odin den ivana denisoviça

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

yaz günü beni iliklerime kadar üşüten bir roman. baskıcı stalin döneminin iç yüzünü gözler önüne seren, insan hayatının ne denli önemsiz olduğunu gösteren roman.

komünizm güzellemeleri yapanların ve pembe hayaller satanların okuması gereken bir kitap. işin aslının ne kadar başka olduğunu gösteriyor. özellikle de pos bıyıklı amca stalin döneminin ne kadar acımasızca olduğunu gözler önüne seriyor.

toplama kampları, hapishaneler, hücreler, ağır cezalar ve işkenceler. insan onur ve haysiyetinin ayaklarına altına alındığı toplama kampları, ivan denisoviç'in bir gününü anlatıyor. bir gün uzayıp gidiyor, gün asra bedel oluyor. öyle bir gün oluyor.

kitaba denk gelirseniz mutlaka alın, mutlaka okuyun. hem rus edebiyatına hem de sovyetler dönemine daha realist bir açıdan bakmanızı sağlayacak bir eserdir.
0 favorites - -
— hey, kaptan, okumuş adamsın sen, söyler misin, ay eskiyince nereye gider?
— nasıl nereye gider? öf be, amma cahil, adamsın sen de. ay her zaman yerinde durur, fakat biz onu göremeyiz.
şuhov gülerek başını iki yana salladı:
— göremediğimiz bir şeyin yerinde durup durmadığını nerden anlayacağız?
— yani sana göre her otuz günde bir yeni bir ay mı doğuyor?
— neden olmasın? her gün bu kadar insan doğduktan sonra, dört haftada bir ay doğmuş, fazla mı?
— hadi be, sen de. çok salakça laflar işittim ama bu kadar değil! peki, aylar nereye gidiyormuş bakayım ?
— işte bunu ben sana soruyorum! dedi şuhov sırıtarak.
— hadi, sen söyle de öğrenelim bakalım!
şuhov içini çekti, fısıldayan sesiyle:
— bizim orada tanrı'nın eski ayı kırpıp kırpıp yıldız yaptığına inanırlar.
kaptan gülmeye başladı:
— tüh, ulan dağdan inmeler! salaklığın bu kadarı da fazla doğrusu! bu duruma göre tanrı'ya da inanıyorsun, öyle mi, şuhov?
— o da ne biçim laf? gökyüzünde gürlediği zaman inanmayıp da ne yaparsın?
— peki, tanrı bunu neden yapıyor?
— neyi?
— eski aydan yıldızları canım!
şuhov susarak omuz silkti:
— bunu anlayamayacak ne var? zamanla düşen yıldızların yerine yenilerini koymak için...
1 favorites - -
henüz okumaya şans bulduğum roman. geçmiş günler eleştirisi yanında bugün hayatta neler elde ettiğimizi de sorgulatıyor. kimimiz dünyada hapsoluyor yaşadığımız için tanrıya dua ediyor, kimimiz hayat adına hiçbir adım atmıyoruz. bu kitap hayatından kopmasına rağmen insanlar için adım atan, aynı şekilde mahvolmuş sistemde küçük şeylerle bile (o kadar küçük ki dile getiremiyorum) bir mahkumun hikayesi. harika bir betimleme gerçekten. almam gereken hazzı aldım.
1 favorites - -
muazzam bir kitaptır. askerlikte hem askeriyeye alıştığınız hem de önünüzdeki günlerin asla bitmeyeceğini düşündüğünüz bir an vardır. işte tam o sırada okuduğum bu kitap bende ayrı bir etki bırakmıştır. üstüne pandemi sebebiyle çarşılar da iptaldi.
1 favorites - -
gerçekten bir gün gibi aralıksız akıp giden bir novella. insan kendini shukhov'un yerine koymakta, onun ve 104 nolu squad'ın gündelik dertlerini anlamakta hiç zorlanmıyor.
1 favorites - -
bir arkadaşın da dediği gibi, 30 derece sıcaklıkta okursanız bile iliklerinize kadar üşüten gün, roman, eser.

hele stepte esen buz gibi sibirya soğuğuna sırtını dönerek çalışmanın bile lüks olduğu kısmı efsanedir.

bu arada belirtmek gerekir ki yaşananlar stalin dönemine özgü bir olay değildir. stalin'in anasını skyim, stalin savunmak için demiyorum, bolşevikler* iktidarı ele geçirir geçirmez goyime bu muameleyi layık görmüşlerdir.

stalin öncesi zulümler için:
(bkz: arhipelag gulag)
bu da sarı yıldız marı yıldız ne diyo la bu diyecekler için gelsin, eser sahibinin nedense bir türlü basılamayan son kitabından alıntı:
görsel
https://cdn.eksisozluk.com/2025/2/17/i/ixegueh8.jpg
4 favorites - -
ortamlarda övülmesi son derece sakıncalı bir kitaptır. kitabı övdüğünüz takdirde bunun bazı sonuçları olacaktır. biliyorsunuz etraf stalintaparlarla dolu. bir kafe ortamında hatun düşürmek için bu kitaptan bahsettiğinizde, o ana dek sizi ilgiyle dinleyen güzel hatun kişisi bir anda korkunç bir canavara dönüşerek size olmadık küfürler sayabilir ve siz de kafanıza ağır çantayı yiyip ivan denisoviç'in halinden daha beter vaziyetlere düşebilirsiniz.

solcuların çoğu stalintapardır. sağcılarsa kitap okumadığı için, kitaptan bahsetmeniz onlar için de pek bir şey ifade etmez. dolayısıyla bu kitap övülemez, övülmesi teklif dahi edilemez. ne okuduysanız içinizde saklaycaksınız artık, yapacak bişey yok.
0 favorites - -
sabah gazetesi'nin nobel ödüllü kitaplar serisi dağıttığı yıllar... benim ilkokul yaşlarıma tekabül ediyor. hatırlıyorum, mütevazı kütüphanemizde mevcuttu bu seri. ama soljenitsin, şüpheli yazardı. orta sınıf, merkez sağ eğilimli demokratımsı bir ailede büyümüş bacak kadar çocuğun bile kulağına yarım yamalak çalındığı üzere faşistti, amerikan uşağıydı, ajandı bu yazar! birileri bizim adımıza o şekilde düşündüğüne ve gerekli kararları verdiğine göre muhakkak şerefsizin tekiydi herif. okunur muydu hiç? şimdi aradan geçen 30-35 yıldan sonra aklıma düştü, okudum. utanarak, sarsılarak okudum. bitince, merak edip başlığına neler yazılmış diye göz gezdirdim, hâlâ "karşı devrimci ve amerikan uşağı" olduğunu düşünenler ve itibarını reddedenler var.. sovyetler dönemini, binlerce kilometre öteden ve aradan geçen bir asırdan sonra bile hayatının en verimli yıllarını, ailesini, sağlığını çürük bir sisteme feda eden milyonlarca kurbandan daha sağlıklı okuyabildiğini düşünen ne çok insan var hâlâ. bu denli sarsılmaz bir ideolojik angajmana her zaman şaşırmışımdır.

--- spoiler ---
“besin denetleme memuru hiçbir iş yapmazdı. oturup seyretmekti onun işi. lapa pişer pişmez iyi tarafından besin denetleyicisine bir çanak lapa! bir çanak da aşçının kendisine! o günkü nöbetçi kolbaşı gelir, pişen yemeğin hükümlülere “yedirilebileceğine” karar vermek için bir çanak dolusu lapayı alıp tadına bakardı. ondan sonra da ikinci bir çanak!”
--- spoiler ---

--- spoiler ---
“üst-ijme’deyken şuhov iki kere paket almıştı. sonra karısına yazarak bir daha yiyecek göndermemesini istedi. yarı yarıya azalarak eline geçen yiyecekleri niçin çocukların boğazından kesip gönderecekti ki?…”
--- spoiler ---
1 favorites - -