umumiyetle seküler olmaları
bir osmanlı düşmanı olarak itiraf ediyorum; nafile bir düşmanlıkmış. osmanlı bu millete hak ettiğini yaşattı. ne eksik, ne fazla. bu yüzden artık osmanlı'yı anlıyor, saygı duyuyorum. bu milletin başına; "kıbrıs'ı aziz dostum kraliçe victoria'ya kiraladım. artık kıbrıs'ta ezan da susacak, bayrak da inecek." deyip halkını davar gibi satacak bir ağa lazım. ecanibe toprak satışı kanunu çıkarıp kudüs'ü yahudilere satacak bir ağa lazımdı. devlet topraklarının mülkiyeti halifeye ait zaten. ister satar, ister atar. kimse gıkını çıkaramaz. gıkını çıkarın olursa da aziz dostumuz kraliçe victoria icabına bakardı. vahdettin'in serv'i imzalayıp sarayını konya'ya taşıması lazımdı. hatta konya'yı da vahdettin'e bırakmayıp şeyh saitler, fesli kadirlerle bölmek lazımdı. ırak, suriye, afganistan, pakistan ne yaşadıysa bu davarlar da aynı şartlarda yaşamalıydı. neyse; geç oldu, güç olmadı.
ben kemalist olarak şahsen osmansıza düşmanım. osmanlı olanlarla bir problemim olmadı. ayrıca incirli biskreme de bayılırdım . tekrar çıksa da yesek keşke.
onlarin tek düşmanı,islam. o yüzden kuyruk acıları
filistinlilerin yahudileri sevmemelerinin nedeni nazi olmaları kadar geçerli bir önerme.
kendilerini de topraklarıyla beraber satmaya çalışan bir köle sahibine kölelerinin isyan ederek yaşadıkları toprakları ele geçirmesine kemalizm diyor bu köleler. yoksa ne kemalistlerin, ne de atatürk'ün osmanlı'yla alıp veremediği bir şey yok. hatta atatürk nutuk'ta "ufak bir aşiretten anavatanda bağımsız bir devlet kurduktan başka batı âlemine, düşman içine girdi ve orada çok büyük güçlükler içinde bir imparatorluk kurdu. ve bunu, bu imparatorluğu altı yüz yıldan beri tam bir hayranlık ve büyüklükle devam ettirdi. bunu başaran bir millet, elbette yüksek siyasî ve idarî niteliklere sahiptir. böyle bir vaziyet yalnız kılıç kuvvetiyle olamazdı. dünyaca bilinmektedir ki, osmanlı devleti pek geniş olan ülkesinde bir sınırından diğer sınırına ordusunu olağanüstü hızla ve tamamen donatılmış olarak naklederdi. ve bu orduyu aylarca ve belki de yıllarca iyi besler ve idare ederdi. böyle bir hareket yalnız ordu kuruluşunun değil, bütün devlet kuruluşlarının olağanüstü üstünlüğünü ve kendilerinin yetenekli olduğunu gösterir. " der osmanlı hakkında mesela.
tabii ki din deyince sadece sünni islamiyeti, ticaret deyince yağmayı, adalet deyince kini, özgürlük deyince tecavüzü anlayan bir azınlık, tarih denince de sadece osmanlı'yı anlamakta. bu nedenle de tarihin diğer kısımlarına bakmayı günah saymakta.
yaprak kafalı; dizi izleyeceğine, aç biraz tarih oku.
halifesine kim ihanet etmiş, kim ingilizlerle anlaşmış, lavrance kimlerle osmanlı askeri kesmiş?
100 yıldır kan eksik olmayan filistin, osmanlı askerini nasıl arkadan vurmuş, hatta vurduğu günü milli bayram ilan etmiş
soyu belli zannettiğin şehzadelerin hepsinin anası gâvur, ve hepsi kardeş katili.
bugün arap alfabesi kullansaydın, ufkun marsa çıkacaktı hamın evladı.
bu arada senin deden 6. filoyu kıble yapıp, namaz kılmıştı.
yarın sizde netenyahuyu bile kıble yapabilirsiniz.
apoyu yaptığınız gibi...
ne güzel hiç ağzımı bozmadan yazabildim.
ben iyi denecek kadar kemalistim. ama osmanlı ile gurur duyarım. imparatorluk çağında, önüne geleni dize getirecek gücü bulmuş atamdır. son padişahlar ülkeyi gerçekten eskileri gibi iyi yönetemediler, bunun sebepleri mutlaka var. ancak mehmet reşat ve vahdettin padişah olmaya uygun yetişmemiş ve bu konuma hazır değildi.
mustafa kemal almanyada ve vahdettin tahta geçtikten sonra vahdettine çareyi çokça gösterdi, ordunun başına geçmesini ve kendisinin emrinde olacağını belirtti. vahdettin ittihatçıları (enver paşa ve arkadaşları) seçip istanbul ve taht üzerine kurtuluş mücadelesi verip, osmanlıya sadık kalan misakı milli sınırlarına arkasını dönünce, mustafa kemal anadoluya geçip halka sırtını verdi. özet budur. vahdettin ülkeden kaçıp gittikten seneler sonra bile anadoluya geçmesinin isabetli olacağını yazmıştı sanırım. osmanlı iyidir ama 1. dünya savaşından sonra zaten tüm dünyada hanedanlık veya imparatorluk diye birşey kalmadı.
ayrıca ben osmanlıyı sevmeyen kemalistlerin cahilliğini anlayabiliyorum ama aratürkü sevmeyen osmanlıya sevdalanan kişileri anlayamıyorum. ya şeriat istiyorlar, ya da halkın güçsüz olmasını. fakat bence asıl sorun kadını kontrol edemeyen erkek figürüne dönüşmeleri ve kendilerini medeni dünyada ön plana atacak gelişimden uzak durmaları. bu ülkenin meclisi 1923 te cumhuriyeti kabul etti, fakat kadına vekil seçme ve seçilme hakkını 1934 e kadar 11 yıl boyunca kabul etmedi. ve benim görüşüm o ki, (her görüşü de dinler ve anlamaya çalışırım) bu gibi düşünceler kadın üzerindeki etkileri üzerine bir yaşamı önceliklendiriyor.
osmanlıya ecdad diyenler nedense selanik i uzayda sanıyor. orası da osmanlı toprağı değil miydi? osmanlıyı kimse kötülemiyor hatta bazen fazla abartıyoruz. çok iyi yönleri olduğu gibi berbat yönleri de vardı aynı örneği cumhuriyet dönemi için de söyleyebiliriz. lakin harf inklabına kötü demek için resmen saf ya da kötü olmak gerekli, bir de bu inklabın noktası bu dönemde konduysa da öncesi çok daha eski dönemdedir.
muhteşem bir başlık: (bkz:
derdini sikeyim butonu)