kanser hastalarına teşhisin söylenip söylenmemesi
Next (2) - Last Page (19)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

hastaneye, doktora hep kendi giden birilerinin ailesine , sevdiklerine söyleyememe sorunsalı daha büyük. canıyla mi uğraşsın yoksa nasıl söylesem derdiyle mi?
12 favorites - -
kesinlikle söylenmeli. bu hastalık sabah akşam bu ilacı iç demekle iyileşen bir hastalık değil zaten. söylenmeli. ancak bu hastalıkla savaşan bir aile olarak şunu da eklemeliyim ki bu süreçte profesyonel psikolojik destek şart. biz bu imkana çok şükür ulaşabiliyoruz ancak hep diyorum bu desteğin bu hastalara verilmesi, ailelerin bilgilendirilmesi gerek. bir kere çok sağlıklı yaşamalı ve beslenmeli hasta.
babamdan biliyorum bu hastalık kişiye söylendiği anda insan öleceğini düşünüyor. ama destekle moralle bunu aşmalı. kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi alan bir hasta bunun yan etkileri ile ne olduğunu bilmeden savaşamaz.
109 favorites - -
söylenmemeli. söylemezseniz hayatta anlamazlar.
8 favorites - -
bir doktor hastanın kendisi dışında birine hastalığı hakkında bilgi veriyor ve bunun doğru olup olmadığını bize soruyor. ciddi mi bu trol mu anlamadım. etikten ve yasalardan bu kadar mı bihabersiniz yahu?
88 favorites - -
bu soruları soran kişi hekim değildir diye düşünüyorum (ya da umuyorum); keza, hem uluslararası hem de ulusal mevzuat bir hastaya hastalığı hakkında bütün bilgilendirmelerin yapılmasını zorunlu kılıyor. başka kişilere ise bilgi verilmesini kısıtlıyor.

türk filmlerindeki gibi hekimin, örneğin, (hasta olan erkek eş durumunda) kadını bilgilendirip kocasını bilgilendirmediği durumlar söz konusu dahi olamaz.

ikinci olay açısında da, tüm gelişmiş ülkelerde hasta mahremiyeti ile ilgili düzenlemeler vardır. türkiye’de de esasen bu prensipler eskiden beri olsa da; insani bir yaptırımı olmadığı için hiçbir gerçek (hekim, hemşire, sekreter vs.) ve tüzel (hastane, görüntüleme merkezi, vs.) kişi bu gizliliği umursamıyordu.

6698 sayılı kvkk ile bütün kişisel verilerimizin korunması etkin ve etkili olarak düzenlendiğinden ve ciddi yaptırımlara (örneğin 6.000.000 tl’ye kadar para cezası; bu üst limite yakın cezalar da gayet güzel uygulanıyor ) tâbi tutulduğundan bu yana, hiçbir kurum ve kişi bu kanuna aykırı hareket edemez hale geldi.

güncelleyeceğim ve okurlara hem kimlere ceza verilir, hem de bir hukukçu (avukat ve akademisyen) olarak nasıl ceza yazdırdım* özetle anlatacağım.

edit: 1. @hipokratin tus hocasi adlı yazarın haklı uyarısı üzerine bir düzenleme;

“nasıl ceza yazdırdım” kısmına haklı olarak sitem ederek “düşüyor mu böyle” (müvekkili kast ederek) sormuş.
bu sözcükler ceza yazdırma kısmına dair açıklama yapacağım için kullandım. daha düzgün ifade etsem daha hoş olurdu. açıklamalarım da zaten kurumlara (özel hastaneler de dahil) yönelik olacak; tutup da gariban bireyleri (hekim, muhasebeci, vs.) hedef almadım hiç. belki bu açıklamalar ile, onlar da neler yapmaları gerektiğini görürler.

ekşi sözlükten bu zamana kadar (9-10 yıl oldu yazar olalı) ne bir müvekkil kabul ettim, ne de bir yazarı başka bir meslektaşıma yönlendirdim. birçok yazara (genç hukukçulara ve hukuki bilgi talep edenlere, akademik eğitimine yurtdışında devam etmek isteyenlere vs.) uzun uzun açıklamalarda bulundum, kimilerine 4-5 a4 sayfa uzunluğunda; bir kez olsun kimseden maddi/manevi bir talebim olmadı. zaten yazarlığın anlamı da budur benim gözümde; yoksa (kimseye laf etmek gibi niyetim yok) maç skoru tahmini, 1.80’in üzerinde erkeklerin akıllı olmaması sorunu vs. konular pek de muteber değil sanki…

buradan müvekkil bulsam ne olacak sanki? fiilen bir şey olmaz; kişisel etik tercihi diyelim.

açıklama bekleyen çok kişi var, mesajlardan dolayı bunun farkındayım. biraz zaman talep ediyorum sizlerden, yoğunluktan dolayı hemen yazamayacağım; ilk fırsatta başlayacağım.
51 favorites - -
olayın hukuksal boyutunu ve doktor hasta gizliliğini bir kenara bırakıyorum sadece anneannem ile birebir yaşadığımız durumu anlatmak istiyorum. annemler anneannemin kanser olduğunu öğrendiklerinde kendisinden sakladılar çünkü çok hassastı. dedemin ölümünden sonra üzüntüden kanser oldu ama öğrenmeden yedi sekiz yıl bu şekilde yaşadı hatta kanseri atlattı. ama kemoterapi gördüğü zamanda aldığı ilaçlardan dolayı böbrek yetmezliğinden kaybettik ne yazık ki. eminim söyleseydik bu kadar yaşatamazdık , çok ince düşünen üzüntüden hastalanan bir yapısı vardı. bizde söylemeden hiçbir şey yokmuş gibi hayatımıza devam ettik hastaneye götürürken farklı yalanlar uydurduk. her hafta sonu evinde toplandık tüm çoçuklar ve torunlar , bu ona gerçekten moral oldu. mekanı cennet olsun canım benim
38 favorites - -
4. evrede küçük hücreli akciğer kanseri olduğunu öğrendiğimiz, 6ay ömrü var denmiş, 3 beyin metastazlı, 1 karaciğer metastazlı 2. yılımıza geldiğimiz annemin kızı olarak cevap veriyorum;

hastanın ailesi iletişim kurulacak eğitim seviyesinde insanlarsa, dr önce 1.derece hasta yakınlarına söylemeli.
1.derece aile yakınları, bu durumu kendileri mi söylemek ister hastaya yoksa doktor mu söylesin bunu kararlaştırmalılar.

eğer hastanın ailesi ve hasta iletişim kurulamayacak eğitim seviyesindeyse, kesinlikle risk almayın ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın. duygusal düşünmeyin.

ben doktorumuzun anneme, biz de odadayken kendisinin söylemesini istemiştim ama bunu söylerken
-bunun artık grip gibi bir hastalık olduğunu,
-teknolojinin ve ilaçların çok geliştiğini,
-bundan korkmak yerine bununla yaşamayı öğreneceğimizi,
-hiç düşündüğümüz gibi zor olmayacağını vs
yeminini bozmak uğruna bile olsa masum yalanlar söylerek yaptı.
canım sema hocam

annem ilk kanser olduğunu aslında benden duydu," kanser olabilirmişsin ama çaresi var her şeyin merak etme" diyerek telkin etmiştim. halbuki tipini öğrenmek üzereydik.

biz bu zor hastalığı tedavi + psikolojik destek + yalan ve belki biraz şans ile 2.yılımıza getirdik.
beyne sıçradığında radyoterapi doktoru ile beraber yalan söyledik. koruyucu ışın vereceğiz dedi doktorumuz.
3. sıçramada artık söyledik. alışmıştı zaten radyoterapi almaya.

karaciğere sıçradı, onkoloğumuzla placebo vitamin verdik. karaciğer için akıllı ilaç dedik.
tüm doktorlardan tek ricam bunu moral vererek ve gripten bahsediyormuş gibi anlatmalarıydı.
hiç bir doktor ricamı kırmadı.

ülkemin canım doktorları.
ne demiş atam (bkz: beni türk hekimlerine emanet ediniz)

edit: eğerki onkoloji hastası değilseniz, ya da onkoloji hastasına bakım veren değilseniz ya da moralin (psikolojik destek) insan yaşamındaki etkisinden bi haberseniz " böyle doktor mu olur, senin yeminin yok mu, bize mi soruyorsun?" gibi söylemler sadece empati yapamadığınızı gösterir.

sayılı günleri netleşmiş bir hastanın psikolojisini düşünmek bir doktoru kötü yapmaz.
aksine bizim bu ülkede böyle doktorlara ihtiyacımız var.
halden anlayan, psikoloji bilen, empati yapabilebilen.

saçma saçma yorumlar
330 favorites - -
toplumumuzun kanser = ölüm şeklinde bakmaması gerekiyor. 1 yıl ömür biçilen insanlar senelerce yaşıyor. sapasağlam insan spor yaparken küt gidiyor.
12 favorites - -
anneannem lenfomaydı ve neredeyse bütün organlarına metastaz yapmıştı. 82 yaşındaki kadına söylememe kararı aldık doktoru ile anlaşarak. zaten kullandığı ilaçlar nedeniyle sersemlemişti ve iltihaplı romatizma nedeniyle hastanede yattığını söyledik. covid döneminde olduğumuz için de gelen giden olmuyordu ve 1.5 yıl asla ağzımızdan kaçırmadan tedaviye devam ettik.

bu hastalığın en büyük tedavisi bence moral. bir gün bile üzülmedi, saçları döküldüğü zaman doktoru yeni bir ilaç bu, yan etkisi saç döküyor ama bak ellerinde ağrı kalmadı şeklinde çocuk avutur gibi avutup geçiştiriyordu.

1.5 yılın sonunda hastalığı büyük ölçüde yenmiş ve tedavinin sonuna yaklaşmışken nereden aldığını bilmediğimiz covid nedeniyle 1 hafta içerisinde anneannemi kaybettik.

bence belirli bir yaşın üstüne söylenmemeli. söyleseydik o kadar dayanacak gücü olmayacaktı.
38 favorites - -
babam akciğer kanseri olduğunu bugün öğrendi. raporlarını okuyarak tüm soruları kendisi sordu zaten. bence söylenmeli fakat yaşayarak göreceğiz. umarım babam iyi olur.
48 favorites - -
Next (2) - Last Page (19)