milliyetçiliğin iç yüzünü gözler önüne serme iddiasındaki önermedir.
milliyetçilik çıkışı itibarıyla saldırgan bir ideolojidir. temel amacı, kendinden olmayanı ötekileştirmek, farklı etnisiteleri asimile etmek, hakim olduğu toplumda korku kültürünü yaymak ve bu sayede kontrolü daha kolay bir toplum yaratmaktır. milliyetçilik zehiriyle ağılanan toplumlar birbirine yabancılaşacak ve bu sayede insanlar arasında global bir bölünme yaşanacak, ve sonuçta içerde çekirdek aile, dışarıda milliyetçilik zehiriyle sınırlanmış, kontrolü bir kaç küçük fitilin ateşlenmesine bağlı şuursuz güruhlar hasıl olacaktır.
gelelim işin toplumsal şizofreni kısmına. toplumlar, kültürel farklılıkların kendilerine milliyetçilik olarak empoze edilmesini bireyin içine düştüğü kimlik bunalımı sayesinde dipsiz bir şuursuzlukla kabul edebilirler. söz konusu kimlik bunalımı da, burjuva ahlakının, bireyi çekirdek aile yanılsamasını kullanarak itinayla yalnızlaştırması ile mümkün olmuştur.
işte bu noktada toplum, kendisine empoze edildiği şekilde başka toplumlara yönelttiği şiddeti içselleştirmeye başlar. bu içselleştirme elbette ki toplumun asli unsuru olan bireyde de kendini gösterecek, insanlar şiddet yüklü, patlamaya hazır meczuplar haline geleceklerdir. şizofreni de, hasıl olan şiddetin, milliyetçiliğin belirlediği öteki toplumlara kanalize edilememesi durumunda ortaya çıkar. hoşgörü asgariye inerken, toplum içinde linç kültürü hakim olur. trafikte birbirini boğazlayan, maç çıkışı sopalarla birbirine sorgusuzca saldıran, başka partilere oy veriyor diye birbirine ana avrat söven bireyler olağan hale gelir. aydınlar acımasızca eleştirilir. sözde tek millet, ortak köken bağlarıyla birbirine bağlı insanlar birbilerini yok etmeye baslarlar. daha sonra milliyetçilik dizginlenemez duruma gelecek ve gerçekleştiğinde de korkunç metamorfoz başlayacaktır: toplum inanılmaz bir biçimde şekil değiştirip ırkçılığa yönelir.
kültürünüze sahip çıkarken unutmamanız gereken bir şey var: milliyetçilik toplumsal şizofrenidir, uzak durun.