dün yıkıldı. 65 yaşında bir yapıydı.
isviçre'de mimarlık okumuş feyyaz köksal tarafından, zürih'in mahalle sinemalarından ilham alınarak gerçekleştirilmiş. yetmişlerin ortasına dek amerikan kültür merkezi olarak hizmet vermiş. bir katı kütüphane, bir katı da kiliseymiş. bu tarihlerde sinemaya evrilmiş. ne var ki, önce televizyonun sonra da videonun yaygınlaşmasıyla - dönemin furyası olan seks filmlerini de göstermediği için - işleri azalmış. seksenlerin ortalarından doksanların ortalarına dek bunalımlı türk filmlerini ve avrupa sineması örneklerini göstermiş. bu dönemin ikinci yarısı benim de şahitliğimde geçti. doksanlar ortası türk sineması hareketlenince, 3 olan salonların sayısını 4 yapmış, bunların birinde türk, birinde nitelikli amerikan, birinde avrupa festival, birinde de vizyon filmlerini oynatmıştı.
30 yıl boyunca, pandemiye dek bu asil sinemanın müdavimiydim. kızılay sinemalarla doluydu. artık bir tek büyülü fener kaldı geriye.
güle güle
kızılırmak sineması.
artık genç değilim.