat dosyalarının 2. modülleri başta olmak üzere bir sürü klinik ve klinik dışı metin çevirdim. bu metinlerde 2.4 başlıklı klinik dışı genel özetleri hiç sevmem çünkü klinik dışı genel özet; söz konusu ilacın hayvanlar üzerindeki etkilerinin araştırılıp anlatıldığı metindir. ama sevsem de sevmesem de; modern tıbbın her türlü imkanından yararlanan; çocuğuna aşı yaptıran ve gerektiğinde ilaç da veren bir insan olarak; şunları da bilmek ve burada da paylaşmak durumundayım:

teratojenisite çalışmalarının hayvanlar dışında bir alternatifi yoktur. hamileyken idrar yollarınızdaki bir enfeksiyon için içtiğiniz ilacın karnınızdaki çocuğa zarar verip vermeyeceğini başka türlü bilemezdiniz.
karsinojenisite çalışmalarının hayvanlar dışında bir alternatifi yoktur. sedef hastalığınız için kullandığınız losyonla güneş ışığına maruz kalmanın sizi kanser yapıp yapmayacağını başka türlü bilemezdiniz.
uzun vadeli toksisite çalışmalarının hayvanlar dışında bir alternatifi yoktur. kortizon içeren bir ilacı 12 ay boyunca sürekli kullanırsanız cushing sendromuna yakalanıp yakalanmayacağınızı başka türlü bilemezdiniz.
metabolizma ve atılım çalışmalarının hayvanlar dışında bir alternatifi yoktur. aldığınız ilacın karaciğerinize, böbreğinize ne kadar yüklendiğini başka türlü bilemezdiniz.

testlerin bir kısmı in vivo, yani canlılarla yapılmak zorundadır. in vitro testlerden elde edilecek veriler sınırlıdır.

işin sadece metin düzeyinde uzmanıyım, o yüzden bol keseden sallamak ve ahkam kesmek niyetlisi değilim ama komple modern tıbba karşı değilseniz hayvan deneylerinin yüzyılla müzyılla alakası olmaksızın ne yazık ki olmazsa olmaz olduğunu da bilmenizde fayda var. kozmetik ürünlerin test edilmesinde alternatif yollara gidilebilse de, tıp dünyasında öyle değil o işler.

novartis'inden gsk'sına, roche'una, bayer'ine kadar dünyadaki tüm ilaç firmaları bunları glp uygulamalarına uygun ve "humane" koşullar altında yapıyor. cruelty free olsun diye bağırılanlar da bu testler değil.
insanız, iğrenciz, yapacak bir şey yok.

edit: öncelikle konuyla ilgili eksik bilgiden kaynaklanan duygusal tepkileri anlıyorum, ben de zamanında çok verdim o tepkileri. "tecavüz suçlularında deney yapalım" naifliğini de anlıyorum.

burada bütün gün hayvan deneylerinin yapılma amacını, neden belli hayvanların seçildiğini, istatistiksel anlamlılığı, hayvanlarda deneyin bir tane fareyi alıp aha ilacı virdik bu oldu, aha iğneyi sapladık şu oldu demek olmadığını, gerek fiziksel özellikleri, gerekse sağlık geçmişi ve genetik yapısı bakımından hiçbir homojenlik elde etmenin mümkün olmadığı suçlu insanlarla deney yapma fikrinin teorik olarak mümkün olmadığını, yapılsa da elde edilen sonuçların anlam ifade etmeyeceğini uzun uzun anlatmam mümkün değil. getir tecavüz suçlusunu, atıyorum sedef hastalığı için yeni geliştirilen merhemi dene bakalım adamın üzerinde. her yerine sür. gözüne sür kaşına sür. sonra da bana bu yaptığın deneyle ilgili bilimsel sonuç ver. veya başka bir pedofili getir, üzerinde retinoid türevi ilacı dene. on tane ver, yirmi tane ver. adam karaciğer yetmezliğinden öldü diyelim, bana bununla ilgili klinik ve istatistiksel anlamlılığı olacak veriler sun. "20 tane retinoid türevi tablet verdiğim 40 yaşında, 13 yıldır sigara kullanmakta olan, alkol kullanmayan, ailesinde tansiyon ve diyabet öyküsü olan denek, karaciğer yetmezliğinden ölmüştür" bilgisi tıbbın ne işine yarayacak bana bunu anlat.

ya da siktir et, anlatma.

edit 2: insan sever, hümanist filan değilim, aksine mizantrop olduğumu ve hayvanları da insanlardan üstün gördüğümü ifade ettiğim bir düzine entrym var 8 seneden beri ara ara yazılmış; işin bilimsel boyutunu; senelerdir farmakolojiye hizmet veren bir çevirmen olarak dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım, hepsi bu. meraklıysan klinik dışı araştırmaları, glp'yi, helsinki bildirgesi'nin konuyla ilgili kısımlarını, avrupa ilaç ajansının ruhsatlandırma süreçlerini, klinik dışı araştırmaların gerekçelerini vs. vs. vs. araştırır, okursun. dünyada hangi ülkelerde ve hangi üniversitelerde bu tür laboratuar hayvanı üretim merkezleri olduğunu da araştırırsın yine istersen. anlamak, anlamamak senin sınırların dahilinde.
4 favorites - -
(bkz: talidomit faciası) denen bir olay var bilmem bilirmisiniz. işte bu olay ilacın hayvan deneyleri tam yapılmadığı için gerçekleşti. bilmem anlatabildim mi.

edit: evet pek sevgili yazarımızdan bu olay hakkında iyi olmuş diye mesajda geldi tam oldu.
0 favorites - -
bana niyeyse hayvan haklarının waffen ss'i olan peta'nın eski başkanı mary beth sweetland'in, fanatik hayvan deneyleri karşıtı olmasına rağmen, hayvanlar üzerine denenmiş diabet ilacı kullanmasını hatırlatan olay.

bir de (bkz: luddite)
0 favorites - -
tüm dünya cruelty free diye bas bas bağırırken, ilim irfan yuvası (!) üniversitelerde açılan laboratuvar.
inşallah bir gün tüm zulmettiğiniz hayvanlar birleşir de hepinizin ağzına sıçar.
1 favorites - -
14. yüzyılda açılmış bir başlık sandım önce ama baktım sözlük 20. yüzyılda kurulmuş.
0 favorites - -
bu yüzyılda alternatifler mevcutken hayvanlar üzerinde türlü türlü işkence yapacak adına da bilim denilecek olan işkencehane.

görünen adı ise deney hayvanları laboratuvarı.

sakarya üniversitesi kuracağı bu laboratuvar ile hayvanlara bin bir çeşit işkence yapacak, adını deney hayvanları koyacak ve bilim adına dokunulmaz olacak.

simge bayraktar, change.org'da laboratuvarın kurulmasını istemiyoruz kampanyası başlattı. şu an 16.807 destekçisi var.

bir imza ile sen de destek ver.

hayvana karşı suçların kabahatler kanunu ile sınırlı olduğu ve neredeyse cezasının hiç olmadığı ülkemizde hayvanlara işkence yasallaştırılmasın.

imza kampanyası

kampanyanın muhatapları:

sakarya üniversitesi tıp fakültesi dekanı prof. dr. ramazan akdemir (sakarya üniversitesi tıp fakültesi dekanı)

sakarya üniversitesi rektörü muzaffer elmas

bu da haberi

tıp fakültesi dekanın mantalitesine göre hayvanlara işkencehane kurulunca makale, yayın sayısı artacakmış. düşün ey insan evladı, küçücük hayvanlara yapılan tüm eziyet üç beş herif makale yazacak malzeme bulabilsin diye!

bilmiyorum abi notu: sevgili arkadaşım, sakarya üniversitesi yetkilileri falan filan. bilime bu kadar aşıksanız, bu kadar insan neslinin iyiliğin düşünüyorsanız, bunu masum canlılara acı çektirerek yapmayın. yapılmasına da destek vermeyin en azından bu yüzyılda.

deneylerinizi özgecan'ın katili, bağdat caddesi tecavüzcüsü üzerinde yapmak isteyin mesela, bir günde kaç imza, kaç destek geliyor hadi bakalım. amaç insanlığın iyiliği ise bundan daha büyük bir iyilik olamaz!

edit1: paninormanperisi aşağıdak entryi #58282051 girmiş, kendisini tam yeşillendirecektim ki mesaj gönderilemez uyarısı beliriverdi. kendisine buradan mesajı iletelim:

hayvanlar üzerinde yapılacak çaresi yoktan ziyade, insan olarak iğrençliğimizi vurgularken, deneylerde tecavüz suçlularının kullanılmasından bile bahsetmiyorsun.

sen memnun olabilirsin ana ben bu siktiğimin heriflerini vergimle hapishanelerde beslemek istemiyorum.
-

edit2: böyle bir laboratuvarı kuracak insanlar, bunun nedenini "ohh bi ton makale yazacağız bu sayede" diye açıklıyorsa bir şeyleri anlaman için einstein olmana gerek yok. en azından haberi aç oku.
-

edit3: bilimsel deneylerin, bazı suçları işleyen ve kanıtlanan insanımsılar üzerinde uygulanması gerektiği fikrini savunuyorum.

elin tecavüzcüsünü falan "ama" ile başlayan cümlelerle koruyup hayvan deneylerini savunacaksan hiç elini kolunu yorma güzel kardeşim.

bu hayatta havyvanlar üzerinde deney yapılarak bulunmuş nice şeyleri kullandığımızı ayırt etmek neredeyse imkansız.

bir şeyler geçmişte böyle yapılıyordu diye yine böyle yapılması gerekmiyor.
2 favorites - -