(bkz: ertuğrul özkök milliyetçiliği)

(bkz: sinan çetin)

şiddet karşıtlığı savunuculuğu yaparken, ezilenin isyanını terör diye etiketleme debilliği ya da kısaca şu güzel %50 oylu iktidar ortamımı niye bozuyorsun.

bir liberal milliyetçi'ye göre oya eronat meşru ama hatip dicle değil çünkü hukuk böyle, hem hatip dicle terörerörerörerörü savunuyordur, ayrıca hem güneydoğu'da olan bitenin de bunla ilgisi olamaz. çünkü hukuk böyle.

liberal nasyonalizm. siyasal filozofi mahsulü. zenofobisiz, bir milliyetçiliğin, liberal değerler olan, özgürlük, hoşgörü, eşitlik ve bireysel haklarla melezlenmiş halini ifade edermiş. savunucuları, demokratik bir yönetimin işlevlerini tam yerine getirebilmesi için, ortak bir millet bilincinin olması gerektiğini savunurlar.

http://en.wikipedia.org/wiki/liberal_nationalism

(bkz: formata uygun milliyetci haraket)

(bkz: şinzo abe)

(bkz: mustafa kemal atatürk)

eşit vatandaşlardan oluşan bir toplum vizyonunu temel alan, politik bağlılığı vurgulayan, toplumsal değerlere meydan okumayan, etnik ve kültürel çeşitliliğe saygı gösterilmesini sağlayan bir milliyetçilik biçimidir. öncelikle paylaşılan siyasi bağlılıklar ve siyasi değerler dışında şekillenir. bu yüzden millet bir “vatandaşlar derneği”dir.

t: boşuna birbirimizi yemeyelim milliyetçiliği

öncelikle gerçek şu ki türkiye'nin bu coğrafyada milliyetçiliğe ihtiyacı var. neden mi?

1. kendi içinde ve batıya karşı ciddi sıkıntıları olan ortadoğu'ya komşu yaşıyoruz.
kendini batı dünyasının karşıtı olarak konumlandırmış rus/sscb coğrafyası öteki komşumuz. aramızdaki ihtilaflarda acayip şekilde şımartılmış yunanistan diğer komşumuz. icinde on milyonlarca türk kimliği taşıyan insanın olduğu israil ve amerikaya karşı düşmanlığa devam eden iran bir diğer komşumuz. rusya'nın birkaç on yıl içinde yeniden ve yeniden müdahale edeceği kafkasya öteki komşumuz.

2.bu coğrafyanın sorunlarından en az olumsuz etkilenmemizin yöntemi hem batıya hem doğuya karşı (bkz: sığınmacılar krizi) türkçülük reflexi göstermemizle var olacaktır . çünkü batı bizi bir çeşit maşa olarak kullanmak istiyor. (bkz: suriye iç savaşı) ayrıca biz batı sisteminin güven sağladığı bir üyesi olmak istiyoruz.
batı bunu yanlızca menfaati olarak gördüğü sscb/rusya federasyonu/doğu bloğu kökenli tehditlere karşı destekliyor. ancak kendini türk-yunan veya türk-ermeni veya türk-ayrılıkçı terör örgütü sorunlarında tam karşıt tarafa sorgusuz sualsiz yerleşmiş durumda. bu ciddi bir çelişki yaratıyor.

3.tüm bu koşullar altında türkiye varlığını devam ettirmek istiyorsa yolu ve azerbaycana yayılmakta ve ege/doğu akdeniz konularında ulusal çıkarlarına göre politika üretmekten geçiyor.

4.türkiye ortadoğu'yla yüz yıl önce inşa ettiği kültürel bariyeri her kaldırdığında türkler oldukça zararlı çıkıyor. bu bariyer türk kimliğini güçlü şekilde korumakla var olabilir. bu ne zaman gevşerse türkiye'nin varlığı çok yönlü tehditlere açık hale gelir.

türkiye'nin ihtiyacı olan siyasi görüş olduğunu düşünüyorum. hem yerli mallarını ve yerli üretimi artıracak bir liberal ekonomi, hem yerliyi kullanmayı özendirecek bir siyasi ekol, hem de türkiye'de yaşayan herkesi eşit derecede hak ve hukuk önünde bir tutacak bir sistemle birlikte. ulus bilincini yükseltecek ve ülkenin değerlerini ön plana çıkartacak, islamcı çizgiden kesinlikle uzak duracak ve laiklik temel taşlarından biri olacak şekilde belki de bu ülkede kalkınmayı en üst düzeye getirecek sistemdir.

ümit özdağ mıdır peki bu, belki bir gün olabilir. chp midir, hayır o değil maalesef. akp hiç değil, burası türkiye'de derin bir boşluk. islamcı olmayan milliyetçi liberal kesime ihtiyaç var.

liberal nasyonalizm, bir “milletlere özgürlük” ideolojisidir ve fransız ihtilali sonrası gelişen milli egemenlik idealleri ile liberalizm/özgürlükçülük ideallerinin harmanlanması sonucu ortaya çıkmıştır. millet ideallerini liberal cumhuriyetçilik ilkeleriyle bir araya getiren ve italyan birleşmesinin öncü isimlerinden kabul edilen italyan milliyetçi düşünür guiseppe mazzini (1805- 1872) ve 19. yüzyıl başlarında latin amerika’daki bağımsızlık hareketlerinin önderi olan simon bolivar (1783-1830) bu ideolojinin ilk taraftar ve ideologları olarak kabul edilir. andrew heywood’un oldukça yerinde liberal milliyetçilik tanımına göre bu ideoloji “... milletlerin, bireyler gibi, en azından kendi kaderini tayin hakkına sahip oldukları anlamında eşit olduklarına inanır. dolayısıyla da liberal milliyetçiliğin nihai hedefi, özel bir milletin birleşmesi veya bağımsızlığı değil, bağımsız ulus-devletlerden oluşan bir dünyanın kurulmasıdır.” fatih serkan azizata. osmanlı'dan cumhuriyet'e milli egemenlik, s. 87.