sağlıkta tasarruf tedbirleri
Next (2) - Last Page (7)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

aradım mamafih bulamadım..

alakalı olarak şu var, bakınız lütfen:

(bkz: ssk yasa tasarisi referandumu)

edit: lütfen

(bkz: genel sağlık sigortası)

iki hikaye anlatacağım.

bir:

fransızca dersinde, bir alışveriş merkezinin girişinde poşetinin arandığını söyleyen arkadaş böyle bir muamelenin gururunu incittiğini söylemiştir. bunun üzerine hoca da kendi başına gelen bir başka hikayeyi anlatır. meğerse başka bir alışveriş merkezinin çıkışında, hocanın poşetleri kontrol edilmek istenmiş, hoca da buna içerleyerek "bana hırsız muamelesi yapamazsınız, poşetimin içinde ne olduğunu size göstermek mecburiyetinde değilim" demiştir. buna göre fransa'da hiçbir vatandaşa böyle bir ahlaksızlık yapılamaz. böyle bir ahlaksızlık yapıldığında ise fransız amca tepkisini gösterir. burada böyle bir ahlaksızlık yapılıyorsa (çıkışta hocanın ne aldığı ne almadığı denetleniyorsa) bunun sebebi türkler'in böyle bir muameleye kayıtsız kalmaları, fransızların ise böyle bir muamele karşısında çıngar çıkarmalarıdır. zifir efendi söz alır ve "hocam bunlar cüz'i meseleler, asıl ahlaksızlığı sosyal güvenlik yasa tasarısını, sağlıkta tasarruf tedbirlerini önerenler yapıyor. fransa'da iş güvencesi yasası çıkarılmak istendiğinde paris'i yaktılar! burada ise bu yasa tasarıları, bu tedbirler gündeme geldiğinde kimse gıkını çıkarmadı, beyhude konuşuyorsunuz.." der.

iki:

zifir dersten çıkar, eve dönmek üzere otobüse biner. otobüste, hikaye bu ya, yolculardan birinin sara krizi geçireceği gelir. otobüs bir müddet ilerledikten sonra ankara'nın en işlek mekanında, kızılay'da, güven park'ın hemen önünde durdurulur. zifir otobüsten aşağı inerek "doktor var mı? sağlıkçı var mı?" diye bağırmaya başlar. neyse ki bir hanımefendi imdata koşar. 112 acil servis aranır. önce telefon çalar çalar cevap veren bulunmaz. sonra zifir kızılay'da, karşı istikamette usul usul ilerlemekte olan "özel bir şirkete ait" bir ambülans görür. ona yetişmeye çalışırken, kızılay'da, elini kolunu savura savura araçları durdurup karşıya geçmeye ve "özel bir şirkete ait" ambülansın ve insanlar doğal haklarını talep ederken ortamda binlercesi bulunan fakat işe yaramaları (bir vatandaş ciddi, hayati, ölümcül bir kriz geçirdiğinde mesela) gerektiğinde nedense teveccüh göstermekten imtina eden polislerin dikkatini çekmeye çalışır. zifir bu arada karşıdan karşıya geçmeye ve bu insanların dikkatini çekmeye çalışırken telaştan düşer, yüzü gözü orta refüjdeki pis suya bulanacaktır az daha, fakat toparlanır, ambülans uzaklaştığı için karşıdaki polislere "durumu kritik bir hastamız var! ambülansı yakalayalım" diye bağırmaya başlar. karşı taraftaki polisler nedense hiç telaş etmezler. çok ilginçtir, zifir'in seslendiği polis kollarını göğsünde bağlamış, muhtemelen "acaba bu adam bize ne anlatmaya çalışıyor?" diye sakin sakin düşünerek zifir'in canhıraş bir şekilde karşıdan karşıya geçmesini seyreylemeye koyulmuştur. zifir nefes nefese, "şu otobüs'te bir hasta var, şu ambülansı durdurun, adamın hastaneye gitmesi gerekiyor" der. polisler, "ha? ne?" derken, biliyorsunuz ki polis abilerin eyleme geçmesi için ancak en az iki yüz kişinin "toplanmış" olması gerekir, polislerin ciddiyetsizliğini fark eden zifir kırmızı ışığın yanma süresini gözden geçirir, henüz on iki saniyesi daha vardır, ambülans elli metre ötededir, ambülansa yetişmek üzere ana yolda koşmaya başlamasına rağmen ambülansa yetişemez, ambülans sağa döner ve zifir içinde kriz geçiren yaşlı adamın bulunduğu otobüse geri dönmeye karar verir. 112'yi bir daha arar, adam kriz geçireli yaklaşık on beş dakika olmuştur, henüz bilinci yerine gelmemiştir, bu sefer telefona bir hanımefendi çıkar, zifir durum izah eder, hanımefendi ihbarın alındığını, ambülansın yola çıkmak üzere olduğunu bildirir. zifir otobüse geri dönüp sağlıkçı hanımefendiye ambülans geliyormuş der. bu arada kriz geçiren adamın boynunda asılı ilaç şeysini görür. nedir bu ilaç şeysi?

şimdi efendim, misal bir ağrı kesici aldınız. nedir? paketi açtınız, iki adet, yada belki daha fazla, ben sağlıkçı değilim, böyle şeylerin adını bilmiyorum, hani hapların sırayla dizildiği şeyler var ya.. hani ilacı almak istediğinizde bir tanesini böyle "pıt" diye alırsınız böyle şeylerden. ilacı aldığınızda, geride o küçük yuvarlaklı şeylerin içinde diğer ilaçlar bulunur. nedir yahu bu ilaç şeysinin adı? neyse. işte bu adamın boynunda kolye gibi bu ilaç şeylerinden asılı. küçük bir krokodille tutturmuş bu ilaç şeysini. fakat yazık ki bu ilaç şeysinde hiç ilaç kalmamış. sadece o yuvarlaklar var, boş, daha evvel o küçük hapları ihtiva eden. adamcağız bunu gömleğinin içine sokmuş. sağlıkçı hanım boyna asılı bu şeyin ne olduğuna bakmak için açığa çıkarınca gördük bu ilaç şeysinin boş olduğunu.. (edit: bozkırkurdu uyardı: o ilaç şeysinine "blister" diyorlarmış)

işte, efendim, bu "sağlıkta tasarruf tedbirleri" var ya. işte, bunlar, o kriz geçiren adamın boynunda asılı o boş blisterdir. tasarruftur. amına koyayımdır.
0 favorites - -
sağlık ve tasarruf kelimelerini biraraya getirme cüreti gösteren liberallerin kafasızlığıdır. o büyük büyük liberal amcalara, sağlıktan tasarruf edilemeyeceğini, sosyal güvenliğimizi müdafaa etmek zorunda olduklarını anlatmamız gelir. gerçi wallerstein bir şey söylemişti, galiba şöyle bir şeydi:

"liberalizm hiçbir zaman gerçekleştiremediği bir şeyi vaat eder. ve şimdi, liberalizmin gerçekleştirmeyi vaat ettiği şeye doğru ilerlemekteyiz. ama sorun şu ki, liberalizmin gerçekleştirmeyi vaat ettiği şey hiçbir zaman gerçekleşemeyecek bir şeydir."

böyle bir şeydi. bir iki gün içinde tam alıntıyı hatırlarsam bu entariyi düzeltir, doğrusunu naklederim. burada kast edilenin, bence gerçek anlamının ne olduğunu kavrayabilmek için şu adamın anlaşılması gerekir:

(bkz: karl polanyi)
1 favorites - -
0 favorites - -
tuzu kuru iktidar zorbalarinin almakta oldugu tedbir. gonul istiyor ki, bir gun soyle hastane masrafini karsilayamayacak sekilde, kendi canlari ile dusseler suan ki hastanelere de, gercek gozlerinin ta dibine bir girse.kendi kanini canini parasizliktan kaybetmenin acisini bir yasasa. ama tabi ki olmayacak boyle bir sey, onlar hep dort ayak uzerine dusecekler omur boyu. zira parsalari saglam. once bir hastaneni adam et, halkina gavur ulkelerindeki gibi medicare kartini bir cikar, sigortali olsun olmasin, ilacin %70 ni bir ode, insanlar ufacik saglik sorunlarinda, parasizlik yuzunden olmesin, ondan sonra tedbirni al. olmayan bir seyin neyinin tedbirini aliyorsun bre vicdan yoksunu!!!!!!!!!
0 favorites - -
"sosyal güvenlik sistemi reformu kapsamında ve imf ile yapılan yeni ekonomik programın en önemli yapısal tedbirleri arasında yer alan yasaların en önemlilerinden biri"nin konusudur.

http://www.isbank.com.tr/…ocument_header=ngok650109

bu adamlar "yapısal tedbir, yapısal tedbir" diyor ya.. (gerçi bunu böyle değil de, misal, "structural adjustment" falan diye söylüyorlardır) sakın ha bu tedbirlerin bizim yapılarımızı muhafaza etmeye yönelik olduğunu düşünmeyin.

tedbir nedir? hatırlatalım.

tedbir sözcüğü "dübur" sözcüğünden gelir. dübur, afederseniz, "bizim köyde 'göt'e göt denir", <göt> demektir,, yani esasen "tedbir", "götü kollamak" anlamına gelir.

peki bu adamlar bu ifadeyi türkçe karşılarken, yani "yapısal tedbir" derken, gerçekten bizim "yapılarımızın götünü kollamak"ı mı kast etmektedir?
hayır. yazık ki.

structural adjustment, esasen, "yapıları uyumlandırmak" demektir. neye uyum sağlıyor bu yapılar peki? gene "göt" üzerinden düşünecek olursak, en rahat sikiş nasıl gerçekleşecekse, bu götü o en uygun pozisyona uyum sağlayacak şekilde konumlandırmak anlamına geliyor bu "structural adjustment" ifadesi.

yapılarımızda bir tedbir uygulandığı falan yok yani. yapılarımızın amının götünün sikilip atıldığı bir uyarlama var.

kanmayın. lütfen yahu.
0 favorites - -
0 favorites - -
o adamın boynunda asılı boş ilaç kabıdır, kalıbıdır, şeysidir bu tasarruf tedbirleri. keşke fotoğrafını çekseydim de, "işte tasarrufunuz!!" diyebilseydim "onlara".

edit: "o adamlara" ifadesi, "o heriflere" ifadesiyle değiştirilmiştir. zira "adam" diye başkalarına denir.

edit 2: güzel adamlara "herif" diye de seslenilebilir. en iyisi olabildiğince muğlak bir ifade kullanmak. "onlara" işte. "onlara"
0 favorites - -
yaklaşmakta olan genel saglık sigortasi ve ilave imf tedbir paketleriyle ülke insanını daha da zora koşacak önlemlerdir..sağlığın piyasalaştırılma süreci devam ettikçe ne yazık ki reddedilen hastaların,bulunamayan ilaçların,yokluktan ölümlerin sonu gelmeyecektir.

yıllar evvel arkadaşlarıma ,bakın ilerleyen zamanlarda sağlık ocaklarının ,hastanelerin girişlerinde birer yazarkasa olacak dediğimde bana gülmüşlerdi..haklılığıma üzgünüm..
0 favorites - -
"commodification" diyorlar buna iktisatta, ki ben "metalaştırma" demeyi tercih ederim. ama bu, liberal amcaların ifadesiyle "feasible", bizim gibilerin şöyle ifade etmeyi tercih ettiği üzre "mümkün" değil. sağlığı "metalaştıramazlar" sağlık piyasada alınıp satılabilir bir mal değildir!

sağlığa tasarruf tedbiri uygulanamaz. gözünüzü seveyim...
0 favorites - -
112'yi arıyoruz, ambülans gelmiyor. özel ambülansı çeviremiyoruz, çünkü biliyoruz ki ne ben bunun ücretini temin edebilirim, ne hasta adam, ne insanlık namına bizim imdadımıza koşan hanımefendi...

sağlığa tasarruf şerhi düşen efendi bu tasarrufun "tasarruf edemeyeceklerin" tasarrufu olacağını bilmiyor değil tabi ki..

ilacı bittiği için, ilaç alamadığı için, boynuna boş ilaç şeysi asan, kriz geçiren, ölen adamın sağılığından tasarruf ederek bütçemize 1.4 milyar yeni tl kazandırmışız, az şey mi?

tasarruf edeceğiz ki imf'ye borcumuzu ödeyeceğiz.

söyleyin kuzum, peki, bu kimin "tasarrufu"??

edit: "tribal enfexion"un uyarısını nakledelim: "yok o durumda örneğin medline'ı ararsanız ücret talep etmeyeceklerdir emin olun. o kadar da yozlaşma yok yani"
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (7)