"pamuk'un şu kadarcık entelektüel namusu ve cesareti varsa ödülü reddetmeli."
(bkz:
alev alatlı) / (yazar)
ütopik bir kampanya, basarili olabilmesi icin retciligi istenen kisiye elle tutulur argümanlar getirmek gerekir. bu konuda kemal kerinçsiz daha pragmatik düsünmüs. isi kampanyalara birakma yerine kollari sivayip harekete gecmis, „nobel akademisi’ne dava açacağız“ demis, isvec’e gidecekmis. kim bilir, güclü avukatlar sayesinde belki sansini arttirabilir. ama gene de yas hikaye bence. hadi tutmazsa?
biz en iyisi 10 aralikta (ödülllerin verildigi gün) stockholm’da olmak üzere isvec’e bir sefer düzenleyelim, krallik sarayini, akademi binasini -tören nerede yapiliyorsa artik- kusatalim (avrupa’daki vatandaslar da katilmaya dünden hazir), topa tutalim ki cil yavrusu gibi dagilsinlar (osmanlinin kim oldugunu bilirler). sonra... sonra iceriye girip ödülü ele gecirelim. böylece orhan pamuk da havasini alsin.
nobel ödülü, gerek edebiyatta gerekse kimya, barış, fizik gibi diğer dallarda objektifliği tartışılır bir ödül. fizikçi stephen hawking, bugün evren hakkında ne biliyorsak çoğunu borçlu olduğumuz bir bilim adamı. kara delik, paralel evrenler kuramı gibi çalışmalar sahibi. einstein’dan sonra yüzyılın en büyük fizikçisi... ama nobel’i yok… çünkü hıristiyanlığı eleştiriyor, materyalizmi eleştiriyor, hatta islamiyet’e yakın göndermeler yapıyor makalelerinde… edebiyat ödülü alanların listesine bakarsak, çoğu fazla tanınmamış insanlar… hatta bazılarının asıl mesleği yazar bile değil. genelde politik görüşler belirliyor ödül sahibini. geçmişte ödül alanların çoğu ülkesinden tepki görmüş, kovulmuş, sürgün edilmiş insanlar. orhan pamuk da ülkesinde neredeyse reddedilecek konuma gelmiş bir yazar olmuştu son açıklamalarından sonra.
kaldı ki sadece nobel değil, sanatsal anlamda verilen her ödülün anlamsız olduğuna inanıyorum (oscar, grammy…). çünkü edebiyat da, müzik de, sinema da kişisel beğeni ve zevk meselesidir. hiçbir kurum kimin iyi olduğuna karar vermemeli. orhan pamuk iyi yazar, peki yaşar kemal değil miydi? onun neden nobel’i yok, defalarca aday gösterilmesine rağmen? ya da çehov? tolstoy gibi bir yazar hayattayken bu ödül rené françois armand prudhomme diye fransızların bile adını bilmediği mühendislikten bozma bir şaire gitmiştir.
her şeye rağmen dünya’da itibarlı bir ödül olan nobel’in türk edebiyatına katkısı olur mu olmaz mı zaman gösterecek ama asıl gelmek istediğim konu bu ödülü almayı reddetmekle ilgili. orhan pamuk için de “reddetsin” gibi sesler yükseliyor ama ödülü alacağını açıkladı, yani geri dönüşü yok. ödül kazanan belli olunca, kazanan kişiyi isveç’ten arıyor ve ilk soru olarak ödülü kabul edip etmediğini soruyorlar. tarihte nobel edebiyat ödülü’nü iki kişi reddetmiş. birisi boris pasternak, ama baskı sonucu reddetmiş. diğeri ise kendi iradesiyle reddetmiş ve çok bilindik bir isim… büyük var oluşçu filozof jean-paul sartre. zira nobel’i reddetmek her babayiğidin harcı değil çünkü edebiyat dünyasında ömür boyu taşınacak bir etiket ve iyi bir para ödülü (1,3 milyon dolar) var işin ucunda. nobel alan edebiyatçı artık world-class bir yazar oluyor, her anlamda ihya oluyor. reddetmeye gelince… yeterli cesaret ve irade sahibi ise bir yazar, belki paradan ve etiketten oluyor ama adı altın harflerle tarihe yazılıyor. unutulmaz oluyor, efsane oluyor… tabi reddetmek o kişinin fikri ve görüşleri içersindeyse... orhan pamuk almasın demiyorum alsın tabi, hak ettiğini düşünüyorsa alsın ama reddedebilmek de çok büyük bir erdem. sartre, “ben eserimi yaratırken yeterince ödül aldım. nobel bana bir şey katmaz, tam aksine beni aşağıya çeker. nobel ödülü, tanınma peşinde olanlar içindir. ben, yaptığım her şeyi severek yaptım, en güzel ödül buydu” diyerek reddetmiştir mesela. benzer bir hikâye de kraliçe tarafından sir unvanı ile onurlandırılmak istenen bernard shaw ile ilgili. shaw reddederken, “bernard shaw olmak yeterli onurdur” demiştir.
kısacası ödülü kabul etmek, yazar yaşadığı sürece onu yüceltecek, tatmin edecek, her konuda rahatlatacak bir şeyken, reddetmek iste bir anlamda dünya malından feragat etmek ama adının yüzyıllarca onurla anılması demek. nobel almak bir yazarı dünya’daki tüm yazarlardan ayırıp, ödüllü yazarlar listesine sokan bir olayken; reddetmek ise yazarın adını alıp bu listenin de
üstüne yazmaktır.
nobel jurisini ciddi ciddi dusunmeye baslatmis kampanyadir. alinan haberlere gore, juri su sekilde konusmaktadir.
"... bu turklere bir iki nobel odulu daha versek bunlar dagilir..."
(bkz:
bir provokasyon araci olarak nobel odulu)
abesle istigalda önde gitmek bayrak sallamaktir. zira dünya kamuoyunun bu ödüle yüklemis oldugu edebiyatin payitahti konumu gecerliligini korurken, ben edebiyat yapiyorum diyen bir sahsin söz konusu ödülü reddetmesi için mangal gibi yürege, boncuk gibi de büzüge sahip olmasi gerekir ki, bu durumda sen degil kampanya,
hisseli harikalar kumpanyasi düzenlesen bos...