sahaflarda kitapçıların beslediği, kitap üstünde uyuyan kediler.
kedi canlısı doğası gereği pek bilge bir görüntüye sahip olduğundan sahaflara pek yakışır. sahaf kedileri insanda saygı uyandırır, sanki kitabın üstünde yalanan kedi bütün o kitapları okumuş gibi gelir insana. ayrıca bu kediler durmadan yavrular. ailecek bütün kitaplara yayılırlar. sahipleri olan kitapçılar da pek enteresandır. kedilere bakıp beslerler ama bir sevmeye kalkarsınız hemen "al senin olsun" moduna girerler. aslında severler kediyi "alıyorum tamam" deseniz belki vermezler bile ama o da öyle ilginç bi triptir.
eski tozlu kitapların cezbedeci kokusuna kapılıp da kemirmeye kalkan
fareler karşılarında bu kedileri bulurlar. kimbilir belki bu yüzden kedi besler sahaflar.ne de olsa zırt pırt kapan kurmak, sağa sola zehir serpmekten daha kolaydır.
sahafın kapısında bekleşen, sahafın atacağı eski kitapları, katalogları, antolojileri kaparak bir köşede usul usul yedikten sonra yeniden bekleşme işlemine kaldığı yerden devam eden kedilerdir.. genelde baya zayıftır bunlar.. eski kitapların pek de lezzetli olmamasından olabilir..
sahafa müşteri çekmek, müşterilerin sahafta daha fazla vakit geçirmek, kedinin yattığı kitabı gösterip satmak için kullanılabilen varlıklar.
***
kadikoyde sahaf kafenin karsisindaki sahaflarda ve beyazittaki sahaflar carsisinin sonundaki sahaflarda bol bol karsiniza cikabilen kedilerdir genelde sahaf mantigina tamamen uyan ve kitaplari daginik ve disarda duran sahaflarin kitaplarinin ustune serilip yatar bu hayvanlar.
ciltlerce eski roman, hikaye, mecmua, sayfalarca anlatı ve öğreti ile sükun tutmuş ortamların dilsiz tamamlayıcıları. uzaktan bakınca kitaplar da konuşmaz, kediler de. ama bir şeyler anlatır gibi dururlar bir köşede öylece. bir canlı, bir mekana ne kadar yakışabilirse kediler de ancak bu kadar yakışabilir bu yerlere; henüz okunmamış kitaplar gibi suskun, tanınmamış karakterler gibi gizemli.
geçenlerde "burası bizim!" der gibi uzanmıştı biri. beni fark edince hafiften kafasını kaldırdı; önce birkaç saniye boyunca yüzüme, sonra sahafa baktı; "kafana göre takıl kanki. sormak istediğin bir şey olursa bu adama danışabilirsin..." dedi sanki.