mehmet pişkin
Next (2) - Last Page (3)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

yıllar ne çabuk geçiyor...

o zaman da cok etkilenmiştim, az önce izledim hâlâ aynı. garip bir şekilde bu adamı çok iyi anlıyorum, sanki aynı ayakkabılarla yürümüşüz gibi.

arkadaşının doğumunu beklemişti bebeği korumak için, bu kadar ince düşünen insanların olayı bu işte, bu dünya hepimizi tüketiyor.
15 favorites - -
"ince bir insan olmak benim için çok önemliydi fakat...
o konudaki ışığı kaybettim açıkçası."

(bkz: o konudaki ışığı kaybettim açıkçası)
15 favorites - -
intihar olarak değerlendirilmeyen ölüm şekilleri nelerdir? diyelim emniyet kemeri takmadınız ve kaza yapıp öldünüz. emniyet kemeri takarak hayatta kalabileceğiniz bir kazaysa bu, takmadığınız için intihar etmiş oluyorsunuz. kolonu kesilmiş bir binada oturan insanlar depremden sonra öldüklerinde intihar etmiş oluyorlar, çünkü kolonu kesilmiş bir binanın depremde ayakta kalma ihtimali sıfırdır. aynı şekilde, depreme dayanıklı olmayan bir binada oturuyorsunuz ve depremde öldünüz, bu da intihardır.

iş güvenliğinin önemini bileniniz var mıdır aranızda? iş güvenliği kurallarına uymadınız ve öldünüz. intihar etmiş oldunuz. intihar mevzusu birçok yönden çoğaltılabilir ama bu durumlar çok görmezden gelinsede benim burada yazdığım intihar çeşitleri gerçektir.

mehmet pişkin, cesur bir insan. videosunu tam izleyemedim. bu onun seçimiydi. kendisine saygı duyuyorum. ruhu şad olsun.
3 favorites - -
asla böyle birsey yapamam ama evet övülecek adamdır. herbiri kendini bi bok sanan 8 000 000 000 insanın yapmadığını yaparak "tamam hayat bu kadar yeterli kardeşim" diyerek gitmiştir.
8 favorites - -
farkındalık, isyankarlık ve cesaretin bir araya gelmesinin kaçınılmaz sonucunu yaşamıştır. çünkü çok fazla düşünen, sorgulayan, yoğun empati kurabilen kişiler doygunluğa ulaştığında hayat artık bir yük gibi gelir. zira gelmeyi seçmediğimiz bu hayatta bizlerden sürekli bir şeyler istenmiştir. bizlerden okula gitmemiz, sınavları geçmemiz, işe girmemiz, aile kurmamız, ürememiz ve nihayetinde ölmemiz beklenir. üstelik bu süreçte mutlu olmanın garantisi de verilmez. başlarda hayatın getirdiği keşfetme hissi cazip gelse de, zamanla birçok şeye doymuş olur ve artık hayatın getirdiği acılarla daha yoğun bir şekilde yüzleşmeye başlarız. aşk acısı, aldatılmak, gelecek kaygısı, hastalıklar, tecavüzler, savaşlar ve değer verdiğimiz insanların ve hayvanların ölümüne şahit olmak gibi ağır şeyler yaşayabiliriz. çok fazla çalışıyorsak ve çalışmaya mecbur olduğumuza şartlanmışsak mutsuzluk bir ölçüde bastırılabilir; ancak maddi anlamda daha iyi ve zaman konusunda daha özgür olan insanlar için varoluşsal konuları düşünebilecek çok daha fazla zaman vardır. mehmet pişkin de görece elit sınıfta olduğu için bu konulara daha fazla kafa yormuş ve mutsuzluğa ve yaşamaya mecbur olmadığına kanaat getirmiştir.

mehmet pişkin 11 yıldır aramızda yok; ancak biz onu unutmadık. çünkü o, kameralar karşısında intihar eden veya son sözlerini paylaşan sıradan insanlar gibi değildi. mehmet pişkin, hali vakti yerinde, karizmatik ve çekici birisiydi. haliyle varlığı ve eylemleri insanlar için daha önemli bulundu. ancak o, bu hayatı reddedip oyundan çıkarken bile insanlığa iki yüzlülüğünü hatırlatan bir tokat attı.
9 favorites - -
fikirlerin bedenimde kanser hücresi. ışığın bol olsun.
5 favorites - -
böyle şen biri kendini asacak cesareti nerden buldu, adam içki içiyor, şarkı dinliyor, aşk yaşıyor ama kendini asıyor
2 favorites - -
veda akşamı ibrahim tatlıses dinleseydi muhtemelen başlığı dahi açılmamıştı.

yüceltmeyin şöyle tipleri.
8 favorites - -
sendeki göt bende yok galiba mehmet.
1 favorites - -
bu arkadaşın hayatına son vermesini kınıyor ya da övüyorsanız mevcut statükonun en değerli parçası olan çoğunluktansınız.

biyoiktidar diye bir şeyden bahseder foucault. insan bedeni, davranışı ve zihni doğrudan baskıyla değil, görünmeyen bir iktidar ağıyla denetlenir der. beden üstünde bir tahakküm vardır. mikrodan makroya, en küçük hücreden ulus-devlete kadar uzanır bu. foucault’nun dediği gibi iktidar artık zincir takmaz, nabız ölçer. bize nasıl oturacağımızı, nasıl hissedeceğimizi, nasıl sağlıklı olacağımızı söyler.

modern çağda beden artık bir biyopolitik alandır. ne kadar yaşayıp ne zaman öleceğimizi bile sistemin ayarladığı bir ritim yönetir. bu ritmin denetimini zabitlere, jandarmalara vermez artık. modern devlet copu bırakalı çok oldu. şimdi ekran, okul, diploma ve algoritma var. kitle iletişim araçları ve eğitim sistemi, insanları gönüllü denetçilere, biyopolitikanın bekçi murtazalarına dönüştürür. herkes birbirini gözetler, yargılar, sınıflandırır. bir tweet, bir story, bir sınav sonucu hepsi bu görünmez kışlanın içtimasıdır.

ve ironik olan şu, artık baskıya direnen değil, baskıyı içselleştirip yeniden üreten birey makbuldür. iktidarın en verimli hali budur. çünkü kimse zorlamaz seni, sen kendini hizaya getirirsin.

gönüllü kölelik böyle bir şeydir işte. zincirini sever insan, yeter ki ona ait olduğunu sansın.
la boetie’nin dediği gibi, efendisiz köle olmaz
ama modern çağda efendi, tek bir kişi değil bir düzen, bir söylem, bir normdur artık.

köleler iki türlü düş kurar. bir kısmı özgür olmayı, diğer kısmı köle sahibi olmayı ister.
ikisi de aynı düzenin içinde nefes alır çünkü. biri zinciri kırmak ister, diğeri zinciri devralmak.bu dilemmada insanın kendi bedeni üzerindeki kararı yaşamak, ölmek, direnmek ya da vazgeçmek. bir anda toplumsal meseleye dönüşür. çünkü biyoiktidar için bireyin bedeni kamusal bir alandır. ölümü bile onundur, senin değildir.

ölümün mülkiyeti denen mesele basit.beden ve ölüm üzerinde son söz, olabildiğince kişinin kendisine aittir. ne mahkeme ne tv programı, ne de sosyal medya linci bunu gasp etmeye hak kazanır. bu yüzden intiharı övenler veya kınayan ahkam kesenler aynı terazinin iki hilesi, biri trajediyi mit yapar, diğeri insanı suçlar.

ve üçüncü bir tür daha var sınıf kini kusanlar. her acıyı kendi küçülmüş tarihinin doğrulama aracı yapanlar. onlar için ölüm malzemedir. politik propaganda, tribal gösterge, puan hesabı. bunların hepsi biyoiktidarın verimli toprağında yetişir. insanın en kişisel anı kamusallaştırılır, sermaye, itibar, ideoloji için çalınır.

dolayısıyla cevap basit, ne övme, ne kınama, ne de sınıf düşmanlığı önce insan, sonra söylem. mehmet pişkin’in ölümü bir içerik değil, insanlık sınavımızın bir aynasıdır.
30 favorites - -
Next (2) - Last Page (3)