hakkında iyi düşünülmesi gereken bir yasak.
baştan söyleyeyim, bir genetikçi ve birçok devlet projesinde çalışmış biri olarak yazıyorum.
uzun zamandır yazmıyordum ama artık yazayım zira bıkma seviyesine geldi artık argümanlar.
1- toplu sokağa çıkma yasağı yapamazsın. bunun kapsamını belirlemen lazım. en temel problem hazırcılık. nasıl yani derseniz 1950lerde kırsal nüfus daha yüksekken ve tarım toplumu formatında yaşanırken izolasyon daha kolaydı fakat şimdi sokağa çıkmayı yasaklarsan yiyecek bulamazsınız arkadaşlar mal mal konuşmayın. yani, yiyecek ekmeğinizin olması için belirli iş gruplarının çalışmaya devam etmesi şart. ya da bir yöntem daha var mesela, evinizin bir köşesinde tarım yapın gerizekalılar.
2- her halükarda ülke güvenliğinin sağlanması için askeriye görev başında kalmaya devam etmek zorunda. neden derseniz en kötü terör saldırıları ya da suçlar pek virüs vs gibi durumları sallamıyor. hatta onlar için bu gibi ortamlar daha ideal.
3- evinizde elektrik su internet vs mevcut değil mi? bunlar kurban olduğum allahın hikmetiyle gelmiyor sayın aptallar. belirli bir insan gücüyle kontrol edilen ve oluşturulan mekanizmalar. yani bu sektördeki insanlarda da belirli seviyede çalışma devam etmek zorunda.
4- bankacılık ve finans sektörü de aynı şekilde tamamen olmasa da kısmen devam etmek zorunda. evinizde kalın iyi güzel de, alışverişlerinizi neyle yapıyorsunuz sayın amına koduklarım? kredi kartı, banka kartı ya da nakit mesela değil mi? bir düşünün nasıl dönüyor sistem.
5- devlet dairelerinde de bütün personel olmasa da kısıtlandırılmış miktarda personel bulundurulmak zorunda ki devlet işleyişleri devam edebilsin. yani örnek birisi suç işledi şu an, bir cinayet yaşandı ve savcılar, yargı gibi kurumlar çalışmayacak mı? çalışmamalı mı?
6- patron zoruyla işe gitmek zorunda olanlar. evet ne yazık ki çevremde bu durumu gözlemliyorum. bazı firmalar uzaktan çalışmayı teşvik etse de, halen birçok firma aktif şekilde çalışıyor. mesai saatleri biraz daha kısıtlandı ama sistem devam etmekte. ve bu panik ortamında kimse keyfinden işe gitmiyor. insanlar ailelerine bakabilmek için işe gidiyor ne yazık ki.
ezcümle; evet mümkün olduğu kadar insanlar sokağa çıkmamalı. buna bütün yüreğimle katılıyorum. hatta devletin insanları evde tutmak ve salgının daha hızlı yayılmaması için birçok önlemi alması gerektiğini de düşünen biriyim. ama 80 milyon insan eve tıkılın diyemezsiniz. derseniz salaksınız.
yapılması gereken ise mümkün olduğu kadar fazla insanı evde kalmaları için teşvik etmek ve özel sektördeki insanların üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışmak. zamana yaymaya çalışıp salgının etkilerini minimuma indirmeye çalışmak.
son not: hiçbirinizin kaçarı yok. herkes bu virüse eninde sonunda yakalanacak. bari süreç uzasa da hastaneler hemen kitlenmese, belki o zamana kadar tedavi daha netleşir ki bu konuda umut verici gelişmeler mevcut.
edit: birçok mesaj aldım ona binaen ufak bir ekleme. yukarıdaki entrydeki saydırmalar tamamen 80 milyonu komple izolasyona çekelim mantığındaki insanlar içindir. yoksa mümkün olduğu kadar geniş kapsamlı bir sokağa çıkmama benim de desteklediğim bir şeydir.
"öncelikle dikkat çeksin diye böyle yazdım."
aferin (bkz:
iyi bok yedin)
sgklılara aylık 3000tl verilerek gayette kolaylıkla yapılabilecek yasak. koskoca türkiye için bu hiç önemli bir meblağ değil.
hangi parayla halk evde oturacak kardeşim
ülkede yasak gelse de;
bir madencinin hiç unutulmayan bir sözünü tekrar hatırlatmak isterim… “aşağıda ölüm var ... aşağıdaki ölüm olasılık, yukarıdaki açlık kesin”.
kaç kişinin birikimi var ? banka kredisini zor bela ödüyor herkes, ötelemeye de ciddi faiz biniyor, ki zaten 1.ötelenen taksidi bile ödeyemeyiz çoğumuz, bi çok günlük çalışan şöför, vale, garson, işçi ne olacak
çok değerli bir zaman diliminde erken bir şekilde yapamadıkları yasak yüzünden salgın şu an kontrolden çıkmış gözüküyor. kaybedilen her dakika her saat çok önemli. evde kal çağrısna uymayan umreden yurt dışından gelip 14 gün kuralına uymayan biz evde sıkılıyoruz napalım diyen bir sürü şımarık varken ağır cezalar ile yasak derhal getirilmeli
şu an vaka sayısında dünyadaki 14. ülkeyiz ve hala sokağa çıkma yasağı yok
coronavirus'ün yayılma hızını düşürmek gerek tabii.
alınmaması durumunda vaka ve ölüm sayısının katlanarak artmasına sebep olacak karar.evet, sokağa çıkma yasağı ekonomik olarak orta vadeli yıkım demek ama aksi de felaket olacak.
ilk vakaların ortaya çıktığı 11 mart'tan itibaren 14 günlük bir sokağa çıkma yasağı ilan edilseydi belki de şuan çok farklı bir noktada olabilirdik.
mesela şuan sadece 15 gün önce virüs ile enfekte olan insanları iyileştirmek için uğraşıyor olurduk.
kendi ohal'imizi ilan edecekmişiz. biz acaba hangi gelişmişlik seviyesinde bir ülkeyiz de, kendi kendimize ohal ilan edebilecek bilince sahibiz! vatandaşını tanımayan bir devletten de başka bir açıklama beklenemezdi zaten.
daha fazla geç olmadan s o k a ğ a / ç ı k m a / y a s a ğ ı ilan edilmeli!
sokağa çıkma yasağı var dediğiniz ülkelerde uygulanan sistem kısmî tecrit. tamamıyla tecrit uygulanan bir ülke yok bu bir.
çok katı bir şekilde sokağa çıkma yasağı uygulanmasını almanya, fransa gibi devletler bile kaldıramayacağı için bölgesel yasaklar uyguluyorlar, kaldı ki türkiye'nin bu tarz bir yasak uygulamasını beklemek abes (bilimsel açıdan gerekli olsa dahî). üstelik insanların sokaklardan tamamen çekilmesi için aylık kazançlarını ceplerine koymaları şart, e biz de almanya gibi 600 milyar euroluk bir fon ayıramayacağımıza göre böyle bir şeyi sağlamamız da mümkün değil bu da iki.
sonuç olarak devletlerin aklı şöyle çalışıyor;
hasta olacak insan sayısı ve bunun devlete maliyeti= a. ekonominin durmasıyla oluşacak finansal hasar = b.
b=>a olduğu sürece düşündüğünüz gibi bir tecrit uygulanamayacaktır. insan hayatı önemli ama gelecek nesillerin yaşayacağı şartları da düşünmek önemli. hayat sadece şu andan ibaret değil.
yazdıklarım belki sizi rahatsız edecek ama bu işler böyle yumurta kapıya dayandığında çözülebilecek işler değil. normalde osuruktan mevzular yüzünden birbirini yiyen devletler, sidik yarışı yapar gibi silahlanma yarışı yapmak için devasa bütçeler harcamak yerine insanların hayat kalitesine katkı yapacak organizasyonlara ve ileriye dönük koruyucu sağlık sistemlerine yatırım yapsalardı, bu olay bu şekilde bir krize dönüşmezdi. aksi halde böyle balistik füze yapıp nokta atışı hedef vurursunuz ama nokta kadar bile olmayan bir virüs gelir, o füzenin düğmesine basacak elleri evlere hapseder.