kanser hastalarına teşhisin söylenip söylenmemesi
Next (2) - Last Page (19)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

4. evrede küçük hücreli akciğer kanseri olduğunu öğrendiğimiz, 6ay ömrü var denmiş, 3 beyin metastazlı, 1 karaciğer metastazlı 2. yılımıza geldiğimiz annemin kızı olarak cevap veriyorum;

hastanın ailesi iletişim kurulacak eğitim seviyesinde insanlarsa, dr önce 1.derece hasta yakınlarına söylemeli.
1.derece aile yakınları, bu durumu kendileri mi söylemek ister hastaya yoksa doktor mu söylesin bunu kararlaştırmalılar.

eğer hastanın ailesi ve hasta iletişim kurulamayacak eğitim seviyesindeyse, kesinlikle risk almayın ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın. duygusal düşünmeyin.

ben doktorumuzun anneme, biz de odadayken kendisinin söylemesini istemiştim ama bunu söylerken
-bunun artık grip gibi bir hastalık olduğunu,
-teknolojinin ve ilaçların çok geliştiğini,
-bundan korkmak yerine bununla yaşamayı öğreneceğimizi,
-hiç düşündüğümüz gibi zor olmayacağını vs
yeminini bozmak uğruna bile olsa masum yalanlar söylerek yaptı.
canım sema hocam

annem ilk kanser olduğunu aslında benden duydu," kanser olabilirmişsin ama çaresi var her şeyin merak etme" diyerek telkin etmiştim. halbuki tipini öğrenmek üzereydik.

biz bu zor hastalığı tedavi + psikolojik destek + yalan ve belki biraz şans ile 2.yılımıza getirdik.
beyne sıçradığında radyoterapi doktoru ile beraber yalan söyledik. koruyucu ışın vereceğiz dedi doktorumuz.
3. sıçramada artık söyledik. alışmıştı zaten radyoterapi almaya.

karaciğere sıçradı, onkoloğumuzla placebo vitamin verdik. karaciğer için akıllı ilaç dedik.
tüm doktorlardan tek ricam bunu moral vererek ve gripten bahsediyormuş gibi anlatmalarıydı.
hiç bir doktor ricamı kırmadı.

ülkemin canım doktorları.
ne demiş atam (bkz: beni türk hekimlerine emanet ediniz)

edit: eğerki onkoloji hastası değilseniz, ya da onkoloji hastasına bakım veren değilseniz ya da moralin (psikolojik destek) insan yaşamındaki etkisinden bi haberseniz " böyle doktor mu olur, senin yeminin yok mu, bize mi soruyorsun?" gibi söylemler sadece empati yapamadığınızı gösterir.

sayılı günleri netleşmiş bir hastanın psikolojisini düşünmek bir doktoru kötü yapmaz.
aksine bizim bu ülkede böyle doktorlara ihtiyacımız var.
halden anlayan, psikoloji bilen, empati yapabilebilen.

saçma saçma yorumlar
330 favorites - -
babam akciğer kanseri olduğunu bugün öğrendi. raporlarını okuyarak tüm soruları kendisi sordu zaten. bence söylenmeli fakat yaşayarak göreceğiz. umarım babam iyi olur.
48 favorites - -
kesinlikle söylenmeli. bu hastalık sabah akşam bu ilacı iç demekle iyileşen bir hastalık değil zaten. söylenmeli. ancak bu hastalıkla savaşan bir aile olarak şunu da eklemeliyim ki bu süreçte profesyonel psikolojik destek şart. biz bu imkana çok şükür ulaşabiliyoruz ancak hep diyorum bu desteğin bu hastalara verilmesi, ailelerin bilgilendirilmesi gerek. bir kere çok sağlıklı yaşamalı ve beslenmeli hasta.
babamdan biliyorum bu hastalık kişiye söylendiği anda insan öleceğini düşünüyor. ama destekle moralle bunu aşmalı. kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi alan bir hasta bunun yan etkileri ile ne olduğunu bilmeden savaşamaz.
109 favorites - -
uzak organ metastazı ile öğrendik babamın akciğer kanseri olduğunu. bu süreci yönetirken aile olarak öğrenmesini istemedik. kafasında kurmasını ve ölümü beklemesini görmek bizim için de çok zor olacaktı.

güvendiğimiz bir kaç doktor ile görüştük. teşhis netleşti. bir yerden başlamak gerekiyordu. bacağındaki ağrı dayanılmazdı ve buradaki tümör öncelikle temizlendi. akciğer ca teşhisi bu tümörle konulduğu için akciğer ile bağlantı kuramadı.

ameliyat sonrası bacağına şua tedavisi uygulandı buna da bir kılıf bulduk. ancak neden akciğerlerime de uygulanıyor diye sordu. onu da bir şekilde geçiştirdik.

kemoterapiye başlamamız gerekiyor. nasıl söyleyeceğiz derken tedbir amaçlı vs. bir şeyler anlattık. başta kabul etmedi sonra ikna oldu.

zor tarafı bu tedaviyi yapacak medikal onkoloğa karar vermek ve babama söylemesini engellemekti. bu sürece gelene kadar onlarca doktora muayene oldu. bir gün önce gidip durumu anlatıp kesinlikle söylememelerini istedim.

kemoterapiyi yapan hoca hastamdan saklamam etik değil diye çıkıştı onu da ikna ettik. ancak kemoterapi yapılacak yere gidip bir baktım ki çoklu ortamda yapılıyor ve herkes birbirine hastalığını soruyor. o zaman da özel hastanede olmamızın avantajı tek kişilik oda ayarlayıp diğer hastalarla temasını kestik.

bu arada ülkede bilinen, tanınan bir çok onkolog profesöre gittim sonuçları gösterdim ve en iyi sağ kalım süresinin bir yılın altında olduğunu söylediler.

elinde ıphone telefonun en üst modeli ve aktif internet kullanan birisiydi. sürekli sonuçları görmeden çantama tıkıştırdım. görüp araştırmasın diye.

son evre, uzak organ, böbrek üstü bezleri, iki akciğer lobu dahil metastaza rağmen 6 yıl yaşadı ve son bir aya kadar her işini yaptı. 77 yaşındayken bile aktif iş hayatı devam etti.

son günlerinde söylememizi ister misin diye sorduğumuzda cevabı hayır oldu. o da bilmek istemedi biz de söylemedik, söyletmedik.
59 favorites - -
anneannem lenfomaydı ve neredeyse bütün organlarına metastaz yapmıştı. 82 yaşındaki kadına söylememe kararı aldık doktoru ile anlaşarak. zaten kullandığı ilaçlar nedeniyle sersemlemişti ve iltihaplı romatizma nedeniyle hastanede yattığını söyledik. covid döneminde olduğumuz için de gelen giden olmuyordu ve 1.5 yıl asla ağzımızdan kaçırmadan tedaviye devam ettik.

bu hastalığın en büyük tedavisi bence moral. bir gün bile üzülmedi, saçları döküldüğü zaman doktoru yeni bir ilaç bu, yan etkisi saç döküyor ama bak ellerinde ağrı kalmadı şeklinde çocuk avutur gibi avutup geçiştiriyordu.

1.5 yılın sonunda hastalığı büyük ölçüde yenmiş ve tedavinin sonuna yaklaşmışken nereden aldığını bilmediğimiz covid nedeniyle 1 hafta içerisinde anneannemi kaybettik.

bence belirli bir yaşın üstüne söylenmemeli. söyleseydik o kadar dayanacak gücü olmayacaktı.
38 favorites - -
bir doktor hastanın kendisi dışında birine hastalığı hakkında bilgi veriyor ve bunun doğru olup olmadığını bize soruyor. ciddi mi bu trol mu anlamadım. etikten ve yasalardan bu kadar mı bihabersiniz yahu?
88 favorites - -
bu soruları soran kişi hekim değildir diye düşünüyorum (ya da umuyorum); keza, hem uluslararası hem de ulusal mevzuat bir hastaya hastalığı hakkında bütün bilgilendirmelerin yapılmasını zorunlu kılıyor. başka kişilere ise bilgi verilmesini kısıtlıyor.

türk filmlerindeki gibi hekimin, örneğin, (hasta olan erkek eş durumunda) kadını bilgilendirip kocasını bilgilendirmediği durumlar söz konusu dahi olamaz.

ikinci olay açısında da, tüm gelişmiş ülkelerde hasta mahremiyeti ile ilgili düzenlemeler vardır. türkiye’de de esasen bu prensipler eskiden beri olsa da; insani bir yaptırımı olmadığı için hiçbir gerçek (hekim, hemşire, sekreter vs.) ve tüzel (hastane, görüntüleme merkezi, vs.) kişi bu gizliliği umursamıyordu.

6698 sayılı kvkk ile bütün kişisel verilerimizin korunması etkin ve etkili olarak düzenlendiğinden ve ciddi yaptırımlara (örneğin 6.000.000 tl’ye kadar para cezası; bu üst limite yakın cezalar da gayet güzel uygulanıyor ) tâbi tutulduğundan bu yana, hiçbir kurum ve kişi bu kanuna aykırı hareket edemez hale geldi.

güncelleyeceğim ve okurlara hem kimlere ceza verilir, hem de bir hukukçu (avukat ve akademisyen) olarak nasıl ceza yazdırdım* özetle anlatacağım.

edit: 1. @hipokratin tus hocasi adlı yazarın haklı uyarısı üzerine bir düzenleme;

“nasıl ceza yazdırdım” kısmına haklı olarak sitem ederek “düşüyor mu böyle” (müvekkili kast ederek) sormuş.
bu sözcükler ceza yazdırma kısmına dair açıklama yapacağım için kullandım. daha düzgün ifade etsem daha hoş olurdu. açıklamalarım da zaten kurumlara (özel hastaneler de dahil) yönelik olacak; tutup da gariban bireyleri (hekim, muhasebeci, vs.) hedef almadım hiç. belki bu açıklamalar ile, onlar da neler yapmaları gerektiğini görürler.

ekşi sözlükten bu zamana kadar (9-10 yıl oldu yazar olalı) ne bir müvekkil kabul ettim, ne de bir yazarı başka bir meslektaşıma yönlendirdim. birçok yazara (genç hukukçulara ve hukuki bilgi talep edenlere, akademik eğitimine yurtdışında devam etmek isteyenlere vs.) uzun uzun açıklamalarda bulundum, kimilerine 4-5 a4 sayfa uzunluğunda; bir kez olsun kimseden maddi/manevi bir talebim olmadı. zaten yazarlığın anlamı da budur benim gözümde; yoksa (kimseye laf etmek gibi niyetim yok) maç skoru tahmini, 1.80’in üzerinde erkeklerin akıllı olmaması sorunu vs. konular pek de muteber değil sanki…

buradan müvekkil bulsam ne olacak sanki? fiilen bir şey olmaz; kişisel etik tercihi diyelim.

açıklama bekleyen çok kişi var, mesajlardan dolayı bunun farkındayım. biraz zaman talep ediyorum sizlerden, yoğunluktan dolayı hemen yazamayacağım; ilk fırsatta başlayacağım.
51 favorites - -
pankreas kanseri teşhisli onkoloji hastasıyım. patoloji raporunu hastaneden alıp ameliyatımı yapan cerrahla görüşmeye gidene kadar zaten internetten evrenin nasıl anlaşılacağını, kanserin türünü vs. öğrenmiştim. çok yıkıcı bir etkisi oluyor kesinlikle, ama teşhisteki kanser türü için genç yaşta hasta sayıldığımdan ne cerrahım ne onkologum, ne hastalığı sakladı ne de evresini…kendim bununla başa çıkamadığımı hissettim ve tedavi gördüğüm hastanedeki psikoonkoloji biriminden destek almaya başladım…
ömrümün ne kadar olduğunu bilmiyorum, bu hiç konuşulmadı; ama ameliyattan bu yana 6,5 ay geçti…söylenmese de biliyordum, söylendiği için hayatımı planlayabiliyorum. hastanın eğitimi, ailesi, yaşı vb. şartlar değerlendirilerek hastaya bilgi verilmeli bence.

edit: imla
15 favorites - -
anket başlığa, anket cevap ile, evet diyorum. (taşınmadan önce, başlık "... söylenmeli mi" diye bitiyordu.)
hastalık hakkında asgari seviyede bilgili bir hastanın bile ilk sorusu "kaçıncı evre" olacaktır, işte bütün beyaz yalanlarınızı kullanma yeri burasıdır.

ömür boyu bir daha hiçbir yakınım için yaşamak istemediğim o gece, canım annem ile yaşadığım konuşmada, hastalığın adını kullanmadan "ciğerlerinde hastalık varmış anneciğim" dedim direkt ben. anlamadı, anlamak istemedi belki, "kitle varmış annecim" dedim, "yani x mi" demesine fırsat bırakmadan "biz hazırız ama annecim" dedim, "biz bu savaşa hazırız, biz bunu yeneceğiz, kendimize güveniyoruz, ama en önemlisi, sana güveniyoruz" dedim. artık "ben o teste neden giriyorum, bu makineye neden giriyorum, neymiş, ne diyorlar, o kağıtlar ne" hiçbirinden kaçmamıza, her birine tek tek bir yalan bulmamıza, hiçbir gizli saklıya gerek kalmamıştı. kocaman bir yük kalkmıştı üzerimizden. "annecim bir de karaciğer var, o kadar" diye eklemek dışında.

tedavi günlerinde biri geldi evimize ziyarete, evre konularını açtı geçiren bir tanıdığından bahsederken, gitti, gece annem geldi yanıma. "wanna, benim kaçıncı evre yavrum" dedi sessizce, "iki galiba anne" dedim. alt tarafı iki eksik söylemiştim :) hiçbir şey demedi. "yavrucum üç aydır tedavi görüyorum hiç sormadın mı, bunun galibası olur mu, metastaz varken nasıl iki oluyor", hiçbir şey demedi. hastalığı bilmesi gerekiyordu, söylemiştim. ama evreyi devreyi, sormanın da, söylemenin de, bilmenin de, hiç kimseye bir faydası yoktu.

annem zannediyorum bu 2'nin verdiği moralle, hastalıkla aslanlar gibi savaştı, yeri geldi hastanenin de odasının da afedersiniz amına koydu, doktoruydu hemişiresiydi kah güldürürken kah canlarına okurken alayının içinden geçti, kendisine o lanet seneyi yaşatanın ne olduğunu bilerek, ama ne safhada olduğunu hiç bilmeden, morali hiç bozulmadan, süngüsü hiç düşmeden, aslanlar gibi de öldü.

1 sene oldu, yaşamı kadar, onun o mağrur savaşıdır bana ilham veren. söylediğim o ilk geceden, gittiği son güne.

seni çok özlüyorum anne.
20 favorites - -
annem göğsünde kitle hissedip doktora gitmiş, bize de söylememiş. kontroller sonrası parça almaya karar veriyor doktor. ben o esnada öğrendim. operasyona beraber gittik.
doktor beni görünce tuttu kolumdan kenara çekti ve annemin kanser olduğunu göğsünden bütün vücuduna yayılabileceğini durumunun kötü olduğunu söyledi. yani bunca zaman anneme tek kelime etmemiş beni görünce döküldü.
benim düştüğüm durum ve ruh halini anlatmama kelimeler yetmez.
he ama sonuç ne oldu? başka harika bir doktor ile annemin göğüsleri bile alınmadan bu illetten çok şükür kurtulduk ve üstünden 13 sene geçti.
20 favorites - -
Next (2) - Last Page (19)