blocktinstreet

anarşist (242)

Kasım 2007 - 1473 Entry - 123 Follower - 49 Following
"erkek çocukların iki kitaptan birini okuduğu bir yaş vardır. ya ayn rand okurlar ya da tolkien'in yüzüklerin efendisi'ni. bu kitaplardan biri gerçekliğe dair tüm anlayışınızı yok eder ve sizi gercek hayat yerine tuhaf bir fanteziye gömülmüş halde bırakır. digeri orklar ve hobbitler hakkındadır"
paul krugman
Last Entrys:
hayır denmesi gereken refarandum. zira her bir yanından samimiyetsizlik akan bir hükümetin sadece kendi gemisini yürütebilmek adına yaptığı bir eylem. bu kanıya varmak hiçde zor değil. madem o kadar değişimcisin, değişm konusu maddeleri ayrı ayrı oylanmasına izin ver. veriyor musun ? elbette hayır. samimiyetsizlik 1.

7 yıllık iktidarın boyunca meclisin en büyük kısmı senin elinde iken 1982 anayasası değişimi için ne yaptın? sadece laf kalabalığı, ne gerçek anlamıyla bir toplumsal sözleşmeye yöneldin, ne de gerçekten geniş tabanlı bir şekilde toplumun kanaat önderleri ile ilişki kurdun. sadece kendi tabanını mutlu edecek türban serbestisi gibi konuları getirdin gündeme koca anayasada getire getire. samimiyetsizlik 2.

301, kürt sorunu, demokratikleşme, avrupa birliği gibi konularda medyatik hareketler dışında samimi yaptırımlarda bulundun mu? bir irade gösterebildin mi? toplumun statükocu yanı bağırıp çağırmaya başlayınca geri adım attın mı attın. samimiyetsizlik 3.

askeri vesayeti kaldırmak adına kendini paraladın ama son askeri şura gösterdiki derdin kendi askeri vesayetini yaratmak. askeriye hala başbakanlığa bağlı bu doğrumu? askeriyenin bağlı olması gereken yer milli savunma bakanlığa iken kendi kanatlarının altında beslenmesine göz yumdun mu ? evet yumdun. hatta kendi komuta kademen hayali ile yanıp tutuşuyorsun. samimiyetsizlik 4.

demokrasinin en büyük nimetlerinden olan fırsat eşitliğini sağladın mı ? hayır kendinden olanı korudun, zengin ettin. damadın, akraban, yandaşın kim varsa devletin malı deniz mantığı ile besledin. samimiyetsizlik 5.

hayır demek için en kötü ihtimalle 5 sebep içeren refarandumdur. türkiye'ye hayırlı olsun.

321. derece jakoben, kuvvayi milliye ve seyyare kuvvetleri kumandan yardımcısı, ergenekon'un 1 numaralı sanığı, statüko yalakası, hastası blocktinstreet.

saygılarımla.

12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu - 6 favorites -
bir delişmen orospu yahut rand’ın dilemması
konulu pornoaohm entryimize başlıyoruz.

kapitalizmin kutsal fahişesi, modernitenin sarhoş peygamberi.kendine tanrı seçemediği için tanrı rolünü çalan kadın. ben varım dediğinde herkes sustu, çünkü o biz yokuz demenin erotik halini buldu. ben'ini inşa ettiği her şey biz'den apartmaydı halbuki.

birey dediği şey aslında zengin bir wasp mastürbasyonudur. üretken insan diye taptığı adamın eli cebinde, fabrikası filipinler’de, kitabıysa 800 sayfalık egosal mastürbasyon manifestosu. atlas shrugged, sanki tanrı değil de borsa yıkılmış gibi ağlıyor. dünyayı omuzlarında taşıyan titan değil, holding ceo’su.

kadın, tanrı’yı gömüp yerine ego dikti.
ama o ego da sik gibi dikelip durdu ortada, anlam vermek için kutsal aradı yeniden.
objectivism dedikleri şey aslında ben kendi menfaatim için yaşıyorumun parfümlenmiş hali. ve herkes o parfümü koklayıp özgürlük sandı. pardon fiilmindeki gardiyan'ın epikleşmesi bir nevi.

fakat işin komiği rand, kadın olarak bu düzenin en acı ironisiydi. maskülen bir sistemin içinden maskülenleşerek çıkmaya çalıştı. bunu yaparken hem kahraman, hem de kendi mitinin orospusu oldu. kendi bedenini değil ama fikrini pazarladı aynı işin daha lüks versiyonu yani.

şimdi bazıları hala diyor ki, rand ilham verdi. evet, verdi. amazon ceo’suna, elon musk’a, liberal ekonomiyle orgazm olan zengin çocuklarına ama insanlığa? sadece depresyon ve özsaygı yoksunluğu kaldı.

ayn rand’ın dilemması basit, tanrıyı öldürdü ama kendine tapmaya başladı. kapitalizmin nihilizme bulaşmış estetik versiyonu. rand’ın romanları da zaten uzun uzadıya dünyayı ben hak ettim pornosu. howard roark binaları dikerken, taggart trenleri sürerken, biz sıradan ölümlüler kendini gerçekleştir masalıyla, elmas madeni çocuğu zenginlerin başarı hikayeleri ile uyuyoruz.

ayn rand - 1 favorites -
"bilgi demokratik kararla doğru olmaz ki, dünyanın yuvarlak olup olmadığı demokratik bir kararın konusu olmaz. ya da insan haklarını koruyalım mı, demokratik karar konusu mu olacak.
...
saygı konusu insanlardır, fikirler değil. fikirler değerlendirme konusudur. yerli-yersiz karşı olduğunuz bir fikre “saygı duymak” ne demek olabilir acaba?"

ioanna kuçuradi

düz dünya teorisi - 6 favorites -
(bkz: derveni el yazması)

o zaman mektep de soba bile yok. ıskender'e diyoruz abi babana söyle de mekteplerde öğle yemeği olsun takan yok. okula gitmek gelmek zor tabi.

(bkz: mermer yediğim günler oldu)

yazarları 8 yaşına götüren kitap - 0 favorites -
haberciyi bulacaksın. eşeği suya yollayacaksın gerisi malum. şoke eden hikaye diyor. neyi şoke sayın amınakodum. insanlar doğru düzgün bir psikolojik tedaviye ulaşamıyor. psikolojik hastalık dediğinde zengin işi bunlar diyen milletiz.

olayı salt depreme bağlayarak küçültürüz. yarından umudu kesmiş milyonlarca genç var. bunların bir kısmı bu hale gelirken, bir kısmı suç, uyuşturucu, istismar pençesinde. zamanında suriyelilere yapılanı bu gençlere yapma peşinde sapık dayı dolu ortalık.

ciddi bir yüzleşme gerektiren durumun bir parçası genç.

3 yıldır evden çıkmayan banyo yapmayan genç - 101 favorites -
amerikan futbolu ile haşır neşirdirler.

(bkz: atış serbest)

geniş omuzlu kadınlar - 1 favorites -
milenyumun başından beri dünyayı saran evanjelik zihniyetin 20. yüzyıl versiyonu. adam ateist falan diye yükselmeden bir dinleyin, aziz romalılar.

bu adamın ailesi köklü bir protestan aile, iskenderiye'de ticaret ve misyonerlik falan var. yani hem para hem iman hattı kuvvetli.
rudolf hess dediğin adam, tanrı’yı değil kaderi meslek edinmiş bir mistikti. hitler’in ideolojisini ezberlemedi, sistemleştirdi. o yüzden nazi ideolojisinin kutsal kitabı mein kampf’ın rahibi aslında odur.

bir farkla, isa’sı yoktu. hess’in barış için ingiltere’ye uçuşu bile aslında bir kehaneti gerçekleştirme arzusu, kendini tanrı’nın iradesinin aracı sanmasıydı. evanjelik rüyaların alman versiyonu. yani kısaca, 20. yüzyılın ilk tanrı bana görev verdi delisidir.

weimar yıllarında bu tipler sistemin dışına düştü. krallık gitmiş, ruhban düzeni dağılmış, halk aç. hess gibi insanlar "ben bu dünyada değilim" demeye başlıyor. akademide tutunamıyor, siyaset dünyasında ciddiye alınmıyor, mistik vizyonlara sığınıyor.
her dışlanış biraz daha tanrı beni özel göreve çağırıyor duygusuna dönüşüyor. sonra o görev geliyor.

geliyor ama zamanla goebbels, himmler, bormann gibi isimlerin gölgesinde kalıyor. sahnenin ışığı führer’e, yankısı propagandacıya düşüyor. hess ise mistik bir karanlıkta yalnız kalıyor. reyize inancı tam ama artık kimse onu ciddiye almıyor. o da kader defterini kendi yazmaya başlıyor. açtığı falların, salladığı sarkaçların gazıyla bir sabah gerçekten tanrı beni çağırıyor diyor.

kafasında 14. yüzyıl monarşi kafasıyla kurgulanmış bir vizyon var: ingiliz düküyle buluşacak, imparatorlukları barıştıracak, anglo-germen ittifakıyla dünyayı ilahi düzene sokacak. böylece tarihe geçen o uçuş başlıyor sadece manş’ın üzerinden değil, akıl sınırlarının da ötesine.

dünya, tanrı’ya değil tanrı’nın yerine geçen adamlara tapıyor. modern çağın laneti de budur zaten her dışlanan, kendini seçilmiş sanıyor. bu amcam da benzer şekilde bir kafayla 50 seneye yaklaşacak medeni ölü hüviyetine kavuşuyor.

rudolf hess - 0 favorites -
be amın oğlu esteban, sikecem şu digital fortress saplantını! lan patlayan kitapların, tarihsel gizem üstüne az bilim. lan kendini orada tekrar et edeceksen. sen son iki kitaptır digital fortress tekrarı yapıyorsun.

olmuyor işte amk origin'i takan olmadı. the secret of secrets'de uzun ara olduğu için yoklukta gider kıvamında. lost symbol'a kötü olmuş diyen ağzıma sıçayım. lan dal işte oralara, bizim gibi romanlarda komplolarla coşanlara yapma bunu dan emmi.

gel seni tarsusa götürelim. kazı alanını gezdirelim. sözlükteki başlığı ingiliççeye çevirip eline verelim. otur geçitler, sandık, zigon sehpa karıştır ver bize. arkadaş bir keyfimiz var, ben her boktan anlarım inadına piç ettin.

dolup dolup boşaldığım bir yazar. burdan yetkilelere sesleniyorum. woody allen gibi buna da biraz arpa verin, tarsus marsus yazsın bisiler. hem turizm geliri olur, hem de bizim ohhh saçmala yiğidim, kutsal kase de bade doldur bize gibi beklentilerimiz tatmin olur. tamam sakinim. dan beni bul olm.

dan brown - 1 favorites -
sırf ama sırf bir daha yenisi ne zaman gelir diye okumayı erteliyordum. öyle göz ucuyla flortlesiyorduk. çünkü o benim blockbuster filmim, pulp fiction'im, boşvermişliğim. evet olmaktan korktuğum yerdeyim. the secret of secretsdeyim.

bu saat oldu bırakıyorum. bitecek yoksa ve ben hala dan brown gibi dolu görünümlü boş yazan bir yazar ikamesi bulamadım. guilty pleasure dediğin dan brown gibi olacak.

amerigan yayincilik sektörüne sesleniyom. bebeler yüzüklerin efendisine doyunca hayri pıtır falan urettiniz. brown'un alanına da bir kontur atın. devlet buna bir şey yapmalı.

şu an okunan kitap - 1 favorites -

geceye bir şarkı bırak - 0 favorites -
olay öyle çok gizemli bir şey değil bana göre. hani şu medusa'nın salı belgeselinde bile geçen şeyler vardi. tsk ekonomi ilişkisi, oyak, kuyak vs.

heh muhtemelen paşalar o dönem ballı börek, sütlü çörek takılıyorlardı. sayistay, kayistay takan yok. akp ve dönem ortağı fetö 17-25 misali bir damar buldu. yaşar paşayı çektiler saraya. eh istanbul burjuvası da zaten ufaktan cephe almış, tupras falan orada hazır bekliyor. doğan medya tam saha press.

patlatırız iskigate gibi biz de yanarız siz de yanarsınız. en iyisi herkes birbirine sahip çıksın. "aynı gemideyiz" sonuçta deyip ortak bir mutabakata varıldı. devletin gemisi yuzduruldu. lakin fetö eşeğin amina suyu kaçırıp, komple tasviyeye girişince olayın yönü değişti.

akp fetöye burda uyandı ilk muhtemelen. 2010 da çarşı karışmaya başladı. 2012 de fidan paketlenmeye kalkilinca akp mutabakat ortaklarına dedi ki bunlara karşı napcaz? üstüne 17-25 patlayınca ahci, bahçıvan, uşak, sonra hepsi şoföre şeklinde bir çemberle bugünlere geldik.

amina kodumun fetösü saolsun citi çubuğu yaktı. bizde böyle bakıyoruz olan bitene. he fetö'nun nokta dergisi aracılığıyla ilk patladigi 80'lerde de okul komutanı yaşar büyükanıt. öyle bir sokmuşlar ki bize bazen insan ya akp de haklı kendince lan derken buluyor kendini. (düşündüm yok böyle bir ihtimal saka yani) *

bak yazarken bile kafam taşak gibi oldu.

dolmabahçe mutabakatı - 0 favorites -