zeytin ağacını onurlandıracak bir iltiması yansıtan ve ona diğer tüm ağaçlar arasında öncelik tanıyan bir motto: ''zeytin bütün ağaçların ilkidir...''
''efsaneye göre
havva ile birlikte yasak meyveyi yiyerek cennetten kovulan
adem, 930 yaşındayken öleceğini hisseder ve tanrı’dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir.
bu konuda oğlu
şit’i (şit: kuran’da ismi geçmeyen peygamberlerden biridir. adem’den sonra dünyaya gönderilen ikinci, dünyada doğan ilk peygamberdir. yahudi, hristiyan ve islam inancına göre adem peygamberin üçüncü oğludur.
kabil’in
habil’i öldürmesinden 5 yıl sonra doğmuştur. diğer kardeşlerinin aksine şit ikiz olarak değil, tek başına doğmuştur. şit'in bir ismi de
şis'tir. şis, ibranice allah’ın hibesi anlamına gelmektedir.) görevlendirir ve onu cennet bahçesine gönderir.
bahçenin bekçiliğini yapan melek şit’in duası üzerine iyi kötü ağacı'ndan aldığı üç tohumu ona verir ve babasını gömmeden önce tohumları onun ağzına koyması gerektiğini söyler.
adem kısa bir süre sonra ölür ve tabor dağı (
tabor dağı: israil'in kuzeyinde, eskiden galile olarak anılan ülkede yer alan bir dağ) yakınındaki
hebron vadisi’ne gömülür.
adem’in gömüldüğü yerde yeşeren üç ağaç zeytin, sedir ve servi’dir. tanrı ve insan arasında barış sağlanmıştır. zeytin ağacının yetiştirilmesi ve bakımı oldukça zordur.
ama zeytin ağacı, insanoğlunun bu tabor dağı emeğinin karşılığını cömertliğiyle öder.
*''
ve güzel bir yunan mitolojisi daha:
'' yunanistan'ın güneyindeki küçük yarımadaya isim verilecekti. zeka tanrıçası
athena, şehri kuranlara akıl ve zekayı kendisinin verdiğini ve bunun için kendi isminin verilmesini istiyordu. deniz tanrısı poseidon ise mısır'dan gelen deniz yolu olmasaydı şehrin kurulamayacağını iddia ederek, kendi isminin verilmesinden yanaydı. poseidon ve athena anlaşamayınca, baş tanrı
zeus işe karıştı ve '' ikinizden hanginiz insanlığa elverişli ve faydalı bir iş yaparsa, bu şehre onun adı verilsin...'' dedi.
tüm tanrıların bulunduğu bir müsabakada
poseidon, üç dişli yabası ile deniz kıyısındaki bir kayaya hızlıca vurdu ve oradan vahşi bir at çıktı, kişneyerek gitti.
sıra athena'ya geldiğinde o, yaldızlı mızrağını yavaşça yere dokundurdu; ordan dalları olgun meyvalarla dolu, gümüş yapraklı , güzel bir zeytin ağacı çıktı ve dalları barışın sembolü oldu.
tanrılar savaş meydanlarında harp arabalarını çekecek bir at yerine faydalı bir zeytin ağacını, barışı da temsil etmesi dolayısıyla alkışladılar ve şehre
athena (bkz:
atina) ismini verdiler. ''