lorenzo vigas'ın 2021 yapımı meksika filmi.
venedik film festivali'nde yarıştı, sinemaya biraz mesafeli duran ama bence dert anlatmayı bilen bir film.
konusu kısa: ölen babasının eşyalarını teslim almak için yola çıkan bir çocuk. ama bu yolculuk, “
aile”, “
kimlik” ve “
sisteme dahil olma” gibi meselelerle yavaş yavaş gölgeleniyor.
filmin temposu düşük. hatta yer yer durağan. ama bu bilinçli bir tercih bence. kameranın hep uzaktan bakması, karakterlerle aramıza bir mesafe koyuyor. yaklaşmıyor çünkü taraf tutmuyor. sen ne izliyorsan, sadece onu biliyorsun. açıklama yok, müzikle duygu yönlendirmesi yok. bir yoksulluk anlatısı var ama gözyaşı sömürüsü sıfır. çocuk karakterin yüzünde bile bir duyguya yer yok; sanki film boyunca her şey eksik bırakılarak tamamlanmak istenmiş gibi.
sinematografisi neredeyse belgesel tadında. kadroda profesyonel olmayan oyuncular var ve bu da gerçeklik hissini artırıyor. ama gerçeklik dediğimiz şey burada konforlu değil; tersine, rahatsız edici. film bir yandan fabrikalaşmış iş gücü sistemini, göçmenlik temasını ve görünmez sınıfı anlatıyor ama bunu slogan atar gibi yapmıyor.
tam tersi: “bak sen gör bunu, ama ne hissettiğine ben karışmam.” ve galiba o yüzden insanın içini kazıyan bir film oluyor. çünkü duygusal tepkileri sen veriyorsun, film senden bunu bekliyor ama izlerken hissetmiyorsun. bir noktadan sonra olayları değil, karakterin içine işleyen boşluğu farkediyorsun. izledikten sonra şunu düşündürüyor. bazı filmler hikâye anlatmaz, atmosfer inşa eder.
film bittiğinde bir şey çözülmüyor. çünkü hayat da öyle. bazı şeyler yaşanıyor sadece. anlamı da yok, açıklaması da.