roman yazmak
Previous / Next (3) - Last Page (29)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

işten güçten kendimi veremediğim eğlence.
1 favorites - -
hikaye çatısını iyi kurmakla başlar. sonra yavaş yavaş örmeye başlarsınız duvarları neyn.
3 favorites - -
roman yazmaya başlamadan önce belirlemeniz gereken en önemli konu hikayenin nasıl başlayıp nasıl biteceğidir. eğer kervan yolda düzelir diyerek ya allah diye yazmaya başlarsanız sayfalar arttıkça konunun kördüğüme döndüğünü ve saçmaladığınızı fark edersiniz ki bunun en büyük örneğini türk dizi sektöründe görebiliyoruz. bizim dizilerde genelde 2. sezonun ortasında o güne kadar adını bile duymadığınız bir kız kardeş, ölen bir eski sevgili, üvey baba falan çıkar ortaya. ancak siz en baştan romandaki ana karakterleri ve onları hayat hikayesini belirlerseniz bunlar başınıza gelmez.

ayrıca dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise şudur ;

roman her gün yazılmaz, hele günde 10-15 sayfa olarak hiç yazılmaz. siz kafanıza yazacağınız bölümü belirler sonra günde bir kaç sayfa olarak birkaç hafta içinde o bölümü tamamlarsınız. ardından romana bir iki hafta ara verirsiniz ki bir yandan zihniniz dinlenirken bir yandan da yazmış olduğunuz son bölümün hatalarını eksiklerini gidermeye vaktiniz olsun.

sözün özü, eğer yazma isteğiniz varsa asla kendinizi engellemeyin, uğraşamam bitiremem demeyin. çünkü yazmaya bir kez başladığınızda aslında bunun ne kadar büyük bir keyif olduğunu fark edeceksiniz.
14 favorites - -
inanılmaz bir serüvendir. zordur, ömür törpüleyicidir. her kelime de biraz daha kendine bağlar. bir kadını sevmek gibidir roman yazmak. ama en güzeli bitirebilmektir. işte o zaman o roman hayatın en değerli hediyesi olur.
4 favorites - -
sonuçta o da bir vatandaş, içimizden biri, yörük gibi, tatar gibi, muhacir , manav, laz, kürt, çerkez, dadaş, gibi, yazılır da çizilir de, okunur da!
1 favorites - -
meşaakatlidir.bu yüzden henüz bitirebildiğim bir roman yok bir sürü karalamaca var işte ya.
1 favorites - -
en büyük hayallerimden biri. nasıl istiyorum bilemezsiniz. yazmayı çok severim, aslında yazabilirim de fakat bir problem var; konu bulamıyorum! kelimlerle dans ediyorum, duyguları metne adeta işliyorum ama nedense devamı bir türlü gelmiyor. bulsam yazacağım. en azından yolumu bileceğim. klişe bir konu istemiyorum, dolayısıyla bir türlü beğenemiyorum.

aklıma başka şeyler de takılıyor. diyelim yazdım, nasıl yayınlayacağım? yayınevi'ne göndersem reddeder büyük ihtimalle, bir başyapıt yazmış olsam bile. sebebi elbette satamama korkusu. zarar etmek istemiyorlar. ama o dizüstü edebiyat kusmuklarını utanmadan basıyorlar; talep var çünkü. bu da beni sinir ediyor. insanların okudukları kitaplara bak. işte bu durum isteğimi köreltiyor.

tolstoy' un kitabıyla alay eden fındık beyinliler sosyal medyada pucca'yı güzelliyor. bu insanlar mı okuyacak kitabımı? büyük ihtimalle okumazlar. okumasınlar da. peki kim okuyacak?

olmuyor, olamıyor...
4 favorites - -
sekiz kere başlayıp bitirdiğim etkinlik.

hiç biri bir günde yazılmadı. en hızlısı bir ayda. ona da yetiştirmek zorunda olduğum için. ilkiydi. diğerleri dört ayla iki yıl arasında değişti. bazen yeterince çalışamıyorsunuz, bazen yazdıklarınızı beğenmiyorsunuz.

bence her gün düzenli çalışmak en iyisi. ister bir saat, ister bir sayfa. oturun yazın, sonra düzeltirsiniz.
2 favorites - -
"what if?" sorusunu doğru yerlerde soracak olursanız daha kolay başlayabileceğiniz yazı türü.

hayatın olağan akışında bir sürecin son unsurunu, tam tersi sayılabilecek kadar az rastlanan bir şeye çevirin, ardından olabilecekleri düşünmek çok daha kolaylaşır.

örnek: stephen king: normalde iletişim için kullanılan cep telefonlarından, bir gün ses yerine beyni ele geçiren sinyaller gelmeye başlar. herkes zombileşir. birisi de aynı dertten muzdarip oğlunu aramaya çıkar.

yine stephan king: adamın birinin çok sevdiği köpek ölür. gidip bir hayvan mezarlığına gömer. köpek orada kalacağına geri gelir. adam da sonra ölen oğlunu aynı mezarlığa gömer.

yani iyi dümendir. sadece fantastik değil, normal roman girişimlerinde de çalışır.
8 favorites - -
romanın içinde yaşamaktır. sabah uyandığında aklında o vardır. duş, en güzel sahneleri zihninde yaşadığın yerdir. araba kullanırken hayal ettiklerin yüzünden kazalar atlatırsın. metrobüste dinlediğin şarkılar zamanla hikayenin arka fonu olur. yazmadığın her saniye cehennem azabı gibidir. bakkala giderken bile ses kayıt cihazın yanındadır. bir gün her şey biter. bundan güzel öykü olur dediğin cümle bir üçlemenin ilk kitabı, temeli olmuştur. 24 yaşını doldurmadan bir gün önce ilk romanını yazmışsındır.

bundan sonra işin esas çetrefilli kısmı başlar. o çok güvendiğin, gerçekçi bilimkurgu deyip eşsiz bulduğun hikayen reddedilmeye başlar. okuttuğun kişiler çok beğense de yayınevleri beğenmez, kimisi değerlendirmeye bile almaz. hayattan soğursun. reddeden yayınevlerinin kitaplarını daha dikkatli okursun ve görürsün ki herhangi bir yayında köşe yazarlığı, editörlük vb. görevlerden birini yapmışsan veya birinin akrabası/kardeşiysen yazdığına bakılmadan eserin basılabilir. yazmaktan soğursun, içimi dökeyim der sözlüğe girersin.
11 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (29)