palm yağı
Next (2) - Last Page (30)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

gıda sektörünün içinden biri olarak hakkında yazılanlara ekleme yapmak istediğim yağ türü.

özellikle fmcg atıştırmalık ürünlerde yalnızca türk ürünlerinde değil dünyanın her yerindeki ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. çünkü bu yağın muadili ayçiçeği yağı değil soya ve hindistan cevizi yağı'dır. hindistan cevizi yağını atıştırmalıkta kullanmak, altın madenini alıp gazoz açacağı yapmaya benzer. alan bulunur elbet ama biraz fantezi bir ürün olur. soya yağı 'nı geçiyorum, gdo'suz soya'nın fiyatı hindistan cevizi yağına yakın. gdo'lu soya tüketeceğinize gidin çernobilin duvarlarını yalayın, her gün 30 kere mr çektirin, pil falan yiyin öğle yemeğinde daha iyi.

görece ucuz ve sağlıklı alternatif olarak ayçiçeği yağı var ancak ürün ayçiçek yağı ile üretildiğinde ürünün raf ömrü kısalıyor, bu sorunun üstesinden gelmek için de ürüne daha fazla katkı maddesi eklenmek zorunda kalındığı için bu sefer de katkı maddelerinin insan sağlığı üstündeki uzun vadeli etkileri artıyor.

daha geçtiğimiz hafta yaşadığım bir tecrübemi aktarayım;
ürettiğimiz bir ürün için danimarka'dan bir market zinciri bizimle irtibata geçti. ürettiğimiz ürünün en bilinen versiyonunu ispanyol bir marka üretiyor ve onlar da üretirken palm yağı kullanıyorlar. müşteri bize palm yağı olmayan versiyonunu aynı fiyata üretip üretemeyeceğimizi sordu. argemiz araştırma yaptı, sonuç şu: ürün %10 daha pahalı olur ve raf ömrü 18 aydan 6 aya iner.

zaten böyle handikaplar olmasa avrupa birliği çoktan yasaklamıştı bu yağı. en fazla yapabildikleri rspo sertifikalı palm yağı kullanmaya zorlamak üreticileri. çünkü asyalılar palm yağı işinde para olduğunu görünce ormanları kesip palm ağacı dikmeye başladılar. bu da hem doğal hayatı mahvediyor hem de yağmur ormanları yok ediyor.

peki ne yapılabilir?

öncelikle burada satış noktaları bazında bir değişim şart. yani ben değişimin orada başlaması gerektiğine inanıyorum. bugün debe'ye giren entry'de bahsedilen söz konusu markanın avrupa'da palm yağlı ürün satmadığı ama türkiye'ye palm yağlı ürün sattığı bilgisi bütün gerçeği yansıtmıyor. zincir market kendisi palm-free ürün istemiyorsa kimse kendisi böyle bir yükün altına girmez. böyle bir uygulama varsa muhtemelen bizdeki macrocenter benzeri temiz içerikli ürünler satan bir zincire özel durumdur. zaten avrupalı üreticinin kendisi kullanıyor palm yağını en başta.

bu durumun düzelmesi için marketlerin 18 ay raf ömürlü ürün istemeyi bırakması gerekiyor. ürünün raf ömrünü uzatmak; marketin depolama maliyetlerini düşürüyor, operasyonel yükünü azaltıyor, ıskartaya giden ürün miktarını azaltarak fireyi düşürüp marketin kârını arttırıyor. bir üretici olarak bu kadar uzun ömürlü ürün üretmek en başta bize zarar veriyor; sipariş dönüş hızı yavaşlıyor, müşteri raf ömrü problemi olmadığı için ürünü bizim depomuzda tutmakta bir beis görmüyor ve depo stoklarımız şişiyor, ürün ile ilgili sorumluluk süremiz artıyor. 1 buçuk yıl önce ürettiğimiz üründen birine bir zarar gelirse sorumlusu biz oluyoruz. elektronik ürünün bile garantisinin 2 yıl olduğu yerde gıda maddesine 1 buçuk yıl garanti vermek akıl işi değil.

ne yapılmamalı?

şimdi söyleyeceklerim sebebiyle debe'ye giren entry'deki markayla bir bağım olduğu düşünülmesin, aksine kendilerinin rakibi konumundayız. ancak spesifik olarak palm yağı konusunda aksiyonu üreticiden beklemek, apple'ın türkiye'deki fiyatları için bir şeyler yapmasını istemek gibi bir şey. tüketici bizden şekersiz, gluten-free, hindistan cevizi yağlı, tamamen organik ve hiç bir katkı maddesi içermeyen ürün talep ederse yarın hemen bu ürünü üretebiliriz. ancak siz o ürünü o fiyata alacak mısınız? bu tip butik ürünler üreten firmalar var, ürünlerini kalburüstü semtlerdeki organik dükkanlar ve macrocenter dışında bir yere satamıyorlar. çünkü çok pahalı ve sadece belli bir kesim alabiliyor bu ürünleri.

türk halkının ekonomik durumu iyice anlaşılmadan, tüketim alışkanlıkları dikkatlice analiz edilmeden sadece taleplerde bulunmak biraz hayalperest bir beklenti olur. gidip bim'de şarküteri reyonun önüne geçip kısa bir gözlem yapmanızı tavsiye ederim. bakın bakalım kaç kişi 85 liraya ısıl işlem görmüş piliç sucuk alıyor kaç kişi 500 liraya %100 dana fermente sucuk alıyor. halkımız fakir, en düşük maliyetle karnını doyurmanın peşinde bir çoğu.

"ama benim durumum iyi, ben temiz içerikli ürüne para verecek ekonomik seviyeye eriştim!"

harika, sizin adınıza çok sevindim. gerçekten. o halde macrocenter'a gidip aradığınız ürünleri alabilirsiniz. hatta bizim de orada temiz içerikli ürünlerimiz var. ama size söyleyeyim, toplam satışımızın içindeki payı %0,20 civarında bu ürünlerin. biraz daha alın almışken ki biz de argemizi ürünün fiyatını şişirmeden ve onu sağlığa zararlı hale getirmeden alternatif içerik çalışmaları yapmak için yormak yerine yeni inovatif sağlıklı ürünler geliştirmeye daha çok teşvik edelim.
226 favorites - -
kansorejen, kardiyovasküler hastalıklara neden olan zararlı yağ. avrupa'da kullanımı kontrollü iken türkiye'de içine konulmayan atıştırmalık yok. ülker avrupa'daki ürünlerine koymazken türkiye'de koyuyor mesela. çünkü kim takar türk insanı sağlığını?? geçen gün üşenmedim markette ülker, eti, torku vs 20 den fazla ürünün içeriğine baktım. içinde palm yağı kullanılmayan tek bir ürün bulamadım. acil abur cubur yemem lazım boyutuna gelmezsem içinde palm olan hiç bir ürünü tüketmeyeceğim. paket içeriği okuyun, yemeyin yedirmeyin.
74 favorites - -
doğal yaşam alanlarının doğrudan katledilmesine ve birçok hayvan türünün neslinin tehlikeye atılmasına neden olan yağdır. sırf "ucuz" diye bu 3. dünya ülkelerinden elde edilen boktan püsürükten yağ, paketli hemen her gıdanın içine sokulmaktadır. sattıkları ürünlerde açık açık "palm yağı" diyemeyenler ise kulağa daha dini, islami geldiği için "hurma yağı" gibi bir isimle de etiketlemektedir. bu yağ; gerek içeriğiyle, gerek elde edilme yöntemleriyle insan sağlığı açısından, gerekse doğa tahribatı nedeniyle tartışmalıyken sadece "para" kaygısıyla tabiri yerindeyse halka dayatılmaktadır.

nesli tehlikeye atılan bazı hayvanlar:
(bkz: sumatra kaplanı)
(bkz: orangutan): özellikle bornea ve sumatra orangutanları.
(bkz: fil): özellikle bornea ve sumatra filleri.
(bkz: gergedan): özellikle sumatra gergedanı.
(bkz: gibbon): endonezya'da yaşayan kuyruksuz maymunlar.
(bkz: malaya ayısı)
(bkz: ağaç kangurusu): papua yeni gine'de yaşayan türleri.
(bkz: tepeli devekuşu)
(bkz: afrika orman fili)
(bkz: şempanze): nijerya'daki türler özellikle.
(bkz: tamarin): güney amerika'da yaşayan beyaz başlı tamarin türleri.
ve daha nice irili ufaklı hayvan türleri.

yalnız hayvan türlerinin nesli değil, katledilen ormanlarla dünyada büyük bir çevre ve iklim sorununa da neden olmaktadır.

kaynaklar:
https://www.worldwildlife.org/…-palm-oil-production
https://phys.org/…ecimating-wildlife-solutions.html
https://www.theguardian.com/…e-to-stay-experts-warn
https://kb.rspca.org.au/…he-production-of-palm-oil/
https://www.iucn.org/…ief/palm-oil-and-biodiversity

özetle kullanmayın.
124 favorites - -
bir tur palmiyeden elde edilen sivi yagdir.ve bati dunyasindaki gavurca adlarindan biri de palm oildir. ve karbon emisyonlarinin azalmasinda rol oynandigi soylenen bu palmiyeden gelen yag ile ekonomisini tavana vurduran ozellikle malezya ve endonezya nin tum gucuyle tropik ormanlardan hergun binlerce metrekareyi yok ederek orangutanlarin var oabiecegi yegane dogal habitatlarini yok edip onlarin soylarinin dibine kibrit suyu dokturen, bati dunyasina ait global gida sirketlerinin isine geldigi icin onlara pek ucuza gelen cagimizin en modern yagidir.

evet, bu yag sayesinde zaten turleri hizla tukenmekte olan orangutanlarin koku en fazla bes yila kadar yok olacak !!!!!
89 favorites - -
nutella'dan vazgeçilmesine neden olan yağ türüdür.

ormanları, ağaçları, orangutanları nutella'dan çok daha fazla sevdiğim kesin çünkü.
20 favorites - -
ne kadar lezzetli bisküvi, gofret ve çikolata gibi şey varsa onun içinde bir şekilde rastlanmaktadır. lezzet ve fayda tam olarak ters orantılıdır. palm yağı, vücudumuza, immun sistemimize yavaş yavaş ağır hasar vermekte olup ne kadar uzak durulursa o kadar iyidir.
47 favorites - -
malezya’dan ithal edilen bu yağlar ucuz olması nedeniyle ülkemizde satılan margarin ve bitkisel yağların içine karıştırılırlar. palm yağları bitkisel kökenli olmasına rağmen yüksek miktarda doymuş yağ asidi içerdiğinden sağlığımızı ciddi anlamda tehdit etmektedirler. palm yağındaki doymuş yağ asiti oranı %44,3 iken, ayçiçeği yağındaki oran sadece %7 ‘dir. yağda doymuş asit oranının yüksekliği ise kalp ve damar hastalıklarına yol açar.
21 favorites - -
madem gündeme geldi meraklısına biraz bilgi vermek isterim. son yıllara kadar bitkisel yağ üretiminde ilk sırayı alan soya, günümüzde yerini yağ palmiyesine bırakarak ikinci sıraya yerleşmiştir.

avrupa normlarında yılda yaklaşık 24 kg yağ tüketildiği takdirde sağlıklı bir beslenmeden söz edilebileceği vurgulanmaktadır.
2006 yılı verilerine göre kişi başına yıllık yağ tüketimi:
abd’de 49 kg,
avrupa birliğinde 51 kg,
çin’de 18 kg,
sudan’da ise 10 kg’dır.
türkiye'de kişi başına yıllık toplam yağ tüketimi konusunda değişik kaynaklarda farklı sonuçlar vardır ancak ortalama olarak ifade etmek gerekirse, kişi başına ortalama 19 kg/yıl olduğu tahmin edilmektedir.
bu 19 kg’ın 3 kg’ını zeytinyağı ve tereyağı oluşturmaktadır.

2011 yılı dünya bitkisel yağ üretimi sıralaması (milyon ton) fao

1. palmiye (49.4)
2. soya (41.6)
3. kolza (22.3)
4. ayçiçeği (13.3)
5. yerfıstığı (5.3)
6. pamuk (4.9)
7. hindistan cevizi
8. zeytinyağı (3.4)
9. susam (1)
10. keten (0.5)
11. aspir (0.1)

bununla birlikte ülkemizde hem ham yağ hem de yağlık tohum ithalatı söz konusudur . tüik verilerine göre 2011 yılı itibariyle 2.3 milyon ton yağlı tohum; ve 1 milyon ton da ham yağ ithal edilmiştir.
yurt dışından yağlı tohum olarak en fazla sırasıyla soya, ayçiçeği ve kolza ithal edilmiştir. ham yağ olarak ise sırasıyla palmiye, ayçiçeği, mısır ve soya yağı satın alınmıştır.

bu kısım meraklısı için; yağlar hakkında biraz teknik detaylar...

bitkilerinden elde edilen yağların yemeklik kaliteleri(yaygın olarak gıda sektöründe değerlendirildiği için buradan giriyorum, diğer sektörlerde ki kalite standartlar farklıdır) önemli ölçüde farklılık göstermektedir. yağların kalitesini belirleyen temel özellik yağ asidi kompozisyonudur. çok sayıda (1000’in üzerinde) yağ asidi olmakla birlikte bunlardan 20 tanesi ticari değere sahiptir.
bitkilerde en fazla bulunan yağ asitleri palmitik, oleik, linoleik, stearik ve linolenik asitlerdir.

bildiğiniz gibi bu yağ asitlerinin bazıları doymuş, bazıları ise doymamış yağ asitleri olarak ifade edilmektedir. doymamış yağ asitleri yönünden zengin olan yağlar kaliteli ve sağlıklı yağlar olarak kabul edilir.

buraya dikkat ediniz, palmiye yağının bileşimini saptamak için önemli.

önemli doymuş yağ asitleri : stearik, palmitik, myristik ve laurik asitlerdir.

önemli doymamış yağ asitleri : oleik, linoleik ve arachidonik asittir.

lisede öğrendiğimiz üzere yağlar doymuş ve doymamış yağlar diye iki ayrılıyordu. burada size biraz daha detay vermek istiyorum.

1- doymamış yağlar: çift bağa sahip yağ asitlerini içeren yağlardır ve oda sıcaklığında sıvı halde bulunurlar. bir başka ifadeyle sıvı yağlar doymamış yağ asitleri yönünden zengindirler. bunlar çoklu ve tekli doymamış yağlar şeklinde bulunmaktadır ve kandaki kolesterol seviyesini düşürürler.

1.a tekli doymamış yağlar: fazla miktarda tekli doymamış yağ asitlerini içerirler. tekli doymamış yağlar bu ismi karbon zincirinde bir çift bağın bulunması sebebiyle almıştır.

zeytinyağı, kanola yağı, yerfıstığı yağı ve bir ölçüde soya yağı tekli doymamış yağlardandır. bunlar yüksek oranda oleik asit içeriler.

1.b çoklu doymamış yağ asitleri; kandaki ldl (düşük yoğunluklu lipoproteinler; kötü kolesterol) ve hdl (yüksek yoğunluklu lipoproteinler) seviyesini düşürmektedir. susam, ayçiçeği, aspir, mısır gibi bitkiler ve balık yağı çoklu doymamış yağ asitleri yönünden zengin durumdadırlar. bunlar oleik ve linoleik asitçe zengindir.

2-doymuş yağlar: doymuş yağ asitleri yönünden zengindir ve kandaki kolesterolü artırırlar. hindistan cevizi ve palmiye yağı, et, tereyağı, krema, peynir, çikolata, pasta kek ve bisküvi, süt, yoğurt gibi gıda maddeleri doymuş yağları ihtiva ederler.

tropikal yağlar (palmiye ve hindistan cevizi yağı) laurik asit ve palmitik asit yönünden zengin oldukları için doymuş yağ verirler.
bitkisel yağlar içinde en fazla doymuş yağ içeren palmiye yağıdır.

*********************************
şimdi canlar benim nacize önerim bildiğimiz gerçeklerden çok farklı olmayacak. ülkemiz, daha 3-5 sene evvel dağ-taş zeytin ağacı ne olmuş yani? denilerek zeytinliklerin katledildiği bir ülke. bu beyefendilerin yönettiği ülkemiz milyar dolar seviyesinde ham yağ ve yağlık tohum ithal etmekte. fakat bilim bize şunu demektedir; o gözünün yaşına bakmadan kestiğin zeytinlikler dünyanın en kaliteli ve sağlıklı yağını içeriyor ve sen bir katilsin...

*****************************

son!

edit: daha evvel aldıkları ürünlerde palmiye yağı olup olmadığına dikkat eden yazarlar ve şimdiden itibaren alacakları ürünlerde palmiye yağı yoklaması yapacak olan yazarlar bu başlığa bildikleri markaları yazarlarsa kolektif bir bilinçlenme elde edebiliriz. yediğiniz cipsler, un mamülleri, içecekler vs. bildiğimiz markaları yazarak tercihlerimizi daha sağlıklı yapma imkanı bulabileceğiz.
53 favorites - -
sabah hunharca simit, poğaça, açma börek yiyenlerin eleştirdiği yağ. sayın pek cahiller, o yediğiniz ürünlerin hepsinde palm yağı var ve oran %20 den aşağı değil. şimdi gidip sorsanız üretici bir fırına abi palm yağı ne derler, ama bunların kullandıkları hunharca kullandıkları bitkisel susuz yağ en aşağı %60 palm yağı ve diğer yağların karışımından oluşur. ha ayrıca yediğiniz top kekler, bisküviler, vb. yani endüstriyel gıda bu yağ üzerinden döner.

o mc donalds, burger king patates kızartmalarında ne yağı var sanıyorsunuz veya kova kova tavuklar neyde kızarıyor sizce. hatta size başka bir şey anlatayım, o mis gibi tereyağ kokuyor dediğiniz restoranlarda kokan şey tereyağından ziyade içine tereyağı aroması konulmuş palm yağından başka bir şey değil. memlekette en çok satılan gıda aromasının tereyağı aroması olduğunu da bilgilerinize sunayım.

unipro bu alanda sektör tekelidir. inanın ki her gün 3 tır giren palm yağı en aşağı 5 tır yağ olarak çıkıp iç pazarda tüketiliyor, gerisini siz düşünün. ayrıca ufak firmalarda tanker tanker yağ taşıyıp dolduruyorlar bunları. bakın istisnasız her börekçi, simitçi, kebapçı, pideci, catering şirketi bu yağı kullanıyor. ha çoğu bilmeden kullanır ama kullanıyor.

yani burada palm yağına atıp kesen ama dışarıda yemek yiyen herkes iki yüzlü bence. çünkü palm yağı zararlıysa ki öyle dışarıdan yediğiniz her maddenin içinde emin olun bu yağ var.
43 favorites - -
belli bir sıcaklık seviyesinin üzerine çıkan her yağ kanserojendir. o yüzden kızartmaları yüksek sıcaklığa dayanıklı yağlarda ve mümkünse yağı bir kez kullanarak yapın derler. muhtemelen bu yağında yüksek sıcaklık kimyasal işlemlere tabii tutulduğu tüm ürünler kanserojen etkiye sahiptir.

daha önce margarin ve gıda fabrikasında çalışmış bioteknoloji yan dallı bir kimya mühendisi olarak size bir sır veriyim mi? paketlenmiş tüm ürünler koruyucu kimyasallar içerir ve e330 ,exxx falan diye kodlu tüm bu ürünler vücuda yabancı ürünlerdir haliyle kanserojendir.

vücut doğal olmayan hiç bir ürünü tam anlamı ile sindiremez. bu ya vücudunuzda kilo olarak kalır. yada hücreleriniz bunlarla apansız bir savaşa girer çünkü istenmeyen besinlerdir. dolayısı ile hem zayıf kalmak hem de sağlıklı olmak istiyorsanız paketlenmiş hiç bir ürünü tüketmeyin.

not: ben yapamıyorum ama belki siz yaparsınız. ne demişler dediğimi yap, yaptığımı yapma.
24 favorites - -
Next (2) - Last Page (30)