milliyetçiliğin, devletlerin kurduğu korku imparatorluğunu ayakta tutan bir çimento olması, onun, toplum içindeki bireyleri ve toplumları birbirine düşman kılan bir pseudo-kurtarıcı olduğu gerçeğini değiştirmez.
dahası milliyetçilik ezilen toplumların birleşmesinin önüne geçerek günümüzün asıl probleminin, kaynakların dengesiz paylaştırılmasındaki sınıfsal ayrılıklar olduğu gerçeğini de bir güzel gölgeler. toplumun geneline hakim olan bütün bu bölünmüşlük, akıl tutulması ve düşmanı başka yerde arayan şizofrenik ruh hali ise pek tabii ki gücü elinde tutan sınıfın işine gelecektir.
(bkz: insanlığı milletlere bölmek)